Avrupa’nın Amerika’nın ve dünyanın gelişmiş şehirlerini görenler ve bahseden yerel yöneticilere bir çift sözüm var.
Bu sözümü de 35 yıllık turizm ilişkime, geçmişime ve bir çok ülke şehir ziyaretlerim de ki gözlemlerime dayanarak söylüyorum.
Belediyecilik bu değil. Hele, hele anakent belediyecilik yönetimi bu değil.
Gelişmiş ülkelerin seçilmiş Belediye Başkanları tamamı ile kentin ekonomik gelişimi, sanayisi ve ticareti, güvenliği ile istihdamından sorumludur.
Yani büyük işlerle, projelerle, planlamalarla, yatırımlarla, üretimlerle, refahından sorumlu olarak itibar kazanırlar.
Genç diplomalı işsiz artışının yükseldiği, emeklisinin gelir düzeyinin düştüğü, ikinci bir işte çalışmaya mecbur bırakıldığı, fakir fukaranın çöplerden, semt pazarlarından atık meyve sebze toplamasına bakmadan, kaldırımları, yolları yap boz tahtasına çevirerek, taşa asfalta para saçarak müsriflik yapması değildir Belediyecilik.
Fuzuli projeler üretip otogar kavşağına 30 bin kişilik cami yapma ile, her yeri deniz olan, koylar, doğal limanlar dururken, biten turizme çare aramazken, taşkın veren Boğaçayı’na, yat limanı yapmak akılcı mı?
Karadeniz’in, yeşil ormanlarını yakanlara,villa yapanlara, Antalya’nın ormanlarında, mor dağların da, taş ocaklarına ses çıkarmayan ÇED raporu aramadan rapor verenler ve uzantısı yerel yönetimler Kalekapı’sın da ölen bir faytoncu atı yüzünden, çalışması yasaklanan özürlü bir kız çocuğu olan genç bir garibin kendini asıp ölmesine sesiniz bile çıkmaz değil mi?
Belediyecilik bu değil….
Seçildiğin şehrin doğasını, yaşamını sürdürebilir hale getirmektir.
Ne işi var Antalya’mızın kavşakların da yer alan çöl bitkisi kaktüslerin, dikenli bitkilerin. Birilerine para kazandırmanız yetmedi mi artık?
Bu kent sıcak iklime sahip.Yürürken gölge yapacak, narenciye kokusu salacak ağaçlara turunçlara, ıhlamurlara vs ağaçlara ihtiyaç yok mu?
Kentin aşırı göç alması, sizlerin Belediye meclislerinde ürettiğiniz arsaların imara açılmasından kaynaklanmaktadır. Avrupa’da gelişmiş şehirlerde arsalar imara kapatılmış, tarım toprakları korunma altına alınmıştır.
Günümüz Antalya’sın da hala daha gecekondular, boş hazine arazileri kentsel dönüşümler projeleri ile devasal inşaatlara müsaade edilmektedir.
Kepez altı, Varsak, Mazı dağı, toptancı hal bölgeleri yüz binlerce konuta açılmaktadır.
Kırsal alandan şehirlere göç, tarım, hayvancılık ve üretimin sonu demektir.
Belediyecilik bu değil….
Belediyecilik şehrini planlamak, aşırı büyümesini engellemek, ekonomisine can vermek, ticaretini, sanayisini istihdamını ayakta tutmaktır.
Belediyecilik, Sanayi, Ziraat, Esnaf odaları, Borsası ile el birliği ile planlamak, üretmek ve çalışmaktır. Yanlışlıklardan bira önce dönmektir