Erkin Koray’ı daha yakınlarda, 28 Temmuz’da bir haber sitesine yazdığım “Bir Akıllı Eşek” başlıklı yazıda anmıştım. Türkiye’nin en kaliteli ve lezzetli kaşarını üretip, bununla övünmekten mahcubiyet duyan bir iş insanının, yaşadığı şehir olan Karaman’a dair anılarına yer verdiğim yazının ikinci bölümünde Erkin Koray’ı hatırlamıştım.
Yazının son paragrafı şöyleydi:
“Dün, tamahkârlık bugünkü kadar değilmiş. Dün, insanlar çaresizliklerinde bile ağlak ağlak yakınmazmış. Dünyanın bize borçlu ve hayatın adil olmadığını bilirlermiş. Bugün paraya para demeyen bile parasızlıktan şikayetçi. Tıkınacak yeri kalmayan ‘açlıktan ölüyoruz’ diye bağırmaktan utanmıyor.
Yıllar ne çok şeyi götürüyor, ne çok şeyi değiştiriyor. Bir varmış, bir yokmuş. “Dün dünle gitti cancağazım, bugün yeni şeyler söylemek lâzım.”
Erkin Baba’nın unutulmaz şarkısıyla veda edelim: Öyle Bir Geçer…
Öyle bir geçer zaman ki
Dediğim aynıyla vâki
Böyle bir geçer zaman ki
Dediğim aynıyla vâki.
Birden dursun istersin
Seneler olunca mazi
Öyle bir geçer zaman ki
Dediğim aynıyla vâki
Böyle bir geçer zaman ki.
Günlere bakarsın katı katı
Üzerine çekersin perde
Yoldan geçenler var da
Her akşam gelenler nerde?
Kara yazı yazıldı sanma
İnsanın da kaderi böyle
Böyle bir geçer zaman ki
Dediğim aynıyla vâki
Böyle bir geçer zaman ki.
Bir cevap buldun mu sorulara?
Yiğitlik de var yine serde
Nasıl gaddar seneler
Geçiyor durduğu yerde.
Sana kara yazıldı sanma
İnsanın da kaderi böyle
Böyle bir geçer zaman ki
Dediğim aynıyla vâki
Öyle bir geçer zaman ki.
O nedir seni kızdıran?
Memnun edeceği yerde
Bak bir garip diyor ki
Nerede o yarim nerde?
O nedir seni kızdıran?
Memnun edeceği yerde
Bak bir garip diyor ki
Nerede o yarim nerde.
Anılara kapılıp kanma
Dünyanın da düzeni böyle
Böyle bir geçer zaman ki
Dediğim aynıyla vâki.
Birden dursun istersin
Seneler olunca mazi
Öyle bir geçer zaman ki.
Dünyanın düzeni böyle. Dursun istersin durmaz, geçsin istersin geçmez, bitsin istersin bitmez. Sen istesen de istemesen de “Öyle bir geçer ki!”
Sanatçı, 24 Haziran 1941 tarihinde İstanbul Kadıköy'de doğmuş. Ön adı Mustafa olmasına karşın, o Erkin Koray olarak şöhret olmuş. Anadolu rock ve hard rock türünde özgün eserler üretmiş. Kuşağının bazı isimleri gibi o da Anadolu'nun kültürel mirasını korumaya katkıda bulunmuş, birçok türküyü yeniden düzenlemiş ve seslendirmiş.
Erkin Koray, “MEZARLIK GÜLLERİ - Bir Dokümanter'le Karışık Hikaye Kitabı” adlı bir de kitap yazmış.
Her eseri sevildi, konserleri doldu taştı, plakları çok sattı. Bazı konular onu rahatsız edince, adım adım gezdiği ülkesinden Kanada’ya gitti. 82 yıllık ömrü Ontario eyaletinin başkenti Toronto’da, akciğer rahatsızlığından noktalandı. Cenazesi Toronto’da toprağa verildi.
Erkin Koray, “Anma Arkadaş” adlı 1967 yılının en sevilen parçasında;
“Giden gelir mi sandın?
Aldandın boşa yandın
Bırakıp gitti seni
Niçin ismini andın?”
diye sorsa da elimizde değil. Gidenin gelmeyeceğini biliriz. Kendimizin de bir gün, bizden önce gidenlerin ardından aynı yolculuğa çıkacağını da biliriz.
“Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.”
Yahya Kemal’i de hatırlarız, şiirini de…
Gidenden geride sadece güzellikleri kalır. Mustafa Erkin Koray öldü. Sanatçı Erkin Koray eserleriyle uzun yıllar unutulmayacak.
Sanatçı, yıllar önce verdiği bir röportajda şunları söylemiş:
“Bazen soruyorlar, bu ülke sana ne verdi, diye. Daha ne verecek? Ne kadar para verdi anlamında soruyorlar ama ben öyle almıyorum. Yani para verip bana baba deyin olmaz.’’
Bu ülke ona “baba” dedi. Daha ne desin!
Allah rahmet eylesin.