Dünya’da adından söz ettiren ender plajlardan biridir Konyaaltı plajları.
Antik Falez kaya yapısının bitişi ile başlayan mor Toros dağlarına kadar uzanan kumsalı ile üzerinden 14 saat üzerinden güneş ışıkları batmayan bir plajdır
Konyaaltı.
Altı aylık sıcak yaz sezonun da milyonlarca kişiyi ağırlar.
2 milyon beş yüz bin kent nüfusunun nerede ise yarısından fazlası burada denize girer,güneşlenir, akşamları ise kumsalda serinler çaylarını içerler.
Sorun olan nedir?
Vatandaşın gireceği plaj, devlet hazinesine ait olduğu için, Belediyeler vasıtası ile üçüncü, hatta dördüncü müstecirlere yasal olmayan yollarla kiraya verilmesi. Daha önceki yazımıza hala daha Defterdar ve Vali beyden bir açıklama alamadık.
Bu işletmeler, bakımlı plaj ünitelerini ücret karşılığında halkın hizmetine tabii ki sunuyor.
Bu işetmeler arasında bırakılan boş plaj ise halkın denize girmesi için ücretsiz alanlar olarak bırakılıyor.
Şimdi sorun olan nedir?
Konyaaltı plajı yeteri kadar akşamları aydınlatılmıyor.
Plaj güvenliği konusunda ışıksız ortam her türlü hırsızlık, adi suçlar, terör olasılığı ve deniz de boğulma gibi olasılıklara yol açabilir.
Kaldırımlarda ki Polis kulübesindeki görevliler yeteri kadar dikkatli ve hassas gözükmemektedirler. Olması gereken Belediye plaj güvenlikçileri ise plaj alanına giren çıkan, kumsalda ve denizde bayanları taciz eden, küfürlü konuşanları müdahale ederek uyarmamaktadırlar.
Belediyenin de plaj güvenlik ve cankurtaran görevlileri olması lazım değil mi?
Bu plaj Mavi bayraklı bir plaj ise sadece işletmeler mavi bayrağı almamakta plaj sahil bandı boyunca güvenlik ve cankurtaran bulundurma yükümlülüğü olmalıdır.
Plajlar da her türlü seyyar satıcılar insan sağlığına zarar verecek gıda maddeleri satmaktadır.
Sormak lazım Belediyelerin Zabıta kolluk kuvvetleri ne yapar?
Sözümüz Vatandaşı ciddiye alanlara ithaf olunur.