Seçim hengamesi son buldu.
Şimdi icraat zamanı.
Tabiri caiz ise 5 yıllık uyku bitti.
Bu zaman zarfın da taş üstüne taş konulmadı.
Antalya, turistik tesislere doydu artık.
Şimdi halkın ekonomisini düzeltmek için turisti kentlere çekmek gerek.
Yıllardır bir Kırcami imar meselesi o kadar gündemi meşgul etti ki sormayın gitsin.
Bu konuya verilen ehemmiyet cazibe merkezi yaratmaya ayrılsaydı neler yaratılırdı neler.
Ana kent Belediyesinin Kültür ve Turizme büyük önem vermesi kaçınılmaz.
Meclis toplantı gündemleri cazibe yatırımları ile dolu, dolu olmalı.
Turist, tesislerden dışarı çıkarılmalı.
Projeler, hazırlanarak en kısa zaman da uyarlanmalı.
Antalya havalimanına gelen bir turist ailesi, doğu ve batı bölgesi olmak üzere en az bu kente iki defa kültür ve tatil amaçlı gelmeli.
Amerika ve Avrupa’da ki Belediyecilik gelişimleri, kültür ve turizm gelirlerinin ekonomik katkı artışları ile sağlanmıştır.
Şu an Antalya alt yapısındaki eksikleri ile ne yazık ki cazibe merkezine dönüşememektedir.
Bu eksiklik Turizm, ARGE çalışmaları ve plan projeler ile giderilmelidir.
Kültür ve turizmin gelişimi ise profesyonelliklerle gelişir.
Festival zihniyetini uluslar arası düzeye çekmelidir.
AKSAV ve Altın Portakal Film festivali kişi hakimiyetlerinden kurtarılmalı, profesyonel kadrolar tarafından kurumsal kimlik kazandırılmalıdır.
Kentin sosyal yaşantısına, ulaşım şekli menfi yönde etki koymamalıdır.
Antalya günün 18 saatini sosyal aktivitelerle yaşatılmalı ve soluk almalıdır.
Doğası ile, tarihi ve kültürü ile Antalya çağdaş bir Avrupa kenti imajını turiste vermeli ve yaşatmalıdır.
Yaşam kurallarını, AB kriterlerine çekerek gelişime kent halkı da ayak uydurmalıdır.
Çağdaş bir Belediyecilik anlayışa artık geçiş zamanıdır.
Uykudan uyanma zamanıdır, Antalya yönetimleri.
Her şeyin bireyler için olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır.
Acaba eski yaşam tarzı ve karar mekanizması geri de kalmış mıdır?