VİZYON

Duraklama

Bu kelimeyi ömrü hayatımda hiç haz etmemişimdir. Sadece ve sadece  yolculuklarda dinlenme amacı dışında.

 

Şimdi diyeceksiniz ki bu kelimede ne var. Bu kelimenin antipatikliği Osmanlı İmparatorluğu sırasındaki duraklama devri ile başlamıştır.

Bu devir daha sonra rehavet ve hasta adam devri olan gerileme devrinin başlangıcı olmuştur.

 

Şimdi ise ülkenin ekonomik yapılanması ve siyasi hayatında ise aynen o süreç yaşanmakta, bize göre tam bir duraklama, hatta gerileme devri yaşanmaya başladı.

İşsizlik oranının da dünya sıralamasına göre ilk üç sırada yer alışımız, tabiî ki ekonomik daralmanın boyutunu bir kez daha gözler önüne sermiş oldu, Yetkililer ise çözüm yollar arayacağı yerde, sürekli küresel krizi bahane ederek savunma yapma yolunu seçmekte, göbeğini kaşıyan adamı sergilemektedir.

 

AKP iktidarının, ikinci dönemine rastlayan bu kriz için hükümet, ne tedbirler almış ne projeler uygulamış, ne de sektörlere göre acil önlem paketleri açıklamıştır.

Pekala, hükümet dışında T.B.M. Meclisin de grupları olan partiler, ne plan ne projeler ile bu ekonomik duraklamaya, ardı sıra gelen işsizliğe ve küresel krize ne çare üretip de biçare hükümete katkı sunmuşlardır.

 

Sadece CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın geçmişte sunduğu 5 maddelik tedbir paketi haricinde hiçbir gelişme olmamıştır.

 

Akıllara gelen “Tarih tekerrürden ibarettir” sözü ise bize, bu ülkenin yeniden Osmanlı duraklama dönemine geri döneceğini mi işaret etmektedir. Öncelikle birbirimizle didişmek yerine, hiç vakit geçirmeden acil ekonomik tedbirlerin alınmasına ve sosyal patlama olmadan işsizliğe çare bulunmasına öncelik vermeliyiz.

 

Örneğin, Otomotiv sektörüne hareketlilik getirilmesi için ÖTV de yapılan indirim, olumlu gözükse bile, uygulamada ki çarpıklık ile hedefe tam olarak ulaşılamamıştır.

 

Sağlıklı ÖTV indirimi ise, Türkiye’ye fabrika kurmuş, ülke insanına istihdam sağlamış imalat yapan sadece yerli ve yabancı araba firmalarına uygulanmalıydı. Direk ithalat yoluyla araç getiren markalara olmamalıydı. Bu vesile ile de gelecekte onların da yatırım yapmaları konusunda dikkatleri çekilmiş olurdu.

 

İkinci büyük sektör olan Turizmde ise hala daha önemli tedbirler alınamamıştır.

Küresel krizin erken görüldüğü dünya turizminde, Kültür Turizm Bakanlığı, tarihi ören yerlerinden aldığı gelir payının büyük bir bölümünü tanıtım bütçesine ayırmalıydı.

 

Turizm tanıtma fonunu turizm geliri artış oranına göre yıllardır arttıramaması nedeni yüzünden, bugün ülke turizm sezonu, ne yazık ki, 12 aya çıkarılamamıştır.

Yine bu sebepten dolayı istihdam kayıpları ülkedeki işsizlik oranını yükseltmekte, ülke refah düzeyine büyük kayıplar vermektedir.

 

Diğer sektörlerde ise durum hiç farklı değildir.

Artık duraklama devrine son verip, çıkış yolları aramanın zamanı gelmiştir.

 

Yayın Tarihi
15.08.2009
Bu makale 835 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!