SUBAŞININ BAKIŞI

Adaletin küçüldüğü yerde zulüm büyür!..

Aşağıdaki sözler kimin olabilir?

"Adalet temeli çürük olan hiçbir toplumun ve devletin uzun süre ayakta kalma şansı yoktur!.. Devleti adalet üzerinde inşa eden ve yaşatan bir medeniyetin temsilcileri olarak bu mesele bizim önceliklerimiz arasında ilk sıralarda yer almıştır!..

Adaletin küçüldüğü yerde zulüm büyüyor demektir!.. Adaleti insan haklarını özgürlükleri geliştirmek için atılan her adım bizim için değerlidir yeni nesillere bırakabileceğimiz en büyük miras da işte Bu anlayış olacaktır!.."

 

Bu sözler, 30 Mayıs 2019 tarihinde Beştepe'de söylendi. Cumhurbaşkanı, yargı ve adalet reformu hakkında açıklama yaparken kullandığı birçok güzel cümleden birkaçı! O günden bugüne çok kere adalet ve yargı reformu diyerek tekrar ettiler. Yasa; Adalet Komisyonu ve Meclis Genel Kurulu'na geldi, konuştuk, tartıştık ama hep Beştepe’den geldiği gibi geçti. Çünkü artık meclisin işlevi kalmamıştı! Yani yürütme gibi yasama da artık sistemin tümüyle kontrolünde denilebilir.

 

Ya yargıya ne oldu? CB Hükümet Sistemi’nin adalet ve yargı reformunda dile getirilen 256 faaliyet başlığından yarısı tamamlanmış! Öyle söylüyor adalet bakanı sayın Gül.

‘’Reform’’ diye diye geldiğimiz nokta ise hazin!

- Mahkemeler artık AYM kararını tanımıyorum diyebiliyor!

- AİHM ve AYM kararlarının hak ihlali kararları uygulanmıyor!

- Anayasa’nın uygulanması ile devlet organlarının uyumlu çalışmasından sorumlu CB'nı tarafından, anayasa hükümlerine uyulmaması konusunda aleni görüş ve yorumlar dile getirilebiliyor! İktidarın baş savcısı İrfan Fidan AYM başkanlığı yolunda!

 247 sayılı yasa ile Sivil Toplum ve sermaye de, seçilmiş belediyeler gibi kayyum kontrolüne alınabilecek!

Sonuç; Türkiye hiç bu noktaya gelmemişti. Hukuk devletinden uzaklaştığımız gibi artık kanun devleti bile sayılmayız!

Yani görüleceği üzere AYM için İrfan Fidan örnekli yapılanma çabaları, yargıdaki atamalar ile polis ve bekçi alımlarında gözlenen yoğunluk artık kimseyi şaşırtmamalı!

Aflara rağmen cezaevleri doludur ve en büyük yatırımlar cezaevi yapımında gözlenmektedir. Polis devletine gidişin ayak sesleri sanki bu örnekler!

İktidar için önemli üç sembol dava var. Berberoğlu, Demirtaş ve Kavala davaları...

Bizzat CB tarafından, TV yorumları ve suç tanımlamaları ile bizzat yönlendirilen davalar!.. Ardından TV'lerde konuşlanmış troller devreye girip görevlerini yapıyorlar! Nedir görevleri? Mahkeme, AYM ya da AİHM kararları uygulanmalı diyebilen olursa onları susturmak, korkutmak!..

Çoğu siyasetçi ve hukukçu bile doğru bildiğini söyleyemez hale gelmiştir. AYM ve AiHM kararlarını uygulamak anayasa gereğidir aksi anayasaya aykırılıktır. Uymamakla suç işleniyor diyebilenler yok gibidir artık. Çünkü troller "sen de mi casusu, terör yandaşını, saroscuyu destekliyorsun“diyecek, durduk yerde hain bile denecek, sonra ayıkla pirincin taşını!!

Konuşması gerekenler konuşamaz hale geldiğinde ne oluyor?  İktidarın istediği kapılar ardına kadar açılmış oluyor! Hukuksuzluğa yol açılıyor! Anayasa ve kurallara uymamak olağan hale geliyor…

Hukuk devletinde hukuk herkesi bağlar. Hiçbir kişi ya da kurum, anayasa ve hukuk kuralları beni bağlamaz diyemez. Kimsenin ayrıcalığı olamaz!

ABD, erkler ayrılığının, kurumların bağımsız yargının en güçlü olduğu örneklerindendir. Buna rağmen hukuka bağlılığı zayıf popülist bir liderin darbeye bile özendiğini görmüş olduk! bizde ise iktidar sürekli adalet ve hukuk dan bahsederken geçen yıllar sürecinde hiç de samimi olmadığı görüldü. Üstelik erkler iktidarın eline geçmiş, basın ve yargı kurumları ise tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirmişti. Bunun anlamı, ABD'ye göre demokrasinin karşılaşabileceği riskleri daha fazla demektir!

Boğaziçi üniversitesinde gençler, yasal da sayılsa, ilkesiz ve üslupsuz bir atamaya karşı eylem koyabiliyorsa kuralların ve mahkeme kararlarının uygulanması gerektiğine dair tavır geliştirmek zorunluluktur. Siyasi partiler ve siyasetçiler sorumluluktan kaçamaz. Bir televizyon kanalında soruları cevaplamıştım! "Her kiminle ilgili olursa olsun AYM ve AİHM kararları tabi ki uygulanmalıdır” deyince "Demirtaş'a özgürlük" diyen milliyetçi Parti'nin milletvekili diye epey saldırıya maruz kalmıştım. HDP legal mi sorusuna ise, "TBMM çatısı altındaki her parti legal sayılır, öyle değilse devlet görev ve sorumluluğunu yerine getirmiyor demektir" demiştim. Hangi hukukçu

Bunun tersini söyleyebilir ama düşüncemi açıkladım diye trollerin suçlamalarıyla karşılaşmıştım Oysa 40 yıldır siyaset yaptığım süre içinde hep hukukun doğrularını uygulayıp söylemeye çalıştım. Bunu bir siyasetçinin görevi saydım. Adaletten ve hukuktan vazgeçen iktidarların ne pahasına olursa her hukuksuzluğuna karşı çıkmak gerekir;

Her tereddüt sadece iktidarın cüretini arttırır.

Karşı çıkmak halkın gerçekleri daha çabuk anlamasını sağlar.

Aksi halde toplumun zihnini bulandırmak hep kolay olur.

Yayın Tarihi
16.01.2021
Bu makale 1315 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!