Araştırmacı gazeteciliğin önde gelen isimlerinden Saygı Öztürk'ün ağabeyi Emekli Vali Refik Öztürk, bir kaç gün önce vefat etti. Emekli Vali Refik Öztürk'le ilgili çok çarpıcı, ibret alınacak, ders çıkarılacak anılar var. Örneğin Manisa, Erzincan ve Bilecik valiliği sırasında dedikodu yapılılır diye ailesinden hiç kimse o illere gitmemiş. Refik Öztürk'ün Başkent Ankara başta olmak üzere resmi toplantılara biletini alarak otobüsle giden bir Vali olduğu biliniyor. Günümüzdeki şatafatı görünce insan imreniyor böyle devletin valililerine..
Tatildeyken, devletin aracına binmem !..
Rahmetli Refik Öztürk'le ilgili şu anı birilerine, özellikle de devletin valisi olmak istemeyenlere ibret olur mu ? Yıllar önce, İzmir ile Çeşme arası seyahat eden bir minibüsü, polis kimlik kontrolü için durdurur. Ayakta seyahat eden bir bey’in kimliğine bakan polisler dona kalır. İçişleri Bakanlığı tarafından verilen kimlikte, 'Bilecik Valisi' yazmaktadır. İlk şaşkınlığı atlatan polisler,”Sayın valim sizi biz götürelim” teklifinde bulunsalar da; “Teşekkür ederim. Tatildeyken, devletin aracına binmem”yanıtını alırlar.
Evren'in resen emekli ettiği vali !..
Ağabeyim Avukat İsmail Akkaya'nın da yakın dostu olan Emekli Vali Rahmetli Refik Öztürk'le ilgili bu anıdan çok etkilendim, geçmişe doğru bir yolculuk yaptım. Meslek hayatın boyunca çok sayıda vali ile tanıştım ve çalıştım. Antalya'da 'İşte devletin valisi' olarak diyebileceğimiz isimler vardı elbette. Liyakatın önemli olduğu dönemlerde görev yapan Antalya Valileri arasında kuşkusuz Güngör Aydın'ın yeri başka. Birlikte çalışma gururunu da yaşadığım Güngör Aydın, 1978-1980 yıllarında Antalya Valisi olarak görev yaptı..1980 darbesinde görevden alındı, 1982 yılında darbeci Kenan Evren yönetimi tarafından resen emekli edildi. Antalya Valisi olarak görev yapan Hüseyin Öğütcen, Yılmaz Türktekin, Saner Arman, Saffet Arıkan Bedük, Hüsnü Tuğlu, Saim Çotur ve Alaaddin Yüksel de saygı ile anılması gereken devletin valisiydiler.
Valilik konutunun parasını borç alarak ödedi..
Güngür Aydın, Antalya Valisi olarak görev yaptığı sürede makamında okuduğu gazetelerin parasını bile cebinden öderdi. İlçe gezileri ve diğer resmi temaslarda şatafat istemez, israftan kaçınır, yemek ve benzeri organizasyonları yapılmasını istemezdi. Resen emekli edilip, görevden alındığında Valilik konutunun elektrik ve su faturalarını dönemin MKE Pil Fabrikası Müdürü Mümtaz Otur'dan borç alarak ödemişti. Kamunun aracını kullanmak istemediği için eşyalarını Ankara'ya götüren kamyonun parasını da yakın dostlarından ödünç alarak ödemişti. Bir de şimdiki savurganlığa bakın, nereden nereye...
Devlet Başkanını Alanya'ya otobüsle götürdü
Devletin Valisi Güngör Aydın, Antalya'ya resmi ziyarette bulunan dönemin Bulgar Devlet Başkanı Todor Jivkov ve kızı Kültür Bakanı Jivkova'yı devlet bütçesine yük olmasın diye otel yerine Konyaaltı Caddesi'nde bulunan Valilik Konutu'nda ağırlamıştı. Bulgar Devlet Başkanı Jivkov ve heyetinin resmi programında yer alan Aspendos, Side ve Alanya gezileri için de dönemin Belediye Başkanı Selahattin Tonguç'tan talep ettiği belediye otobüsünü tahsis etmişti. Yani Vali Aydın, Bulgar Devlet Başkanı Todor Jivkov'u belediye otobüsüne bindirmişti.. Şimdilerde valiler, belediye başkanları ve diğer kamu görevlilerinin araç ve koruma saltanatını görünce Güngör Aydın gibi devletin valilerinin değerini daha da iyi anlıyorsunuz.
