Yıllar ne çabuk akıp gidiyor…

İşte 2008’e siftah ettik…

Meslekte 24 yıl geride bıraktım, İzmir’den Antalya’ya gelişimin üzerinden 18 yıl geçti. Sabah Akdeniz ile dört yılı tamamlayıp 5’inci yıla girmemize sayılı günler kaldı.

Evet, zaman su gibi akıp gidiyor…

Geride acısıyla, tatlısıyla, üzüntüsüyle, sevinciyle yaşanmış yüzlerce, binlerce gün bırakarak geçiyor…

Yılbaşı nedeniyle dün baskı saatlerimiz erken alındı. Biz de ekip halinde Pazar günü yeni yıl mesaisi yaptık. Bu nedenle yazımı, bir gün öncesinden kaleme aldım. Sayfalar yapılırken, şöyle dönüp 2007’nin Antalya için nasıl geçtiğine baktım…

Enteresan olaylar yaşamışız 2007’de…

Örneğin Antalyaspor’u küme düşürdük…

Süper Lige çıkma mutluluğumuz sadece bir yıl sürdü.

Basit hatalar sonucu, Türkiye’nin bile inanmadığı bir son yaşandı, ligin en iyi futbolunu oynayan ekiplerden birisi olan Antalyaspor, son 8 maçındaki kötü gidişi durduramadı ve bir alt lige düştü.

Antalya, siyasetteki hareketliliğini 2007’de de sürdürdü…

2006’dan sarkan Vakıf Çiftliği, Dokuma, Lara, Sorgun krizlerine, 2007’de 100.Yıl, Raylı sistem gibi yenileri eklendi.

İktidar bildiğini okumaktan, muhalefet yargı kapısını aşındırmaktan bıkmadı…

Fikir birliğine varılamayan Antalya’nın projeleri için sayısız kez mahkemelik olundu…

Vakıf Çiftliği, Dokuma, Lara, Sorgun gibi krizlerde zafer çevrecilerin oldu…

100.Yıl’da yapılacak 30 binlik stat, 10 binlik spor salonu için yıl boyu tartışmalar, gerilimler sürüp gitti. 2007’de iki kez ihale yapıldı, birincisi ihaleyi kazanan firmanın vazgeçmesi üzerine iptal edildi. İkinci ihalenin onayı ise 2008’in ilk günlerine kaldı.

2007’de Belek’teki büyük kıyım en çok tartışılan konu oldu…

Rant uğruna yeşil dokunun nasıl yok edildiğine hep beraber tanıklık ettik…

İşin en acı yanı; bıraktık ağaç katliamını, kaç ağaç kesildiğini tartıştık…

100 bin ağaç mı kesildi, yoksa katliamın faturası 500 bin ağaç mı?

Hiç kimse bu kısırdöngünün ötesine geçemedi, olan Belek ormanına oldu…

Olmaya da devam ediyor…

2007’de genel seçim geçirdik, Ankara’ya gönderdiğimiz vekillerimizin bazılarını değiştirdik…

Antalya’dan AKP 5, CHP 5, MHP’de 3 milletvekili çıkardı…

Geçtiğimiz aylarda Sabah Akdeniz ekibi olarak Ankara’ya gidip meclisteki temsilcilerimizle konuştuk.

Edindiğim izlenim, iktidarıyla, muhalefetiyle, son dönemin en iyi Antalya ekibini Ankara’da oluşturmayı başardık.

Antalya’nın en büyük utançlarından birisi olan Devlet Hastanesi, 2007’de yeni binasına kavuştu.

Yeni binanın içine girip göremedim, ama dışı bile insanı gururlandırmaya, “İşte hastane böyle olur” demeye yetiyor.

Yeni bir katlı kavşağımız oldu. Adliye kavşağında 2005’da başlayan çalışma, 2007’nin sonlarına doğru ancak tamamlandı. Karayolları’nın yaptığı bu kavşağa “Antalyaspor” adını verdik.

