Turistik Antalya Kenti – II

Antalya Kenti’ni büyük bir yuva ve sakinlerini de aile olarak düşündüğümüzde, turist misafirlerimizi ağırlamakta her aile ferdine önemli görevler düşmektedir; Ancak, en önemli görev de, başta Belediye olarak, yuvamızın sorumlusu durumunda olan aile reislerinindir…

Antalya Kentinin Turistik çekiciliği yüksek Antalya Bölgesinin baş şehri olmasına rağmen, eski performansını kaybederek gelişen Turizm Ekonomisinden aldığı payın giderek azaldığı su götürmez bir gerçek durumunda. Özellikle ve öncelikle bu durum Kent Esnafının kanayan bir yarası haline gelmiştir. Eski esnaflar, turizm bu kadar büyümeden önce yaşadıkları karlılığı bir efsane gibi hatırlar durumdalar. Yeni esnaflar da büyük beklentilerle geldikleri bu Kentte veya açtıkları yeni iş yerlerinde aradıklarını bulamamanın hayal kırıklığı içinde bunalıyor. Her türlü Turistik ticaret ve tüketimin, miktar ve değer olarak beklenen ve hedeflenen randımanı verememesine yol açan bu durum, Kentin ortak ekonomik yaşantısında her geçen gün daha da yaygınlaşıyor ve ağır olarak kendisini hissettiriyor.

Oysa, bir milyon yerleşik nüfusa erişmiş olan Antalya Kentinin bir o kadar da Yöre Kentlerindeki yerleşik Antalya akrabaları ile birlikte, son yıllarda Bölge olarak yıllık üç milyon yabancı ve tahmini en az iki milyon yerli olarak hesaplandığında, adet olarak beş milyon “Turist Misafiri” bulunmakta. Yani 2 milyonluk Bölgeye yılda 5 milyon kişilik misafir gelmekte. Kestirme bir hesapla, Antalya Bölgesindeki her beş hanede bir turist misafirin yıl boyu “tanrı misafiri” olarak sürekli yaşadığını düşünebiliriz.

Bu misafirlerden oluşan insanların geliş-gidişi sürecinde Kentimizde yarattıkları “sosyal ve ekonomik faaliyet” ise, ilginç bir kavram oluşturuyor. Zira, onlar olmaksızın yaşanacak gündelik sosyal ve ekonomik Kent hayatı, onlarla birlikte bir başkalaşıyor. Üstelik de “geleneksel misafirperverlik” kültürümüze adeta ters düşen bir şekilde bedava ağırlanmayı beklemeksizin, tüm ihtiyaçlarını kendi kesesinden harcamaya hazır olan bu misafirler, Kent ekonomisine katmerli bir katkıda bulunuyor. Bu şekilde gelişen Turizm hareketi de Kentin normal yaşantısını altüst ederek sosyal ve ekonomik ölçü ve ölçeklerini, doğal olarak sıra dışı ve bambaşka boyutlara taşıyabiliyor.

Bölgeye gelen turist misafirlerin doğal olarak yuvanın ortak yaşam mahalli olan salonu konumunda olması gereken Antalya Kent Merkezine inmesi beklenirken, çeşitli nedenlerle bu beklentimizin yerine gelmediğini görmekteyiz. Misafirlerimiz, odalarından çıkmamakta, bahçede vakit geçirerek mutfakta karın doyurmakta, ama salona gelmekten adeta kaçınmaktadırlar. Böyle tatsız bir durumda suçu kendimizde aramamız gerekeceğinden, öncelikle “misafirlerimizi ağırlamakta ne kusur ediyoruz?” sorusuna Ailece cevap aramamız gerekir. Büyük Kent yuvamızın, üstelik demokratik şekilde seçtiğimiz “Belediye Reisi”nin, diğer mevcut Aile liderleri arasında en belirgin ve sorumlu Aile Reisi olarak öne çıkması bir gerçektir. Turistik Antalya Kentinin de, bu ortak sorununa çözümü öncelikle ondan beklemesi en doğal hakkıdır.