VİZYON

Bitmeyen senfoni

Turizmde de yıllardır bitmeyen  bir senfoni var. Bunun adı plan ve politikasızlık.

Şimdiye kadar, üç beş kelam eden herhes mutlaka bahsetmiştir bundan. Turizmcisinden, siyasetçisine, esnafından, üreticisine bir nebze olsun mutlaka bir dokunmuştur ötesine berisine.

Malzeme yapmıştır toplantısına, yazısına, raporuna, politikasına.

Ama ne yazık ki, yine, siyasi iktidarlar istememiştir konunun çözümünü.

Çünkü, onlarda baskı yemiştir seçmeninden, destekçisinden, yandaşından.

Tabii ki eşyanın tabiatına uygun olarak kimse istememiştir turizmde bir master plan olsun, bir turizm politikası olsun.

Kim isteyebilirki, Ormanlar yağmalanırken, sahiller paylaşılırken, ağaçlar kesilirken karşılarına kanunlarla, birilerinin dur diyerek çıkmasını?

 

Kim isteyebilir ki, sözde doğa koruma amaçlı golf alanları yaparken, yüzbinlerce ağaç katliamına yetti be deyip, müsaade eden yetkilisine, kesene, kestirene dur diyen  plan ve politikasını?

Kim gider, kim ister, çorak arazide, tarım vasfını kaybetmiş tarlada ağaç dikerek, çim ekerek, maliyetleri yükselterek golf alanı yapmayı?   

Hangi baba yiğit ne zaman çıkarak, doğruları savunacak, gerçekleri haykırarak, isyan edecek, yeter artık çıkarlarımız uğruna doğayı, çevreyi, denizleri kirlettik, tahrip ettik diye haykıracak?  Hangi siyasi, hangi sivil toplum örgütü, hangi turizm sektör temsilcisi?

 

YÜKSEK SEZON RİSKİ

 

Bir çok turizimci 2008 yılın da turist artışını yüzde 15 ila 20 arasında gerçekleşeceğini üfledi. Eğer, bu artış sezona yayılmaz ise, bilhassa Antalya bölgesinde korkulan oalacağa benziyor. Bu da alınan kontenjanların dolması ve çifte rezervasyonların gerçekleşmesi demektir. Çünkü her otel sistem gereği tur operatörlerine tesis kapasitesinin en az yüzde 30 ila 40 fazlasını pazarlar. Tabii ki içlerinden tam bire bir fazla kontenjan verenlerde mutlaka olur. 

Eğer oteller, tur operatörleri tarafından erken bilgilendirilip zamanında satışı durdurmazlarsa(stop sales) işte o zaman “yandı keten helva” misali vay, 45 derece de kapıda kalan turistin haline. Ne aynı emsalde yatıracak otel bulursun ne de baraka.

Hele hele BDT devletlerin den hatırı sayılı bir artış olursa bak o zaman acenta ve otellcilerin sancısına. Bize göre dokuz doğururlar vallahi dokuz.

 

En iyisi, acenta otelci arasındaki ilişkinin sağlama alınması konusunda tedbirler almak. Yani tabiri caiz ve türkçesi ile rezervasyon bildirim raporlarının(forecast) ciddiyetle bildirilmesi ve zamanından önce gönderilmesi.

Yani her iki taraf yetkililerin profesyonelce davranması ve ihmal etmemesi gerekir.       

Yoksa, 90 ‘lı yıllarda yaşanan çifte rezervasyonlar, yine hortlar.

Ayıkla o zaman pirincin taşını.

Kaş yapacağız derken göz çıkararak, marka olmayalım. 

Hadi hayırlısı.

Yayın Tarihi
31.03.2008
Bu makale 828 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!