Bir deyim vardır, “Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?” bir de buna “yaşayan mı bilir?”i eklemek lazım.
Niye biliyor musunuz?
Kaleiçi ile ilgili şimdiye kadar ilgili ilgisiz o kadar kişi yüzlerce yazı yazdı, o kadar çok toplantılar yapıldı ki, tabiri caizse insanların kaleminde mürekkep, dillerinde de ise tüy bitti.
Sanki yollar toz topraktı da trilyonluk parke döşendi.
Sanki şehrin kanalizasyonu tamamlandı da, yüz kişiyi geçmeyen nüfuslu Kaleiçi’ni kazmaya geldi sıra.
Sanki içeri de sırça saraylar sergileniyor da giriş kapılarına paralı bekçi kulübeleri koyuyorsunuz.
Her şey tamam, şimdi sıra geldi Kaleiçi’ni cazibe merkezi haline getirmeye.
Öncelikle cazibe nedir, cazibe merkezi nasıl olur onu bilmek gerekir.
Kelime anlamını hepimiz biliriz. Ama yine de şimdiye kadar hep yanlış yorumlarız ki, yapacaklarımıza hep sondan başa gelerek icra ederiz.
Kaleiçi’n de hep hedef yerli ve yabancı turisti çekebilmekti. Geçmişte Turizm Bakanlığı’nca gerçekleştirilen restorasyon hareketi ile eski liman içi biraz hareketlilik gösterdi. Ama sonuç esnafın tabiri caizse kazıkçılığı ve eğlence işletme mekanlarının gürültüsü. İşte bugünkü tablo.
Kısacası o zamanda ki 8 hanutcu, kulakları sağır 5 disjokey ve 8-10 bilinçsiz işletmecinin vurdum duymazlığı ve bencilliği.
Ne yazık ki o yıllarda bunlara kimse de dur demedi.
Şimdi sormak gerekir. Yabancı turist otelinde ki her şey dahil lüksünü bırakıp Kaleiçi’nde neyi görmeye gelecek?
Kapıları kapalı bir Karatay Medresesi, Yivli Minare külleyesi, Kesik Minare, Hıdırlık Kulesini mi?
Gezerken yorulduğunda, otelde ücretsiz içtiği bir bardak portakal suyuna 2, soğuk sandviçe veya dönere 5 Euro mu ödeyecek? Ya tuvaletlere ne diyorsunuz. Kaleiçi ve Kalekapısı çevresinde kaç tane alafranga tertemiz tuvaletler var?
Nerde siyasetçilerin dediği, turizmin başkenti sözüm ona emekliler cenneti, Antalya?
Sokakları lağım kokan, hala daha hanutçu’dan geçilmeyen, tarihi eserleri kapalı tutulan, evlerinde yaşam izleri dahi olmayan, esnaf tarafından terk edilmiş bir Kaleiçi mi cazibe merkezi olacak?
Yaşayanın, esnafının, gelen turistin arabasına ceza kesilen, itiraz ederse çekici ile çekilen, şanslı ise çekilmeyen ama aracınla çıkarken yüksek ücret ödenen bir Kaleiçi mi ziyaretçi akınına uğrayacak?
Soruyorum size,“Masa başı bürokratlar mı, burada yaşayan mı bilir?” Kaleiçi’ni.