Çağdaşlaşması ile aynı paralellikte
sürdürülebilinir.
Bu sosyal hayatta da siyasi yaşamda da
böyledir.
Son haftalarda siyasi hayatın
hareketlenmesi aynı tartışmaları gündeme taşımış, yinede bir gelişim sağlanamamıştır.
Teşkilatların küçük beyinlerinde ki az
olalım biz olalım düşüncelerin de ki, sabit fikirlilikleri büyüme ve
gelişimlerini engellemiştir.
Bu tüm partiler de böyledir.
Partilerin doğuşları, gelişim ve duraklama devirleri
ardından çöküşe geçişleri bu görüşlerin kalıtsallaşmasından kaynaklanmaktadır.
Partilerde ki AR-GE bölümlerinin ise
kadrolaşamaması ve profesyonelce çalışmalar gerçekleştirememesi nedeni ile
gelecekten ikbal beklemeleri de buna tuz karabiber ekmiştir.
Parti çalışmaları ile siyasi körlüğe
saplanan genel merkez ve teşkilatlar, toplum tercihlerini ne yazık ki tespit
edememekte, sürekli kendi aralarında kısır koltuk çekişmelerine sebebiyet
vermiştir. İşte bu nedenle yılların getirdiği bencillikler de partileri
eriterek yok etmiştir.
GELECEĞİN
SİYASET……
Dünyası nasıl olmalıdır.
Gelişmiş ülkelerde siyaset eğitim süreci
ile birlikte bir bilim dalı olmuştur.
Kurum ve kuruluşlar ülke gelecekleri için
plan ve projeler üretmekte ve bunları pazarlamaktadır.
Bölgesel planlamalar ise tamamı ile ülkesel
politikaların gelişimlerine kaynak olmakta, uluslar arası düzeyde önem arz
etmektedir.
Ülkenin yer altı ve üstü doğal
kaynaklarının tespiti, tarım ve hayvan üreticiliğin gelişimi, sanayi sektörünün
canlanması, bu kurumlarca hazırlanan AR-GE çalışmaları ile büyümüştür.
Siyasette halka iniş artık kürsülerden,
salonlara oradan da meydanlara inerken gelecekte projelerin sunulması ile
gerçekleşecektir.
Aydın toplum, partilerin, basın yayın
kuruluşları vasıtası ile TV ve yazılı basından yansıttığı şekilde izlemek
istemez.
Toplumlar gelecek ile ilgili ülkesel ve
bölgesel gelişimleri detaylarına kadar anlamak ve yorumlamak ister.
Bizzat bu projelerin gelişimine katkı
koymak ister.
Gün, gelişmiş toplumların müşterek akılla hareket
etme zamanıdır.