Cesurlar hayatta kalanlar ve hayatı sürdürenlerdir.
Cesursanız sevebilir ve/veya sevdiğinizi söyleyebilirsiniz. Cesursanız özleyebilirsiniz, cesursanız ayrılabilirsiniz, cesursanız verebilirsiniz, cesursanız deneyebilirsiniz, cesursanız kabuğunuzu kırabilirsiniz, cesursanız kaderinizi değiştirebilirsiniz, cesursanız rest çekebilirsiniz. İşin özü cesursanız yaşamı daha zevkli hale getirebilir ve özgürleşebilirsiniz.

“Erkekliğin onda dokuzu kaçmak biri de ortalıkta gözükmemek” diye bir laf vardır ama bu daha çok belaya bulaşmamak için söylenmiştir. Cesur olmak cahil cesareti değil, cesur olmak aklen, fikreni kalben yaptığından emin olmakla ilgilidir. Bilgiyle, tecrübeyle ve doğru tercihle desteklenmiştir.
Çoğumuz çocukluktan itibaren cesaretin ödüllendirildiği ve ortaya çıkarıldığı bir eğitim sürecinden geçmeyiz maalesef. Hatta kafamıza vura, vura bastırılır tüm cesur duygularımız, deneme arzumuz, keşfeden yanımız. Yok edilir. Tek tip insan olmaya zorlanırız. Başkaları gibi düşünmemiz istenir.
Her ne kadar “kirlenmek güzeldir” diye reklamlar yapılsa da sıkıysa bir çocuk üstü başı kirlenmiş eve gelsin dayağın ve kötü sözün biri bin paradır.
Eğitimciler çok iyi bilirler, “öğrenilmiş güçsüzlük” diye bir kavram vardır. Bu kavramın en genel karşılığı “öz güvenin” yitirilmesidir. Yani artık kendimize güvenemememizdir. İçimizdeki enerjiyi fark edemememizdir. Sen-ben ilişkisinin kişinin güçsüzleştirilmesinin, “ben bilmem sen bilirsin” tarzındaki karşılığıdır.

İstatistiklere göre bir çocuk ergenlik yaşına gelinceye kadar ortalama 148 000 defa anne, babasının ,"yapma; elleme, dokunma " gibi sözlerini duyuyormuş Böyle olunca da çocukta büyüyünce "yapamama", "edememe" özellikleri gelişiyor ve özgüvenini yitiriyormuş.
Ama bazıları bu kıskaçtan bir şekilde kurtulup adına toplum denilen köleleştiren yapının dışına çıkabiliyor ve denemekten, yapmaktan korkmuyor Tuba Uygur ve Nahide Alpdoğan gibi.
Her ikisi de bu sene bitirmiş üniversiteyi. Biri işletmeci, diğeri inşaat mühendisi. Aladağların 3500 ün üstündeki iki zirvesi olan, İt Oturumu ve Çatak Tepeye kaya çıkışı yapmak için geldikleri Sokullu Pınar kampında tanıştım onlarla. Ertesi sabah onları zorlu bir tırmanış bekliyordu ve bir çay içimi sohbet ettim onlarla. Kutladım onları, gurur duydum onlarla. İki kız tek başlarına çıkıp gelmişler dağın başına. Başlarına şu gelirmiş, bu gelirmiş gibi bir kaygı duymadan. Hatta inanılmaz keyifli bir akşam yaşadık bizim ekip ve onlarla.

Gerçi dağcılık tekniği açıcından eğer zorlu bir tırmanış yapıyorsanız mutlaka destek ekibinin olması gerekir. Herhangi bir kaza veya olumsuzlukta ilk müdahaleyi yapabilmesi için. Eksik bırakmışlar bu yanını.
Onlar tüm olumsuzlukları öteleyerek tüm öğrenilmiş güçsüzlüklerini yenerek çıkıp gelmişler dağın başına.
İyi ki varlar, iyi ki cesurlar.