Efsane Valiye ölüm tehdidi !
Duayen gazeteci Uğur Dündar’ın Sözcü Gazetesi’nde “Parasızlık ölüm tehditleri ve bombalar bile efsane başkan olmayı engellemez “ başlıklı yazısında Antalya’nın kaderini değiştiren, Antalya’yı turizmin başkenti yapan ‘Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi’ ile ilgili olarak 1973-1980 yıllarında Antalya Belediye Başkanı olarak görev yapan Selahattin Tonguç’un mektubuna yer vermişti. Tonguç’un mektubunda bu önemli projenin uygulanması aşamasında yaşananlar anlatılırken, o dönemin Antalya’daki bir numaralı ismi Vali Güngör Aydın’ndan söz edilmeyişi doğal olarak efsane Vali Aydın’ın eşi Tülay Aydın’ı çok üzmüştü. Tülay Aydın Hanım, o dönemle ilgili yazılı basında yer alan bazı haber ve yorumlarla birlikte benim ‘Vali’ye ölüm tehdidi’ ve ‘ Eli öpülesi adamlar’ başlıklı yazılarımı Uğur Dündar’a göndermişti..
Çocuklarımı kaçırıp öldüreceklerdi...
Emekli Vali Güngör Aydın, Güney Antalya Tujrizm Gelişim Projesi ile ilgili olarak şu çarpıcı bilgileri aktarıyor: "Tarafıma, çocuklarımın kaçırılıp öldürüleceği tehditleri yapılmış,; Kemer Sahilindeki köylerin halkı tahrik edilerek, halkın bölgeden sürülüp çıkarılacağı, yerlerinden yurtlarından edileceği, çoğu tarımla geçinen halkın işsiz ve aşsız kalacakları, camilerinin yıktırılacağı, sahillerin çıplaklarla ve gavurlarla dolacağı ve benzeri propagandalar yoğun biçimde yapılarak, halk galeyana getirilmeye çalışılmıştır"
Devletin bürokratları mafya ile kol kola
Rantçıların ve arkasındaki kirli ve karanlık güçlerin Antalya’nın bir numarasını, mülki amirini tehdit etme cesaretinde olduklarını Vali Güngör Aydın’ın şu ifadelerinden anlıyoruz: “Kemer Sahili boyunca uzanan kaçak villa ve benzeri yapılar mafya ya da güçlü kişilerin ellerinde olduğu için yıkım son derece zor ve sancılı olacaktır; büyük direnç, kararlılık ve savaşım gerektirmektedir. Yıkım kesinleştirilip tarih belirlendikten sonra, yasa dışı yapıların etkili ve mafyatik güçleri tarafından bölgede gerilim artırılmış, tahrikler, tehditler ve kimi provokatif girişimler olmuştur. Direnişin ardında ilginçtir Kemer bölgesinde kaçak yapıları bulunan devletin bürokratları yer alıyordu"
Antalya, beton sevicilere teslim..
Pekala şimdi farklı mı ? Rantçılar ile kol kola olan kamu görevlileri yok mu ? Aradan geçen onca yılda Antalya'da değişen bir şey yok gibi. Bir farklılık var elbette, artık sahillerde kaçak villakondular imar barışı ile yasal oldu. Antalya'nın her yerini beton bloklar işgal etti.. Bir zamanlar bağrında yeşilin ve mavinin tüm tonlarını barındıran, portaktal çiçeği kokularının hakim olduğu Antalya'da her yer beton oldu. Beton seviciler yüzünden ormanlar, sahiller, yeşil alanlar, tarım alanları, hatta dağlar, akarsular ve göller hızla yok olmaya başladı. Güngör Aydın gibi devletin valilileri doğayı ve tarihi mirası korumaya çalışırken, devran döndü, Antalya'yı yönetenler de beton sevici oldu.. Şu soruyu sormamız lazım kendimize: "Bizden sonrakilere nasıl bir Antalya bırakacağız ?" Bilen varsa beri gelsin.