Alara Kalesi

 

 

Yaşadığımız coğrafyada etrafımızı çevreleyen tarihi yapılar o dönemin siyasi, ekonomik, sosyal yapısının da bir aynası işlevi görüyor. Doğru yerde, doğru zamanda yapılmış bir kale, o toplumun kaderinde önemli roller oynuyor. Var olduğumuz konumumuzu biçimlendiriyor.

Doğu ile batı arasında ticaretin sağlandığı tarihi ipek yolu, aynı zamanda dinleri, kültürleri,   bilimi de başka halklarla buluşturmuştur. Bu yolların güvenliğinin sağlanması, ordular arası savaşlara temel neden olmuştur yüzyıllarca. Bu yolları izleyen kervanlar, eski çağlardan beri insanoğlunun yaşamında önemli bir yer tutan ipek ve baharatı Uzakdoğu'dan Avrupa'ya taşırken kültürlerinin Batı tarafından tanınmasını da sağlamışlardır.

Gerek deniz yolu ile ticaretin gelişmesi, gerekse savaşlar ve veba salgınlarıyla zaman zaman popülaritesini kaybeden ipek yollarının güney rotasında Antalya ve Alanya limanları Uzakdoğu ile Avrupa arasında önemli bir köprü niteliğini korumuştur.

Karada yerel çetelerin, denizde Avrupalı korsanların saldırısına uğrayan ipek yolu tüccarlarını korumak amacıyla Antalya'dan İçel'e kadar bütün kıyı şeridini topraklarına katan Anadolu Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubad, Alanya'ya 35 Kilometre mesafede bulunan ipek yolu üzerinde Alara kalesini inşa ettirdi.

 

 

Denizden yedi kilometre içeride Alara Çayı kenarında bölgeye hakim bir tepe üzerindeki kale  ipek yolu kervanlarının konakladığı Alara Han'ın güvenliğini sağladı yıllar boyu.

 

İşte bu kartal yuvası Alara kalesi'ni görmek için çıkıyoruz yola, bir pazar sabahı dostlarla... Araçlarımız Alanya'nın Okurcalar beldesine vardığında saatlerimiz 10.30' u gösteriyor. Yarım saatlik alışveriş molasından sonra Alara çayını solumuza alıp yaklaşık 9 kilometrelik yürüyüşümüze başlıyoruz. Yol boyu bir tarafımız kızılçam ormanı, bir tarafımız sazlık ve böğürtlen gibi bitki topluluklarıyla kaplanıyor. Kırmızı üzüm salkımı benzeri meyveli, farklı bir bitki türüyle karşılaşıyoruz. Kimi arkadaş zehirli olabileceği uyarısında bulunuyor. Araştırmacı arkadaşımız Yasemin Konuralp'den damla sakızının yumuşatılmasında, ayrıca ilaç sanayinde  kullanılan “Gıcır” diye de adlandırılan Anadolu saparnası (Smilax Aspera) olduğunu öğreniyoruz. Yine de iyi bilmedikçe doğada karşımıza çıkan her bitkinin yenmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor. “Önünden gelip geçmemize rağmen yaşam kargaşası içinde fark edemediğimiz daha ne ilginç bitki türleri vardır” diye düşünüyorum.

Kemoterapi tedavisi gören bir arkadaşımızın yaşam sevinci ve performansı örnek oluyor arkadaşlara. “Yeniden dünyaya gelmiş gibiyim, mutluyum” diye anlatıyor duygularını. Nihayet 2000 metrekare üzerine kesme taşlarla yapılmış Alara Han görünüyor. Böylesi bir yapının pazar günü olma gerekçesiyle kapalı olması şaşırtıyor bizleri. Gurubun büyük bir kısmı ırmak kenarında sıralanmış balık lokantalarından birine giriyor. On kişilik bir gurup o muhteşem kaleye yöneliyoruz. Zeminden 250 metre yükselen kaleye, bir bölümü 120 basamaklı tünelden geçerek çıkılıyor. Tüneli aralıklarla güneş ışınlarını alan mazgal delikleri aydınlatıyor. Yüzyılların yıprattığı, her yanını ayrık otlarının sarmaladığı harabeye dönmüş bu tarihi yapı Kültür Bakanlığının ilgisini bekliyor çaresiz. Sevgili ağabeyimiz Giray Ercenk'in okuduğu İranlı şair Firdevsi'nin bir şiirini anımsıyorum;

 

 

Bum növbet mizaned der terami Efresiyab

Perdedar-ı miyküned kasri kayzer ankebut

(Efresiyab sarayında baykuş nöbet vuruyor. /Kayzer'in (Büyük Kral) sarayında örümcek perdedarlık (protokol) görevi yapıyor.)

 

Etrafı viraneye dönmüş surlarla çevrili kalenin zirvesinden bakıldığında Alara Çayı'nı ve suladığı verimli toprakları seyrediyoruz. Ve iniyoruz, her şeye rağmen tüm görkemiyle ayakta duran kaleden alın fenerlerimizin ışığında...

Yayın Tarihi
23.01.2013
Bu makale 6270 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!