2013
Güneş yılında gezegenler arası haberleşme sistemine dünya muhabiri XY’ den
ulaşan teleks:
“Merhaba
ben dünya muhabiri XY.
Dünya
üzerindeki Tayyibos gezegeninden selamlar.
Tayyibos
gezegeni, geçimi zor, aşı, işi kısıtlı, yalanı bol, doğrusu az, halkın kafasını
kuma gömdüğü, kumdan çıkarınca gazla bayıltılan, kafasına copla vurulup
sersemletilen, üstüne tertemiz boyalı su sıkılıp kafası tekrardan kuma
gömdürülen bir halkı var.
Halkın
büyük çoğunluğu gelişmekte olan ülkeler kategorisine uysun diye uyduruk
diplomalarla okumuş, yazmış sıfatı kazandırılan, kuru fasulye, bulgur pilavına
şükreden, her ay düzenli bir şekilde makarna, bulgur paketleriyle uyutulan,
idarecilerin deveyi hamutuyla yuttuğu, Allah Allah nidalarının bolca atıldığı
bir yalan ülkesi.
Halka
palalarla saldıran adamların ellerini kollarını sallayarak dolaştığı, eli
sopalı adamların devletin güvenlik birimini temsil ettikleri, en ufak bir
gösteride bol dayak, su ve gaz sıkıldığı bir garip ülke!
Ağzını
her açanın yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülke diye bahsettiği,
Müslümanlıkla
alakası olmayan birçok işin ise bolca yaşandığı bir garip ülke!
Halkı
temsil eden vekillerin milletin anasına, avratına sövdüğü, kadın gazetecilere:
“bende sizin bacak aranızı çekip yayınlasam mı” diyecek kadar terbiyesiz, arsız
insanların bulunduğu bir TBMM’si.
Millet
yoksulluktan inim inim inlerken devletin başını tutanların arsızca zenginleştiği.
Bu
ülkenin kurucusu anamızı, babamızı, kısaca ecdadımızı, düşman eline bırakmamış,
dinimizi, namusumuzu koruyan Atatürk’ün sevilmediği, yok sayılmaya çalışıldığı
bir ülke.
İşte
sayın izleyiciler bu gariplikler ülkesinin Başbakanı Tayyibos dini adeta bir
silah gibi kullanıp, mağdur edebiyatı ile Başbakan olduğu ülkesinde bütün
yetkileri eline geçirdiğinde, ileri demokrasi diye bir bir laf sokuşturdu halkın
beyinlerine.
Daha
önce demokrasi denilen guguk kuşunu yarım yamalak bilen halk bu ileri demokrasi
de nedir ki acaba diye anlamaya çalışırken.
Bu
yeni icadın halka dayak, gaz ve tazyikli su olduğunu öğrendiğinde iş işten
geçmiş gibi görünüyordu.
İlkönce
tatlı su balıkları liboşlar ne oluyor demeye başladı.
Her
kim ne oluyor diye sorduğunda anında hükümete bağlı çok sesli liboş korosu
tarafından saldırıya uğradılar, itibarsızlaştırılmaya çalıştılar.
Her
yeni şeyin bir başlangıcı olur derler.
Her
yaptığı kötü muamele bu liboş korosu tarafından çok iyi yapılıyor diye
televizyonlardan, gazetelerden yüksek maaş karşılığında halka anlatılmaya
çalışıldıysa da bu ülkenin kanları gerçekten deli olan delikanlıları
çıkıverdiler meydanlara.
O
delikanlılar ise o güne kadar bir moktan anlamaz, gayri ciddi, internet
çocukları olarak tanınırdı.
İşte
o çocuklar yediler gazı, ıslandılar tazyikli su ile ama yılmadılar daha fazla
gaz ve su istediler.
Şam
şebeğine döndü iktidar ne olduğunu
anlayamadı bir türlü.
İşte
bu destan yazan çocuklardan bazıları gaz bombaları ile vuruldu, coplarla
öldürülesiye dövüldü, tazyikli su ile hayatlarında görmedikleri kadar su ile
ıslandılar ama asla geri adım atmadılar.
O
bağırıp, çağıran, halkına gürleyen adamlar hala o şaşkın vaziyetlerini
sürdürüyorlar.
İleri
demokrasinin sonucu çocuklarımız öldü, bazıları gözünü kaybetti, birçoğu
yaralandı, birçoğu gözaltına alındı.
Şimdi
bütün bunları yapanlar, yaptıranlar, emir verenler bu mübarek Ramazan ayında
birçok evde acıya ve hüzne sebep olanlar Allah tarafından cennete gönderilmek
üzere oruç tutuyorlar.
Biz
de onların yaptığını yapıp Allah ile kul arasına girmeyelim ama şu içimizi
kemiren soruyu sormaktan kaçınmayalım.
Bugün
birçok evde acıya ve katlanılmaz ıstıraplara yol açanlar hangi yüzle Allah’a
yalvarıyorlar?
Ben
dünya muhabiri XY, sayın seyircilerimiz iyi ki bizim ülkemizde ileri demokrasi
yok, gerçek Müslümanların Allahtan gerçekten korkanların ramazanlarını kutlar,
bütün bu şer cephesinin ve faşistlerin Allah katında cezalandırılmasını temenni
ederim.”