Antalya Kralları çılak mı?

Antalya’nın kurucusu da olsa, tarihte kalmış Kralların çıplaklığı ile uğraşacak gündemler yaratarak harcanacak vakti kalmamıştır; Bugün için gereken, köhnemiş ve yararsızlığı kanıtlanmış zihniyetlerin değiştirilerek toplum sorunlarına gerçekçi çıkışlar aranmasıdır…

Antalya Yöresi bugün kendisini Uluslararası Turizm Borsasına tescil ettirmiş başarılı bir Aile Firması gibi, hızla gelişmekte ve Dünya çapında ilgi ve kabul görmektedir. Öncelikli pazarımız olan Avrupa çapında ve rekabet Pazarımız olan Akdeniz Çanağında, Yöre olarak başarılarımızı daha da ötelere götürmek bakımından ümitler taşıyarak, tüm Alt Yöreler akrabaları ile “ortak çabalar”ımızı sürdürmek ve herkesin iştahını kabartan Turizm Pastasından payımızı artırmaya gayret etmek durumundayız. Ürünümüz  ise, doğasından başlayarak, tarih ve kültürü ile birlikte son zamanlarda gelişmekte olan altyapı avantajlarıyla devam ederek gerçekten güzel ve ayrıca da “Anadolu” gibi olağanüstü bir Turistik çekiciliğin kucakladığı “Gözde bir Yöre” konumunda ve durumundayız. Ancak, bugün içinde bulunduğumuz ve yaşamakta olduğumuz şartlarda, sözü edilen bu çabalar kapsamında pek de azimli ve tutarlı çalışmalar yapabildiğimiz söylenemez.

Zira, Yörenin ortak çalışmalarında Liderlik ve Önderlik yapmaları öncelikle gereken ve beklenen Aile Reisi konumunda olan Belediyelerimizin, bu konuda hala duyarsız ve tutarsız davranışlar içerisinde olduklarını üzülerek izlemekteyiz. Kardeş Beldeler Belediyelerinin el ele vererek Antalya Yöresi ortak çıkarları için dayanışma örnekleri sergilemesinin zamanı gelmiş ve geçerken, bu konuların gündeme dahi getirilmeyerek üzerinde kısır ve anlamsız tartışmalar açılan gündemler üretilmesi, bunun en açık örneğini oluşturmaktadır. Toplumsal karakterimiz ve inatla vazgeçemediğimiz huylarımız bunu gerektiriyorsa, içinde bulunduğumuz anlamsız durumu açık ve net bir şekilde sergilemek üzere, konuyu tarihi bir masal fıkrasına bağlamakta yarar var; Kral kendisine şahane bir elbise diktirmek için açtığı anlamsız yarışmada, açıkgöz bir terzi tarafından aldatılarak “sadece akıllı olan insanların görebileceği” olmayan bir elbiseyi giyip Halkın içine çıkıyor, herkesi şaşırtan ve kimsenin gerçeği dile getiremediği bu senaryoda küçük bir çocuk çıkarak “Kral Çıplak” diye bağırınca Kral ve Halk bu anlamsız oyundan uyanarak gerçeklere dönüyor. İşte, durumumuz bu masaldaki ana fikir benzeri bir halde olup, yıllardır hızla gelişen Yöre Ekonomisi ve Turizmine ayak uydurabilecek akılcı tedbirler alamayarak, bugün hala “Kral Attalos’un çıplak heykeli” üzerinde tartışabilmek, bunun açık kanıtını oluşturmakta.

Oysa, Yerel Yönetim Seçimlerine sadece 6 hafta kalmışken Sağduyulu Seçmenin mumla aradığı, Belde sorunlarına somut ve inandırıcı çıkış yolları üretebilecek ve bu yönde bir “Ümit Işığı” verebilecek” Belediye Başkan adaylarıdır. Hal böyle iken, eski tas ve eski hamamlardan vazgeçemeyerek, yumurta kapıya dayandığı anda bile dar ve köhne zihniyet tavırları içerisinde, tarihte kalmış çıplak Kralın detaylarına takılarak oluşturulan anlamsız gündem, aslında çıplaklığın da ötesinde çürümüş zihniyet iskeletimizin röntgenidir. Bu veriyi inceleyerek teşhis ve tedavi yöntemlerini tamamen değiştirmenin artık zamanıdır.

 

Yayın Tarihi
08.03.2015
Bu makale 816 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!