Turizm Rantında Antalya Esnafı Kan Kaybediyor

Antalya Bölgesi’nin hızla gelişen Turizm Endüstrisi, Yöre’ye dışarıdan birçok Esnafın gelmesi ve oluşan Rant’tan pay sahibi olmasına yol açmakta; Gerekli atılımlar yapılmadığı taktirde, bu süreç hızlanarak daha da ağırlıklı biçimde, Antalya Halkı ve Esnafı aleyhine dönebilecek…

Turizm Sektörü yapısal olarak bir çok Ekonomik Sektörü bünyesinde barındırmaktadır. Esasen, işleyiş mekanizmasını yakından incelediğimizde Turizmin normal yaşamın bir parçası olduğunu, ancak; “insanların yaşadıkları ortamlardan başka yerlere giderek bir süre geçirmeleri” eylemi sonucunda ortaya çıkan sosyo-ekonomik ilişkilerden oluştuğunu, kolayca anlayabiliriz. Aslında, bu basit bakış açısıyla Turizmin ayrı bir sektör olarak ele alınmasını da anlamak güçtür. Oysa, tüm Dünyada özellikle son 50 yıldır gelişen Modern bir Sektör olarak, önemini ve değerini kanıtlamaktan da ötede, arık bir “Endüstri” olarak ele alınmakta. Sektörler arasında kendine özgü yoğun bir “Organizasyon” gerektirmesi özelliği, Turizmi ayrıcalıklı hale getiriyor.

Turizm olayının işleyişini basitçe incelersek; Turist adayımız kendi özgür iradesi ile yaşam çevresinden ayrılarak bu iş için ayırdığı bütçeyi ve süreyi, seçtiği yeni Beldelere giderek harcıyor ve geriye evine dönüyor. Bu eylem süresince de, Turist sıfatı kazanarak Turizm Tiyatrosu’nun karmaşık sahnesinde yerini alıyor ve rolünü oynuyor. Söz konusu süreç içerisinde devreye giren; ulaşım, konaklama, yeme-içme, eğlence, alış-veriş ve olaydaki tüm diğer hizmetler ile birlikte, bu eylemde rol oynayan destek organizasyonlar bütünü de, Turizm Endüstrisini oluşturmakta. Özellikle de, Organize Paket Turlar üreten Tur Operatörleri ve bunların uygulayıcısı olan Seyahat Acentaları, tiyatro örneğimizin Organizatörleri ve Pazarlamacıları olarak Turizmde önemli roller üstleniyorlar. Temel amaç, birey Turistlerin taleplerine uygun olan “ürünler” üreterek piyasaya arz etmek ve bunların satışıyla toplamda oluşan cazip Turizm Pastasından paylar alabilmek. Teknik adıyla güzel bir “Destinasyon”unuz, yani Tiyatroya uygun “Yöre”niz var ise, siz de organizasyona dahil olarak satışa çıkabiliyor ve Turist Misafirlerinize ev sahipliği yapabilen bir Bölge olarak Turizm Endüstrisinin bir parçası olma şansını kullanabiliyorsunuz. İşte böyle bir tablo içinde, yumurta-tavuk misali çelişkiler su yüzüne çıkmakta; Tiyatro Mekanı ve sahnelenen oyun ile birlikte oyuncular mı çok çekici? Yoksa sizi seyircilere ulaştırıp satabilen Organizatör mü çok kabiliyetli? Ölçüsü zor olan bu konuda çıkar çatışmaları su yüzüne çıkıyor.

Özellikle Tur Operatörleri ve Otelciler arasında daha da belirgin olarak yaşanan bu pasta paylaşımı çekişmesinde, piyasada bileği kuvvetli olan taraf biraz daha payını artırabilmekte. Ama bu kriter de zaman boyutunda taraf değiştirerek, özellikle krizli yıllarda Otelciler aleyhine dönüyor. Her şey iyi de, bu karmaşık olaylar hengamesinde Tiyatro Binamızın sahibi ve oyunun dekoru ile figüranları ve bakıcısı durumunda olan Yöre Belediyesi ve Yöre Halkı’nın durumu ne oluyor? Turizm olayını iyice anlayarak bu konuyu düşünüp idrak edilmesi gereken ve bu güne kadar ihmal edilmiş detaylar mevcut. Zira, şimdilik başrol oyuncusu yetiştiremeyen Yöre’ye dışarıdan yetenekli oyuncular geliyor, Otel dekorlarımızı da diğer Yörelere yaptırıyoruz. Fakat gelişmelere ayak uyduramayınca, örneğimizdeki Tiyatro’nun büfesinin işletmesi niteliğinde olan Turistik alış-veriş pazarını da Yöre dışına kaptırmaya başlamış gibiyiz.