Lara sahillerindeki kirlilik utancını bitirdik. Tamamlanıp hizmete sokulan biyolojik arıtma sayesinde 2006 yazında dünya medyasının diline doladığı deniz kirliliğinin önüne geçtik. Artık 5 yıldızlı otelin önünde, Mavi Bayraklar hakkıyla dalgalanacak.

2007 turizme yaradı mı, yaramadı mı bir türlü karar veremedik.

Turist sayısı arttı, bu kez turizm girdisi düştü.

Turizmde işlerin iyi gittiğini göstermek isteyen turist sayısını öne sürdü, gizli kriz olduğunu iddia edenler de döviz girdisindeki gerilemeyi…

Bu tartışma sürerken yeni oteller yapmayı, bitirilenleri açmayı, yenilerinin de temelini atmayı ihmal etmedik.

Sahillerimizdeki yıldızlı otel enflasyonunun gelişmesi için elimizden geleni yaptık.

Tarımda bir yandan ilaç kalıntısı ve hormon tartışması yaşanırken, tüm bunlara rağmen yaş meyve-sebze ile kesme çiçek ihracatımızı geliştirdik. Avrupa Birliği ile yaşadığımız sıkıntıya Rusya’yı da ekledik. 2007’nin ilk döneminde Rusya’nın ambargosunu yendik, başbakan, bakan araya sokup gönüllerini almayı becerdik.

Kültürde de gelişmeler yaşadık. Altın Portakal Film Festivali’nin 44’üncüsünü, Uluslar arası Avrasya Film Festivali’nin 3’üncüsünü gerçekleştirdik.

Her şey iyi, güzel derken, bu yıl da bir Yiğitgil krizi yaşandı.

Geçtiğimiz yıllarda festivali ailesinden kalan miras gibi gören, Antalya’dan koparan TÜRSAK Başkanı Engin Yiğitgil’in bir kadını dövmesi, Altın Portakal’ın tüm güzelliklerinin önüne geçti.

Sanat danışmanlığını Fazıl Say’ın üstlendiği Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nin 8’incisini başarıyla gerçekleştirdik. Dünyanın en iyi festivalleri arasına giren bu organizasyon Antalya için yüz akı olmaya devam etti.

2007’de festivallerimize bir yenisi eklendi. İlki gerçekleştirilen Uluslararası Dans Festivali, hem katılım, hem de organizasyonun başarısı ile gelecek için umut verdi.

2006’dan taşan Aspendos tartışması, 2007’yi de meşgul etti. 2000 yıllık Aspendos Tiyatrosu, bilim insanlarının ‘gösteri yapılması riskli, onarılmalı’ raporlarına rağmen, hoyratça kullanılmaya devam edildi. Hatta tiyatro bu yıl özel işletmeye verildi. Yıkılması için adeta tüm çaba gösterildi, ancak yıllara meydan okuyan Aspendos, bu vurdumduymazlığa da dayanmayı becerdi.

 2007 havacılık açısından acı olaylara sahne oldu. Kaçırılan KKTC uçağı, Antalya Havalimanı’na indi, ilginç bir hava korsanı operasyonu yaşandı.

Atlas Jet’in uçağı Isparta’da dağa çakıldı, 49 yolcu, 7 mürettebat yaşamını yitirdi.

Antalya Havalimanı’nın ikinci pisti açıldı. Antalya Havalimanı işletmesi, yapılan ihale ile rekor bir rakama özelleştirildi.

Gazipaşa Havalalanı ile ilgili tartışmalar 2007’de de sürüp gitti. Açılan ihaleyi TAV kazandı, ancak havaalanını henüz almayı beceremedi.

Şimdi sıra 2008’de…

Bakalım 2008 bize hangi güzellikleri yaşatacak, ne üzüntüler ve acılar getirecek…

**

DÜNYA ATASÖZLERİ

Eldeki bir kuş, uçan yüz kuşa yeğdir. ARJANTİN

Aşk ile öksürük hiç bir zaman saklanamaz. AVUSTRALYA

Irmağı takip eden,denizi bulur. BELÇİKA

İnsan dışı ile karşılanır, içi ile uğurlanır. MOĞOL