Yapılması gereken bir proje idi Kaleiçi. 2006 yılında başladı, turizm sezonlarında ara verildi sene 2008 hala daha bitecek. Bizim kalemimizde mürekkep dilimizde tüy bitti.
Alt yapısı biten projenin ne yazık ki üst yapısı dediğimiz taş döşeme işleri karınca hızı ile devam ediyor. ANTEPE ise proje müellifi olarak nedense ne işi takip ediyor, ne de ilgileniyor.
Taş döşeyen firma kendi kafasına göre bir yere başlıyor orayı bitirmeden diğer yere geçiyor. Gelin Kaleiçi’ne Yenikapı’dan bir girin. Yarım kalmış bir sokak, yetmemiş gibi tarihi Rum Hamamı’nın önünde bırakılan inşaat artıkları. Bu ayıp karşısında utanan ama ne diyeceğine kelimeler bulamayan Büyükşehir İmar Dairesi Başkanlığı.
Ya ne demeli tarihi İskele’nin içindeki söküldükten sonra eğri büğrü döşenen taşlara. Yürümek için cambaz olmak gerek. Ne demeli proje’de olup da, bir türlü yapılamayan Kaleiçin’ndeki meydanlarında park halinde ki oturma alanlarına.
Ya ne demeli bir türlü başladığı halde bitirilemeyen meşhur Sur Önü projesine.
İnsanın içinden şu geçiyor.
Keşke Başbakan bu gelişinde şu KALEİÇİ ne olmuş bir görelim dese idi.
Ama merak etmeyin belli olmaz belki kulağına fısıldayan olur, belki bir girelim Kaleiçine diyebilir. Belki batan bir Kaleiçi esnafı bağırabilir “bizi bitiren Kaleiçi, inşallah sizi de….
Olurmu olur.
ACELE İŞE ŞEYTAN KARIŞIR
Atalarımız hiç yalan söylermi? Hele hele yıllarca tecrübesini yalan yanlış aktarırmı? İşte onlardan cuk diye oturan birini yazımızın başlığı olarak kullandık.
Kent merkezi toplu taşımacılığının geleceğini düşünmeden, 100 yıl caddesi boyunca yapılan alt geçitler.Hem doğudan batıya gidecek hafif raylı sistemin geçiş güzergahını engelledi, hem de şu an ki hali ile yan yolların trafik akışının yanlış planlanmsına neden oldu.
Şimdi ise proje değişikliği için çare aranıyor.
Bir vecizede biz size hatırlatalım
Adama göre iş değil, işe göre adam bulun.
Bu kent hem yap boz tahtası değil, hem de bu kentin çarçur edilecek kaynakları yok.