Sıcaklar... Depression… Ölüm ve yaşam

     Yakıcı sıcak enerjimi aşağıya çekiyor....Elimi kolunu kıpırdatamaz haldeyim. Güneş beynimin içinde dans ediyor...Gözlerim görmüyor..Geçici körlük durumu..Ter bedenimden fışkırıyor.Giysilerim bedenime yapışmış gibi. Yol boyunca topallaya, topallaya yürürken, aksayan ayağım hızımı kesiyor. Önünden geçtiğim ekmek fırının kapısından dışarıya alevler fışkırıyor. Sendeliyorum.

     Asfaltın ziftleri ayakkabılarımın tabanına yapışıyor. Aklıma bir sitede okuduğum yazılar düşüyor.....

     “Tüm yalnızlıklarım kendi çatlağını bularak akıyor hiç durmaksızın. Akıyorum ben de tüm sahte paylaşımları sorgulayarak Yalnızlığın şiddetli fırtınasına karşı savunmasız yürüyorum, sokaksız ve caddesiz, yürüyorum topraksız ve yurtsuz ve serseri bulutlar tepemde vefasız sıcaklarını düşürüyor üstüme, üstüme”

     Kanım ellerimden çekiliyor.Çok net bir şekilde duyumsuyorum bunu.Karşı kaldırıma bedenimi savurabilmek ayrı bir efor istiyor.Kaldırımı bölen tretuvar adeta engelli koşular için düzenlenmiş..Ayağımı atmaya çalışırken korkunç bir acı ta içime saplanıyor..Kendimi güneşin altında erimiş,yok olmuş,tükenmiş hissediyorum.Zar zor sürünerek evimin kapısını buluyorum..Allahtan asansör var.Anahtarları bulmaya çalışırken çantamdakilerin yarısı yerlere dökülüyor....Anahtarı kilide sokup, hole adeta dalıyorum.Üstümdekileri yerde bırakıp duşun altına girdiğimde yavaş, yavaş bilincim yerine geliyor.Sular üzerimden aşağı doğru kayarken var olduğumu hissetmeye başlıyorum..Bornozumu giydikten sonra klimayı 18 dereceye ayarlayıp Cleopatra kanepeme uzanıyor, yeniden doğuşumu kutluyorum...          

     Üffffföyle canım sıkılıyor ki.Her şeyi simsiyah gözlüklerin arkasından seyrediyorum sanki.Dipsiz kör bir kuyuya bakar gibiyim.Bu kör kuyu beni sessizce içine çekiyor.. Kendimi atmaya, kuyunun içinde yok olmaya hazırım... Anlam, anlamsızlık birbirine karışmış. Kendimi değersiz hissediyorum.Ne yemek, ne içmek....Hiç bir şey yapmak içimden gelmiyor.Yorganı başımın üstüne çektiğimde tüm dünyayı dışarıda bıraktığıma inandığım için kendimi güvende hissediyorum.Bütün inançlarım sarsılmış,çok ama çok yalnızım. Kimselere güvenemiyorum. Mayın döşenmiş bir tarlanın ortasında gibiyim..Her an herkes zehirleyebilir beni. Birinin bana şefkatle sarılması, başımı, omzuna koyması sanki bütün kanayan yaralarımı saracak, kuşkularımı yok edecek. Depresyon dedikleri bu olsa gerek. Derinleştikçe akla ölüm düşüncelerini getiriyor... Ölümün soğuk yüzünü... Ölüm soğuk yüzlü, ama kaçınılamaz bir gerçek gibi dikiliyor önümde... Doğduğumuz gün ölmeye doğru adım atmaya başlıyoruz zaten. Böyle düşününce kabullenmek daha kolay oluyor.

     En yakınlarımı kaybetmek, ölüm düşüncesini evcilleştirdi sanmıştım... Şimdi yeniden bütün korkunçluğuyla karşıma dikiliyor. Yeniden sevdiklerimden birini yaşamdan çekip almaya hazırlanıyor. Ben onun direnmesini istiyorum. Yaşama dört elle sarılıp mücadele etmeli. Birlikte yapacak çok işlerimiz var.

