SUBAŞININ BAKIŞI

Hedef Karakollar

Şehit haberleri kahrediyor… Ardından terörü lanetliyoruz… Kararlılık ve güçlülük mesajları!

Gerçekten güçlü ve kararlı yanlarımız var. İnadımız yeter! Evlatlarımızın ölümünden büyük acı var mı? Sabit hedef, korunaksız karakollarda ölüp gidiyorlar… Vatan sağ olsun diyoruz ve bir milim bildiğimizden sapmıyoruz! Başka hangi ülkede çocuğunu gönderir o karakollara teslim eder?

Vicdanı ret diye ayaklanır. Benim çocuğum silah kullanamaz adam öldüremez der. Maaşlı profesyonel asker yetiştir der. Profesyonel ordu niye yok diye sorgular. Devleti bilmem ama millet gerçekten güçlü… Analar babalar güçlü. Evlatlar, şehitler güçlü.  

Yeni strateji geliştirmiyoruz! Düşmanlarımızı bir kere olsun şaşırtmıyoruz! Her zaman ne yapacağımız ne söyleyeceğimiz belli! Bu da zayıf yanımız!

Terör; panik yaratmak güçlü görünmek ister… Askerlerimiz en kolay hedef. Çünkü militanların kolay saklanabildiği dağların tepesinde ve yapayalnızlar… Karakollar, korunaksız ve çukurda. Eskiden kaçakçılar için yapılmışlar. Çevresinde tepeler var ve tepelerden her türlü silahla vurmak mümkün. 30 yıldır bu karakollardaki askerlerimiz ölüyor ve bundan daha önemli meselemiz yok ve biz bu karakolları muhkem hale getiremiyoruz. Ya da daha stratejik tepelere yeni karakol yapamıyoruz.

Hatta bu karakolları terk edip hareketli birliklerle havadan ve karadan her türlü teknik donanımla sınırları korusak ve düşmanı vursak bundan daha hayırlıdır herhalde! Bildik yoldan vazgeçmiyoruz! Dost düşman kimseyi şaşırtmıyoruz! Ama düşman hep hareketli ve tehlikeli çünkü ne zaman ne yapacağı bilinmiyor.

 Terör; hedefine ulaşmak için öldürmekten ve ölmekten çekinmiyor ama yaşamını sürdürmek ve güçlü kalmak için taban kazanmak zorunda halkı yanına çekmek zorunda. Bu belki onlar için öldürmekten daha zor. Çünkü Kürt coğrafyasında devletiyle en çok bütünleşmiş Kürtler bizim yurttaşlarımız. Her savaşta beraberdik. Bu gün teröre karşı yine o karakolları bekleyenler Türk ve Kürt çocukları ve yan yana ölüyorlar.

Irak ve Suriye’de belki İran’da yaşayan Kürtler çok da zorlanmadan devletlerini kuracaklar. Tabi oldukları devletler onlara vatandaşlık haklarını vermedi eşit saymadı. Ama Türkiye’de teröre rağmen kuramayacaklar çünkü biz bu devleti beraber kurduk. Arada evlilikler var siyaset yapabiliyorlar iş hayatında güçleri var çok alanda eşitlikleri var. Özellikle çok alanda diyorum çünkü her alanda değil!

Eskiden bellediğimiz yol asimilasyondu. Bunun yol olmadığı anlaşıldıktan sonra Kürtçe konuşma ve Kürtçe isim koyma gibi benzer yasaklar kaldırıldıkça bölge halkı devletine daha da yaklaştı.

Terör ve Kürt sorunun iç içe geçtiği yer tam da burası. Kürtler bizim eşit haklara sahip yurttaşımız. Eşit hakka sahip olmak sadece ticaret ya da siyasetteki eşitlik değil sosyolojik ve kültürel gerçeklerdeki eşitlik. Anayasalarımızda yazan vatandaşlık tanımlarında ‘Türk ıtlak olunur’ ‘Türk sayılır’ gibi ifadelerin asimilasyon amaçlı olmadığını hiçbir Kürt aydınına kabul ettiremiyorsak üzerinde düşünmemiz gerekir.

Türkiye, kim ne derse desin Kürt sorununda çok mesafe almıştır. Özal’la başlayan ve devam eden adımlar bu günkü hükümetin ilk döneminde attığı adımlarla çözüme yaklaşılmıştı. Geldiğimiz noktada Kürt yurttaşların kazanımları terör örgütünü zor durumda bırakmıştır. Terör, büyük ölçüde Kürt yurttaşların memnuniyetsizliğinden beslenmiştir. Ayrı ayrı sorunlar olmasına rağmen iç içe geçtiği yer burasıdır. Memnuniyetsiz Kürtleri devletinin yanına çekmek ya da dağa göndermek arasındaki tercihtir. En büyük tehlike teröre duyduğumuz öfke nedeniyle tüm Kürtleri aynı çerçevede görmektir.

Yayın Tarihi
07.08.2012
Bu makale 9531 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!