Büyük acıların yaşandığı, demokrasinin rafa kaldırıldığı 12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 41 yıl geçti. Geride kalan 40 yıylda acılar dinmedi. 12 Eylül Türkiye'yi ortaçağ karanlığına götürmeye çalışanlara da zemin hazırladı. Geçek şu ki o uğursuz 12 Eylül'le hesaplaşılmadı, dostlar alış verişte görsün türünden yargılama ise kimseyi tatmin etmedi. 12 Eylül'ün darbeci paşalarının Anayasa'ya koydurdukları madde nedeniyle bırakın sorgulamayı, yargılamayı, eleştiri bile doğru dürüst yapılmadı. 12 Eylül darbecileri için göstermelik olarak yapılan yargılama sürecinin ise suyu çıktı.
Darbeci generallerin Antalya tatilleri
Antalya, 12 Eylül askeri darbesinin generalleri için farklılık arzediyordu.. 'Beşi bir yerde’ olarak tariflenen darbenin başı Kenan Evren ve diğer 4 general, Antalya'da sıkça boy gösterdiler.Darbeci paşalar, özellikle bayram tatilleri için Antalya'yı ve Karpuzkaldıran Askeri Tesisleri'ni seçiyorlardı. Doğal olarak Evren ve komutanlar gelince de Antalya'da telaş yaşanır, trafik aksar, Karpuzkaldıran'a tatile gelenlerin ise huzuru da kaçardı.
Koca koca adamlar Evren'in elini adeta yalardı..
Bayram tatillerini Antalyalılara ve Antalya'ya tatile gelenlere haram eden Kenan Evren ve darbeci diğer paşalar, bayramların birinci günü güneş doğar doğmaz Kalpuzkaldıran Antalya Dinlenme Tesisleri'nde Antalya protokolu ve gazeteciler için bayramlaşma törenleri düzenlerdi. Tam bir komedi olan o bayramlaşma günlerini unutmak olanasız elbette. Evren, Karpuzkaldıran'a davet edilen, daha doğrusu gelmelerini istenen Antalya protokolünün lacili mensupları ile birlikte gazete sahipleri, yazı İşleri müdürleri ve temsilciler, yani koca koca adamlara tek tek elini öptürürdü. Benim gibi, "Sadece babamın elini öperim" diyenlerin de peşine adamlar takılır, aylarca izlettirilir, fişlenirdi.
Kenan Evren, bana hep şaşı bakardı
Netekim Kenan, bu yüzden bana biraz şaşı bakardı..Evren, gezilerinde kendisini Atatürk yerine koyarak, Ata'nın o meşhur tren fotoğrafını verirken, Antalya'da İsmet İnönü'ye özenerek, 'çivileme' yapardı. Medyanın ünlü foto muhabirleri de Karpuzkaldıran Askeri Tesisleri'nin plajında yarı bellerine kadar kıyafetleriyle denize girip, Netekim Paşa'nın çivilemesini görüntülemek için yarışırlardı.
'Evren'e suikast girişimi' haberi çıldırttı
Emekli olduktan sonra da Antalya tatillerini sürdüren Netekim Paşa'nın bir Antalya gezisinde ilginç bir olay yaşandı. Paşa, Karpuzkaldıran sakinlerinin bir kez daha keyfini kaçıran bu ziyaretinde yine çivilemesini yaptı, habercilere gazetecilik dersi verdi, ardından da kendisi için hazırlanan program için yola çıktı. Kendisine köşk yaptırdığı Kurşunlu Şelalesi'ne gelindiğinde birden bire bir telaş başladı. Paşa'ya ikram edilen ayran el çabukluğu ile masadan alındı. Ardından da gezinin geri kalan bölümü iptal edilip, koruma araçları eşliğinde Kurşunlu'dan ayrıldı.
Gazetecisin parçaları birleştir..
O dönemde 'Devlet Büyüklerini Koruma Görevi'ni de yapan Antalya Emniyet Müdür Yardımcısı Azmi Derin'e neler olduğunu sordum, "Gazetecisin, parçaları birleştir, neler olduğunu çözmen zor da değil" yanıtını verdi. Azmin Derin'e, "Suikast girişimi mi oldu ?" sorusunu yönelttiğimde, hayır demedi, anlamlı bir şekilde güldü. O yıllarda Günaydın Gazetesi'nde çalışıyordum, haber ertesi gün sürmanşetten" Evren'e suikast girişimi" başlığıyla çıktı. Diğer gazeteleri atlatan haber büyük ses getirdi.
Yaka paça Evren'in huzuruna götürdüler..
Vay sen misin böyle haber yapan. Netekimn Kenan fena halde küplere binmiş. Beni sivil bir ekiple gazetenin Barbaros Parkı'nın karşısındaki bürosunun önünden yaka parça aldılar Beldibi'ndeki Milta Tatil Köyü'ne, Evren'in huzuruna çıkardılar. Emekli darbeci Paşa çok kızgındı, "Birkaç çapulcunun girişimini haber yaparak onlara cesaret veriyorsun" diyerek bağırmaya başladı. Ardından da "Seni işten attıracağım, bunun hesabını vereceksin. Şimdi Asil'i arayacağım. (O yıllarda Günaydın Gazetesi'nin sahibi Asil Nadir'di) şeklinde tehditler savurmaya başladı.
Altan Öymen : 'Paşam sizin için iyi olmaz'
Bu şansız olayların yaşandığı günlerde meslek büyüğümüz Altan Öymen, Evren'in anılarını kaleme alıyordu. Yaşananları kaygı ile izleyen Öymen, araya girerek, "Paşam bu tür haberleri elbette gazeteciler yapar., Ayrıca İbrahim Akkaya mesleğini adam gibi yapmaya çalışan bir kardeşimizdir. Bu olay burada kapansın, duyulursa kıyamet kopar, gazeteci örgütleri ayağa kalkar, zor durumda kalırsınız. Ben Akkaya’ya kefilim" dedi. Sonuçta her gelişinde bana, " Akkaya çivileme yapacağım, makinen hazır mı ?" diye soran Evren Paşa, beni cezalandırmaktan Altan Öymen'in araya girmesiyle, belki de olası eleştirilerden çekindiği için vazgeçti. Beni derdest eden sivil ekip, Antalya'ya yaka paça aldığı yere getirdi. Her 12 Eylül’de bu uğursuz olayı hatırlar, Evren ve darbeci paşalara 'iyi dileklerimi' yollarım..