     Ölüm ve yaşam birbirine zıt iki kavram. Yaşamla hesaplaşmamız sürdükçe ölüme uzak kalırız. Öğrendiklerimiz, öğreteceklerimiz, paylaştıklarımız, paylaşacaklarımız bizi yaşama birer, birer bağlıyor.

     Şimdi gözlerinizi kapatın....Burnunuzdan derin bir nefes aldıktan sonra bunu ciğerlerinizde tutup ağzınızdan yavaş, yavaş bir balonu boşaltır gibi derin bir şekilde boşaltın.Bunu 20 kez tekrarlayın...Nefesinizi boşaltırken tüm bedeninizi  gevşetmeyi unutmayın.....Şimdi de gözlerinizi kapatın..Beyninizdeki bütün düşünceleri boşaltın. Söylediklerimi gözünüzün önünde bir film karesi gibi bütün renkleriyle canlandırın.

“Önünüzde yemyeşil uçsuz bucaksız bir tarla hayal edin. Yemyeşil çimenlerin arasında kırmızı gelinciklerin rüzgârın etkisiyle hafif hafif sallandığını düşleyin. Biraz ötede beyaz taşların arasından akan derenin şırıltısı geliyor kulaklarınıza. Esen meltem, burnunuza çiçeklerin kokusunu taşıyor.. Siz bu güzelliklerin ortasında patika bir yolda yürüyorsunuz. Uzaktan parlak bir ışığın size doğru geldiğini görüyorsunuz..Bu ışık sizin ruh rehberiniz. Işıkla birbirinize yaklaşıyorsunuz. Birbirinizi selamlarken daha önceden tanıştığınızı hissediyorsunuz. Elleriniz ışıkla birleştiğinde güç, huzur ve mutluluğun bedeninize geçtiğini adeta aktığını hissediyorsunuz. Kendinizi mutlu, güçlü ve dingin hissediyorsunuz. Bir süre öyle kalın. Sonra 10 dan sıfıra doğru sayarak gözlerinizi açın..bu minik meditasyonun bedeninize iyi geldiğini, sizi yaşam enerjisiyle doldurduğunu göreceksiniz.. 

     Yaşama olumlu gözlerle bakıp, her şeydeki olumlulukları fark ettiğinizde daha sağlıklı, daha mutlu, daha başarılı olduğunuzu göreceksiniz...

     Polyanna romanının aslında çocuklar değil yetişkinler için yazıldığını biliyor muydunuz?  Romanda sözü edilen “mutluluk oyunu” nu yaşamınızın bir parçası haline getirirseniz ilişkilerin kolaylaştığını göreceksiniz.

     Evet sizi Temmuz sıcağında güneşin altında erirken, depresyon sizi dipsiz karanlığına çekerken,ölüm ,yaşama galebe çalmaya çalışırken mutluluk oyununa davet ediyorum....Var mısınız?

Yayın Tarihi
29.07.2009
Bu makale 2742 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
ne düşünürsen onu yaşarsın felsefesi , atalarımızın sözleriyle de pekişmiyor mu ? burdan yola çıkarak gerçekten yazdıklarınızı övgüyle okudum..sizi kutluyorum..hayatı ve yaşamayı daha güzel kılmak adına umarın herkes ama herkes bunu uygulama çabasına girer.. sevgiyle kalın

celile 09.08.2009

merhaba tek bir kelimeyle muhteşem sizi kutluyorum. Okuduktan sonra buna hayır diyemeyiz herhalde; ben varım

DİLEK AĞLAYAN 07.08.2009

pozitif eneji veren insanlarla görüşüyor ve arkadaşlık kuruyorum. diyerlerine sadece elimden gelirse yardım ediyorum. anı yaşıyorum. günde üç iyilik yapıyorum karşılıksız ve bunlar o kişilerin hayatını değiştirecek cinsten oluyor etkinliklerde varım ve mutluyum bu gün güneşi gördüm bu gün bana hediye ve bunu yaşıyorum güller dolu dünya dileğiyle

serkan sağlam 29.07.2009

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!