Bir ülkeyiz.
Sözüm ona Cumhuriyetle yönetiliyoruz.
Laiklik, devletin, vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmaması ve ayrıca, herhangi bir inancın, özellikle de bir toplumda egemen olan inancın, aynı toplumda azınlıkların benimsediği inançlara baskı yapmasını önlemesi demektir.
Kısaca laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır
Siyasi Anlamı ise Siyasal iktidarın, dinsel kudret ve otoriteden arındırılarak bağımsız hale getirilmesidir.Yada dinin siyasal erk ve yaptırım gücüne sahip olmamasıdır
Şimdi bu şartlara göre biz, laik bir ülke miyiz size göre?
Bu ülke de din ile devlet işleri birbirine karışmıyor mu?
Tarafsız olanlar için tek bir cevap var tabii ki.
Sizler, diyorsunuz ki her iki taraf birbiri içine girmiş taraf olmuşlardır.
Yani kısaca Laiklik, siyasi idare tarafından vesayet rejimi ile yok edilmiştir.
Diyanet işleri, Laiklik dışına çıkmıştır.
Örneğin,Aleviler sanki bu memleketin üvey evladı mı?
Ne ibadetlerine ne de mekanlarına saygı var.
Diyanet daha önce Cuma vaizlerinde, Bayram namazların da, Cenaze definlerin de, Mevlit dualarında hocalara gönderilen talimatlar ile T.C Devletini kurtaran ve kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün adını bile anıp ruhuna Fatiha bile diyemiyorlar. Yazıklar olsun diyemeyenlere.
Diyeceğim o ki bu ayrıcalık bu Laiklikten kopuş bu ülkeye zarar verir ama bunun bedelini vebalini Allah nezdin de siz çekersiniz.
Bu ülke de Cumhuriyet, Bayrak, Vatan kutsaldır. Camilerde ibadet yapılır.
Allah ile kulun arasına kimse giremez. Bu da böyle biline.