''Kral Çıplak'' dedim Mehmet Talay

Köşe yazarlığında polemik meraklısı değilimdir.

Fakat meydanı boş bulduğunu zannedenlere haddini bildirmeyi vazife sayarım.

Antalya’nın pek mahir köşe yazarı- gazete yöneticisi Mehmet Talay’a bir yazı yazmıştım.

Öyle ima etmeden, sağından solundan dolanmadan direk ismiyle cismiyle yazdım.

Birkaç gün sonra tuttuğu köşeden adımı sanımı yazmadan “zat” diye hitap ederek cevap yazdı.

Yazısında yıllar önce Mustafa Akaydın’a yaptığı gibi yalan yanlış lakırdı etmiş.

Aklı sıra insanları bana karşı kışkırtacak.

Gazetecilikten çok, mesleğin cinliğini, hinliğini kendine yol edindiği için kalemini doğrudan yana oynatamıyor.

“Bunun böyle olacağını sana bu yazıyı yazdıran o Kumbul danışmanı da iyi bilir…” diyerek içine düştüğü çukurdan çıkmayı, benim karşımdaki cepheyi genişletmeyi hedefliyor.

Bak Talay, bu memlekette kimin kime siparişle yazı yazdırıp yazdırmayacağını herkes çok iyi bilir.

Sipariş üzerine yazı yazdırılacak bir adam olmadığımı benden nefret edenler de farkındadır.

Antalya basın camiasının ama göbeğinde, ama ucunda kıyısında bir şekilde yer alanlara Talay ve Tosun’u sorsak ne derler?

Aslında yürekli birkaç insan daha çıksa duyduklarını, bildiklerini yazıverseler Talay, rahatça Antalya sokaklarında dolaşabilir mi?

Benin yazımda çıkar ilişkisinden bahsetmeme alınmış arkadaş, yargıyla tehdit ediyor.

Deniz Baykal ile Bekir Kumbul’un barışmasına ne yorum yapmış bu arkadaş:  “Ey siyaset nelere kadirsin”.

Ben ne demişim Talay’a:  “Ey çıkar, ey güç, ey seçilmiş, ey menfaat sen nelere kadirsin.”

Şimdi bu iki cümlenin anlam bakımından ne farkı var.

Aslında hiçbir fark yok. Fark,  zihniyette,suçluluk duygusunda.

Biliyorsunuz çıkar ilişkisi sadece para ile ölçülmez.

Güçlünün yanında durma, onun nüfuzundan faydalanıp bir takım kapıları açma da bir çıkar ilişkisinin neticesidir.

Sen değil misin dört sene önce Menderes Türelin yanında yer alıp, seçimi kaybettiğinde Akaydın’cı oluveren.

Türel belediye başkanıyken her şey güzel, seçimi kaybettiğinde tu kaka.

Ayrıca madem sen gazetecisin, hangi hakla iyi tanımadığın bir adam hakkında bu yazıları yazabiliyorsun?

Talay’ın Menderes Türel belediye başkanıyken Akaydın’a yazdığı yazılardan başlıklar:

Akaydın’dan başkan olur mu?

Akaydın’ın anketinden Türel çıktı.

Hoca projede çuvalladı.

Akaydın Hoca, Türeli tebrik etmeli.

Akaydın gerilim aktörüdür.

CHP Akaydın’la fırsat tepti.

En muhteşem yazısı da Akaydın’ın yakasına astığı  “Papik Nuri” benzetmesi.

Gerçi, Papik Nuri yazısı bugün Akaydın’ın yakasında mıdır, yoksa Talay’a iade mi edilmiştir onu da bilemiyoruz; mahremdir…

Yazdığı yazılardan kendini kurtarmak için bakın ne diyor: “Ben Mustafa Akaydın’a hep muhalefet ettim, seçim sonrasında ise süreç öylesine ilginç işledi ki, Hocayı daha yakından tanıma fırsatı buldum. Ve yine bu süreçte, uğruna Hocaya muhalefet ettiğim kişilerin, doğru sandığım birçok işlemlerinin yanlış olduğu bana kanıtlandı.”

Bakın kendi yazısında birilerinin isteği doğrultusunda hocaya araştırmadan, doğruyu öğrenmeden saldırdığını açıkça belirtiyor.

Bu durumda hangimiz tetikçi oluyor.

Ve utanmadan benim yazımı bana birinin yazdırdığını söyleyecek kadar çirkinleşebiliyor.

Allah'ın sopası yok ki adamın gözüne soksun.

Olur olmaz bilemem yarın Bekir Kumbul başkan filan olsa senden bir özür yazısı da Bekir Kumbul için mi bekleyecek bu kamuoyu, güldürme adamı.

Ayrıca ben yazımda demişim ki benim büyükşehir belediyesinden beş kuruş nemalandığımı ispat edene boynumu uzatırım.

Acaba Talay aynı şeyi yapar mı?

Şimdiden gülümsediğinizi görür gibiyim.

Ondan böyle bir şey beklemenin hayalcilik olduğunu şu sözlerden anlıyoruz: “Ya bu çıkar ilişkisini belgeleyip kamuoyuna açıklarsın, bunu yapamıyorsan da benden ve Akaydın hocadan aynı satırlar içinde açıkça özür dilersin. Ya da yargı önünde bu sallamanın hesabını verirsin.”

Bir zamanlar  işadamı Selim Edes, tartıştığı bir bürokrata, ”Rüşvetin belgesi mi olur len p…!” diye bağırmıştı.  

Nedense bu anekdot düştü aklıma.

Şimdi Talay, yazımdaki ‘çıkar’ kelimesini almış, ‘belge göster’ diyor.

Yerel basının halini bilmeyen var mı?

3-5 yıl öncesine kadar Talay’ın durumundan haberdar olmayan var mı?

Söyletmeyin beni…

Talay buyurmuş; hem Hoca’dan hem kendisinden özür dileyecek mişim.

Bak Talay, ben ne Hoca’dan ne senden özür dilerim.

Hoca’dan özür dileyecek bir yanlışım yoktur, senden de ölsem özür dilemem.

Ben sadece kral çıplak dedim ve lafımın da arkasındayım.

Beni yargıyla falan da korkutamazsın

Ben asla hiç kimseye bel altı vurmam, hatta yakışıksız bulurum bunu…

Ha, dersen ki, ben her dönem gemimi yüzdürmeye bakarım;

Devrimcilikmiş, solculukmuş, sağcılıkmış beni ilgilendirmez;

Her dönem güçlülerin yanından yer alırım;

O zaman başka.

O zaman sorun yok.

Hiç olmazsa yazılarınla insanları kandırmamış olursun.

Ne olduğunu bilirler ki ona göre okurlar.

Ayrıca benim düşmanım falan da değilsin.

Seni ilgilendirmeyen konularda kalem oynatmadığın sürece ben sana bulaşmam.

 Ama haddini bilmediğin her konuda karşında olurum, bundan böyle olacağım da…

Velhasıl, kral çıplak…

 

Yayın Tarihi
24.07.2013
Bu makale 6648 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!