Çocukluk çağı obezitesi (2)

 

 

Geçen ay, çocuk çağı obezitesinin ne olduğu, dış etmenler ve bu rahatsızlığa sebebiyet veren sağlık sorunları hakkında önemli bilgileri sizlerle paylaşmıştık.

 

Bu ay yaşam boyu süren kronik bir enerji metabolizması bozukluğu olan şişmanlığın tedavi yöntemleri ile ilgili detaylardan bahsetmek istiyorum.

 

Çocukluk Çağı Şişmanlıkta Davranış Tedavisi

Şişman çocuklar genellikle yumuşak, apatik, çekingen, sık öfke nöbet­leri gösteren çocuklar olarak tanımlanabilir. Şişmanlığa eşlik eden psiko­lojik sıkıntılar diğer belirtilerle ortaya çıkar. Bunlar okul başarısızlığı, enü­rezis gibi belirtilerdir. Mental retardasyon durumunda da şişmanlığa sık rastlanır.

Şişman çocuk için sembolik bir anlam bulunmadığından doyum aranır. Aile ise eğitici olması gerekirken beslenmeye yönelir. Bu çocuklarda sık­lıkla ailenin duygusal yönünde eksiklikler bulunmaktadır.

Şişmanlık, ailesel ve kültürel olarak önemlidir. Bazı şişman ailelerde genetik ve beslenme alışkanlıkları önemli yer tutar. Gelişmiş ülkelerde düşük sosyo-eko­nomik düzeyde, gelişmekte olan ülkelerde ise yüksek sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerde çocukların şiş­manlık oranı artmaktadır. Bu tüketim toplumu olmaya yönelmenin bir sonucudur ve bu ailelerde şişmanlık, sağlıklı olmanın bir sembolü gibi görülmektedir. Aile içindeki çocuğun her tepkisine anneler besin vererek yanıt verirler. Bu tutum çocuğun açlık hissini köreltir.

Şişman çocukların aileleri çocuklarını okulda ya da aile içinde alay edil­mekten ya da aşağılanmaktan korumak için tampon rolü oynarlar. Bazen çocuklarının kilo, verme konusundaki başarısızlıkları karşısında hayal kı­rıklığı yaşamakta veya öfkelenmektedirler. Batılı toplumlarda zayıflık kav­ramı erişkinlerde olduğu gibi çocuklar arasında da beğeni toplarken, şiş­man çocuklar dışlanabilmektedir. Aşırı kilo nedeniyle eleştirilme ve sosyal dışlanma çocuklarda utanç duygularının gelişimine neden olabilmekte ocuğun okul başarısını, sosyal ilişkilerini ve fiziksel etkinliklere karşı olan tutumlarını etkileyebilmektedir.

 

 

Çocukluk çağı şişmanlığında beslenme tedavisi

Çocuğun aile yapısı, sosyo-ekonomik ve kültürel durumu, çocuk-ebeveyn-arkadaş ilişkileri, yaşam tarzı, ilgi alanları öğrenilerek gerekli psikolojik tedavi ile çocuğun desteklenmesi, daha etkili ve uzun süreli bir tedaviye olanak sağlar. Çocuğun ve ailenin beslenme alışkanlıkları ve hatalı uygulamaları, besin hazırlama ve pişirme yöntemleri, daha önce diyet uygulayıp uygu­lamadığı, uyguladı ise başarısızlık nedenleri, varsa aldığı harçlık miktarı ve harcama şekli ayrıntılı bir öykü alınarak saptanır. Bu bilgiler yardımı ile çocuğun yaşına uygun, kabul edilebilir bir diyetin düzenlenmesi ve ha­talı beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi gereklidir. Tedavinin yapıtaşı olan diyetin iyi anlaşılması ve uygulanabilmesi, diyetisyen tarafından veri­len beslenme eğitimi ile sağlanabilirBu eğitim çocuğun yaş grubuna göre teorik veya uygulamalı olarak, sağlık ve yeterli-dengeli beslenme ilişkisi, temel besin grupları ve değişim listeleri konularını kapsamalıdır. Hedef, çocuğa günlük enerji tüketimini ayarlayabilme, ideal beslenme modelini geliştirebilme yeteneğinin kazandırılması olmalıdır.

Bu dönemde yapılması gerekenler:

• Düşük ve çok düşük enerjili diyetler kesinlikle uygulanmamalıdır. Büyümenin yeniden hızlandığı bu evrede bu tür diyetler büyüme ve gelişmeyi en­geller. Ayrıca düşük kalorili diyetler B grubu vitaminleri, kalsiyum, demir gibi besin öğelerinden yetersiz olduğundan önerilmez.

• Yanlış beslenme alışkanlıkları düzeltilmelidir.

• Günlük enerji olması gereken ağırlığa göre hesaplanmalıdır.

• Öğün atlanmamalı, öğün sayısı arttırılmalı, öğünlerde dört besin gru­bundan alınması sağlanmalıdır.

• Günlük enerjinin % 15-25’i kahvaltıda, % 25-35’i öğle ve akşam yen­meklerinde, % 10-15’i ise kuşluk, ikindi ve gece öğünlerinde verilmelidir.

• Sebze-meyve tüketimi, tam taneli unlu besinlerin, kuru baklagillerin tüketimi arttırılmalıdır.

• Yiyeceklere kepek eklenmemelidir, aşırı posa tüketiminden kaçınıl­malıdır.

• Yağ ve şeker içeriği yüksek besinler önerilmemelidir.

• Fiziksel aktivite arttırılmalıdır.

 

 

Kaynaklar: AYŞE BAYSAL, BESLENME

                   SAĞLIK BAKANLIĞI TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

 

 

Yayın Tarihi
17.11.2009
Bu makale 12352 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!