Testi çoktan kırıldı !..

"Düden Çayı'nda binlerce balık ölene kadar bu tesislerin ne yaptığından kimsenin haberi yok. Denetimler testi kırıldıktan sonra yapılıyor" Düden Çayı'ndaki balık ölümlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kürsüsüne taşıyan CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak'ın sözleri bunlar. Budak, Düden'de denetimlerin testi kırıldıktan sonra yapıldığı görüşünde, oysa Antalya'da testi çoktan kırılmıştı. Testi rantçıların, beton sevicilerin Antalya'yı paylaşımı ile kırıldı. Testi sahillerin, falezlerin, ormanların, dağların, tarım alanlarının, yeşil dokunun, su kaynaklarının ranta kurban edilmesiyle, Konyaaltı'ndaki gibi beton kulelerin dikilmesiyle kırıldı.

Antalya'yı kirletenlerin çılgın yarışı

Gerçek şu ki sadece Düden Çayı değil, Antalya'nın tüm su kaynakları, yeraltı suları da dahil büyük tehdit altında ve hızla kirleniyor, kirlenmeyi artıran etkenler her geçen gün artıyor, kirleticilere yenileri ekleniyor, yeni kirleticiler de kazmayı vurmak için sırada bekliyor. Antalya'nın su kaynaklarını kirletmek adına adeta yarışıyorlar. Suçlu sadece Düden'e atıklarını bırakan ve kamuoyunun tepkisi, yerel basının ilgisi üzerine kapatılan 10 fabrika değil elbette. Suçun büyüğü başka. En çok da maden dostu kesilen rantçılar suçlu, en çok onlar kirletiyor, tahrip ediyor Antalya'nın paha biçilmez değerdeki kaynaklarını..

Benim HES'im senin HES'ni yener..

Antalya bölgesinde 2000'li yılların ikinci yarısında adeta yarışa dönen Hidroelektrik Elektrik Santrali(HES)sayısı her geçen gün artıyor. Antalya'da halen faaliyette olan HES sayısı 74, yapım aşamasında 8, işletme ruhsatını almış 9 HES projesi var. Özel lisansı HES sayısı ise 9. Ancak Antalya'nın başta içme suyu olmak üzere yeraltı sularını kirleten, yok eden HES'lere karşı başta Akseki ve İbradı olmak üzere köy halklarının ve çevrecilerin tepkisi ve mücadelesine rağmen tıpkı maden ocakları gibi HES'lerin sayısı da her geçen gün artıyor.

Antalya'yı rantçılar ve yandaşları paylaşıyor

Antalya'da kirlenen sadece Düden değil elbette.. Antalya'yı sözde maden dostları kirletiyor. 2000'li yıllarda başlayan maden arama nuhsatı edinme konusu adeta çılgın bir yarışa dönüştü. Taş, mermer, kum ocakları işletme ile başlayan bu yarış şimdilerde Antalya'nın doğasına bir daha tamiri olanaksız tahribatlar yaratan bir maden arama yarışına döndü. Bu yarışa kaçak maden aracıyıclar da eklenince Antalya'nın dağı, taşı inanılmaz ölçülerde talan edildi. Antalya bölgesinde madencilik kapsamında verilen arama ve işletme ruhsatlarının kapsadığı alanın toplamı 5 bin 498 kilometrekareyi buluyor. Bu rakamın boyutları ise 20 bin 723 kilometrekare yüzölçümü olan Antalya ilinin toplam coğrafyasının dörtte birinden fazla bir alanı içeriyor. Başka söze gerek var mı ?

Ocaklar İstanbul'dan büyük bir alanı kapsıyor

Biyolojik zenginliği, bitki ve hayvan türleriyle birçok Avrupa ülkesinden daha şanslı olan Antalya’da taş, kum ve mermer ocakları için tahsis edilen alan Türkiye’nin birçok ilinin yüzölçümünden fazla. Antalya bölgesinde maden aranan ve işletilen alan, 5 bin 343 kilometrekare yüzölçümü olan İstanbul’dan daha büyük. Görüldüğü gibi sırtını siyasal iktidara ve rahmetli Turgut Özal'ın söylemiyle işini bilen kamu görevlilerine dayayan, sınır tanımaksızın doğayı tahrip eden sözde maden dostları Antalya'yı çoktan ele geçirmişler. Yani Antalya'da testi çoktan kırılmış..