Ulaşımda detay sorunlar

Yöneticileri uzağı gören Ülkelerde, şehir içi ulaşımı yıllar öncesinden aklın süzgecinden geçirilerek en doğru çözümlere kavuşturulmuş, sorun olmaktan çıkarılmıştır. Biz miyop bakma alışkanlığımızdan kurtulamadığımız için hiç öyle kalıcı çözümler üretemedik diye hayıflanmamıza gerek yok. Ne yapalım, eldeki malzeme bu. Anladık, büyük düşünmek hayalinden vazgeçelim de var olanı düzgün kullanmaya çaba gösteremez miyiz? Biraz insan sevgisi, biraz “Acaba daha iyi nasıl yapabiliriz” çabası... Ben, zekamızın o kadarına da yeteceği inancındayım. Hadi deneyelim, bakalım olacak mı.

-Büyük Şehir Belediyesi'nin şehir içi ulaşımı için aldığı o kırmızı büyük otobüsler bir çok açıdan diğer araçlara göre büyük rahatlık sağladı diyebiliriz. İyi hoş da durakta uzunca süre bekleyip de KL-08 lerin peş peşe konvoy halinde gelişleri nasıl izah edilebiliyor, anlaşılır gibi değil. Yol çalışmalarından kaynaklandığı gibi bir gerekçe ileri sürülecektir. Biz de inanacağız...(!)

-Aylardır her KL-08 e bindiğimizde bir müjde ile karşılaşıyoruz. Camlara yapıştırılmış afişlerle... “ULAŞIMDA KREDİ KARTI DÖNEMİ” Hadi diyelim ki kolaylık sağlayacak bir çözüm. Araçların  camları, önüne gelenin afiş asacağı bir alan mıdır? Yolcunun dışarıyı görme hakkı neden kısıtlanır? Kredi kartı borcunu ödeyememenin derdine düşmüş insanımıza, evine giderken bir de biz hatırlatalım dercesine gözüne çakarak... Hele hele araç sürücüsünün hemen arkasındaki koltuklarda Sayın Belediye Başkanı'mızın bir defa olsun seyahat etmesini öneririm. Gözünüze yirmibeş santim mesafede afiş, tüm dünya ile ilişkinizi koparıyor. “Beni okuyacaksın, başka şeyle ilgilenme! Beni oku! Beni oku!” diye tepenize dikilmiş. Sanırsınız cezaevi arabasıyla Silivri'ye gidiyoruz...

-Ya o monitörlerdeki reklamlara ne demeli... Antalya'yı tanımayan yolcuların nerede olduğunu anlamasını kolaylaştıran navigasyon ekranı, emlak reklamları vermekle meşgul. Oysa o monitörlere, yıllardır yoğun göç alan Antalya'mızın şehirli olma bilinci henüz oluşmamış güzel insanlarına, karınca kararınca tiyolar veren bir aygıt olarak da işlev kazandırılabilir. Otobüsde yüksek sesle telefon konuşması yapanlara rastlamayanımız herhalde yoktur. Örneğin; Geçenlerde gelinine yaprak sarmayı nasıl yapacağını anlatan teyzeye, otobüsün diğer ucundan bir başka yolcunun “Teyze söyle de tuzunu koymayı unutmasın” diye eleştirel müdahalede bulunması tüm yolcuların kahkahasına neden olmuştu. Monitörlerde küçük skeçler, karikatürler ve sloganlarla insan hakları, doğa sevgisi, Antalya sevgisi... Yani Şehirli olmanın gerekleri anlatılamaz mı ?

Yayın Tarihi
13.03.2013
Bu makale 5827 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!