SUBAŞININ BAKIŞI

Çekim Alanı Yaratıyor

Otoriterlik başlığı ile yazdığım yazıda, toplumun çoğunlukla bu eğilimle yetiştiğini ve yaşamın her alanında genelde disiplin aradığını yazmıştım.

Satır arasında toplumdaki bu eğilimin daha demokratik kriterlerle yer değiştirmesine özlem duyduğumu da yazmışım ve şöyle bitirmişim geçen haftaki yazımı.” gördüğüm bildiğim tüm partiler bu disiplini sağlamak için çırpınıyorlar ama Ak Parti tam da hepsinin özlem duyduğunu yapıyor!”

Otoriter yapı çokça eleştirildi. Askeri vesayet sonlanırken sivil vesayet ile yer değiştirdiğinden bile söz edildi. Ben o görüşlere doğrusu katılamadım hatta iktidar partisindeki bu disiplinli, güçlü yapının, vesayet rejiminin geriletilmesinde önemli rol oynadığına inanıyorum. Gerek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve 27 Nisan muhtırasındaki duruşlarında, Abdullatif Şener ve Turhan Çömez olaylarında, yargılama sorgulama süreçlerinde Ak Partinin liderlerine bağlılığı ve hiyerarşi içindeki kendilerine özgü otoriter yapıları, önemli badireleri atlatmalarında yardımcı olmuştur. 

Diğer taraftan çeteleşme ve mafyavari yöntemlere karşı mücadelede, Ak Partinin bütünlük içindeki disiplinli yapısı, iktidarlarına güç sağlamıştır.

 Mafyavari çalışma yürütenler de bu arada boş durmuyor. Futbolu ve TV reytinglerini ilgi alanlarına alıyorlar. Büyük ve kolay para kazanmak hangi alana kaydıysa oraya el atıyorlar.

Eskiden futbolda şike sportif başarı için yapılıyordu ama bu gün futbolda şike büyük vurgunlara neden oluyor. Kulüplerin borsaya açılmış dev bütçeli şirketler olduğu düşünülürse yapılan şike o takımın başarısından çok kolayca trilyonların bazı ceplere akmasını sağlıyor. Bazı bahis oyunları bu düzeni besliyor ve ortaya büyük, kirli organizasyonlar çıkıyor…

TV reytingi milyonlarca dolarlık bir reklam pastasına hükmediyor. Bu alanda manüplasyon polisin operasyonları sonucu ortaya çıktı. Görüldüğü gibi büyük paraların dolaştığı alanlarda mafyavari yöntemler de boş durmuyor.

Ak Parti tabanının, liderleri başbakan Tayyip Erdoğan’a bağlılıkları ve Başbakanın otoriterlik anlayışı partide kabul görüyor. Onları rahatsız etmediği anlaşılıyor. Partinin başarısında, başbakanın kişisel duruşu ve karakterinin önemli rolü olduğuna inanıldığı için otoriterliği sorgulanmıyor.

Terörün, çetelerin ve çevre ülkelerdeki mali krizlerin etkisi, halkı otoriter yapıya yaklaştırıyor. Disiplinli bir güç, çekim alanı yaratıyor…

Bir liderin ve siyasi partinin otoriter yapısı, topluma yönelirse baskıya dönüşürse eleştiriler o zaman haklılık kazanır… Çünkü yasa ve yönetmelikler yoluyla baskı, sistematik hale gelebilir. Ama yeni, sivil bir Anayasa yapmayı amaçlayan ve her söylemlerinde demokratik bir Anayasaya vurgu yapan bir iktidarın baskıcı yöntemlere ve araçlara sarılacağını iddia etmek pek de mantıklı görünmüyor. Çünkü toplumu, sivil ve demokratik bir Anayasa yapma konusunda tam anlamıyla beklentiye soktular.

Demokratik reflekslerin uç vermeye başladığı Arap ülkelerinde bile insanların neler yapabileceğini bütün Dünya izledi.

 Bizde ise demokrasi, kurumsallaşma yolunda… Çok zorluklar aşılmış ve yol alınmıştır.

Demokratik kazanımlar toplumun takibinde ve kontrolündedir…

Toplumu kucaklayan birey odaklı özgürlükçü bir Anayasa bütün bu süreci taçlandırır. Bundan çark eden bir Ak Parti güç kaybeder…

 Kendi içyapılarında, varsın otoriter olsunlar, onlar memnun hayatlarından ama yeter ki topluma vaad ettikleri Anayasayı başarsınlar…   

Yayın Tarihi
20.12.2011
Bu makale 8239 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!