Likya'da bir Korsan Kenti

 

 

 

Korsan Zenekides'in kurduğu kartal yuvası bir kent vardır Musa dağının yükseklerinde...Çevre tepelerinde ateşin sönmediği koca bir coğrafyaya hükmeden  Zenekides, Adrasan'ın kuzeyinden Çıralı sahiline uzanan bu dağa borçlu olsa gerek Roma İmparatorluğuna on yıllarca meydan okuyan hükümranlığını.

Nar ve narenciye bahçelerinin içinden süzülerek başlıyor  Adrasan- Musa dağı- Olimpos yolculuğumuz. Uzunca bir süre yükselerek giden yürüyüş 45 kişilik gurubumuzun ara sıra mola istekleriyle kesintiye uğruyor. Bu tür yürüyüşlerde ihtiyaç hissetmesek de molalarda su içmeyi ihmal etmememiz gerekiyor. Kızıl çam ormanında bir yangın bölgesine düşüyor yolumuz. Sebep olan utanıyordur herhalde...

Ara sıra sandal ağaçlarına rastlıyoruz evimize tahta kaşık olup gelen... Bir kuş ötüyor, hoşgeldiniz dercesine. Yaklaşıyoruz antik kentin yamaçlarına, Yaylalık mevkiinde yemek molası, orman yangınları ve nedenleri üzerine konuşmalarla geçiyor. Yangına neden olan etmenlerden birinin de ormanda cam şişe veya kırıklarının bırakılması olduğu anımsatılıyor yeni arkadaşlara. Fotoğraf avcıları en iyi çiçek makrosu çekim yarışına giriyorlar. Anemon, lale, papatya, gelincik, orman gülü ölümsüzleştiriliyor fotoğraf karelerinde.

 

 

 

Yola çıkma vakti geliyor. 750 Metre yükseltide Olimpos antik kenti misafirlerini bekliyor tüm görkemiyle...

Ekip içindeki tarihçi arkadaşlarımız, bugün Olimpos olarak bildiğimiz tatil beldemizin geçmişte Korikos (Corycos) olarak adlandırıldığını, gerçek Olimpos'un Kilikya'lı korsan Zenekides'in Roma İmparatorluğu donanmasının son saldırısında (M.Ö. 78) teslim olmayıp ailesiyle birlikte kendini ateşe verdiği bu kent olduğunu anlatıyorlar guruba.

Azra Erhat'ın çalışmalarından Xsanthos kazılarında bir tablet yazısı canlanıyor hafızamda;

Evlerimizi mezar yaptık

Mezarlarımızı ev

Yıkıldı evlerimiz

Yağmalandı mezarlarımız.

Dağların doruğuna çıktık.

Toprağın altına girdik
Suların altında kaldık
Gelip buldular bizi
Yakıp yıktılar
Yağmaladılar bizi

Biz ki analarımızın, kadınlarımızın
Ve ölülerimizin uğruna
Biz ki onurumuz ve özgürlüğümüz uğruna
Toplu ölümleri yeğleyen
Bu toprağın insanları
Bir ateş bıraktık geride
Hiç sönmeyen ve
Sönmeyecek olan...

 

Çılgın korsanın şehrine ulaşıyoruz. Yağmur sularını biriktirdikleri su sarnıçlarını, surları, barınak olarak kullandıkları taş yapıları geziyoruz...

Artık bugünkü Olimpos'a yol alma vakti geliyor. Parkurun bu son etabı iniş ağırlıklı. Doğa güzelliklerini gözlemlemek, bitki örtüsünü tanımak için bolca zamanı var gurubun. Çay molası veriyoruz çınar ağaçlarının altında. Gelincik tarlasında anı fotoğrafları çekiliyor topluca gurubun. 13 Kilometrelik Likya yolunun biri daha aşılıyor yeni dostlar, yeni arkadaşlar edinerek...

 

Yayın Tarihi
04.01.2013
Bu makale 5534 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Ömer abi size katılıyorum,bence daha iyisi olamazdı. Metin bey bu tarihi bilgileriniz için size teşekkür ediyorum ayrıca..

Natig Nihat Zahirli 15.02.2013

evet gerçekten olay bu herkes daga dogaya çıkar ancak bilgi birkimini yazıya dökmez veya dökemez tebrik ediyorum metin bey devamlılıgını arzu ederim. BİLGİ VE BİRİKİMİMİZİ YAZIYA DÖKMEK,İNSANLIGIN ORTAK BAHÇESİNE DİKİLEN BİR GÜL,OKUMAK İSE O GÜLE VERİLEN AB I HAYATTIR

abdülkadir KÜÇÜKAVSAR 05.01.2013

amcam, başarılı bir çalışma. kutlarım. selamlar.

ömer faruk gülşen 04.01.2013

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!