Kimi görsem üzgün, yılgın, bezgin… Seçim sonuçlarına tepki gösteriyorlar. AKP’nin başarısına kahroluyor bazıları, kabullenmek istemiyorlar.
Kelimenin tam manasıyla çökmüş bizimkiler. Artık bu ülkede yaşanmazmış, geleceğimiz kararmış, özgürlüklerimiz tehlikeye girmiş. Ne o, seçimleri kaybetmişiz, seçimleri ülkemizi tanınmaz hale getirenler kazanmış, artık Atatürk ilkeleri laiklik filan hikaye olmuş. Böyle düşünüp dövünüyor herkes. Moraller müthiş bozuk, yüzler asık, öfkeli insanlar çok dertli…
Durun bir, sakin olun… Kazanan yüzde 49 buçuk ama, bizde yüzde 50 buçuğuz hala. Çoğunluğuz efendiler, önce bunu unutmayın. Sonra sandıktan çıkan sonucu kabullenip, kazananı kutlamak efendiliğini gösterelim. Aydınlara, eğitimli insanlara, bizlere bu yakışır…
Şimdi nerelerde yanlışlık yaptık, seçimde nasıl hezimete uğradık, oturup bunları konuşalım diyeceğim ama, yanlışı hepimiz biliyoruz artık. Bu liderlerle yüz defa seçime gitsek ,başarısızlık istasyonunda çakılır kalırız. Zaten AKP’nin başarısına da, muhalefetin başarısız liderleri sebep oluyor ya.. Türkiye’ye teşekkürler eden Davutoğlu’nun, asıl teşekkürü Bahçeli ve Kılıçdaroğlu’na etmesi lazım.
Seçim öncesi Türkiye’sini düşünün bir. İktidardan şikayetleri hatırlayın. Öyle bir ortamda büyük zafer kazanması gereken muhalefet hezimete uğruyor. Yoğun şikayetlere ve genel korkuya sebep olan iktidar, seçimden zaferle çıkıyor. Olacak iş mi, Türkiye’de oluyor işte. Bu mucizeye sebep olanlar hala ortada lider diye dolaşıyorlarsa, gerçekten yazık Türkiye’ye…
Kemal Kılıçdaroğlu da, Devlet Bahçeli de efendi, iyi yetişmiş, ülkesini seven insanlar. Ama Türkiye’nin kurtuluşu için bunlar yetmiyor. Yeni liderler lazım bize, yeni heyecanlar yaratacak, kitleleri peşinden sürükleyecek, yeni şeyler söyleyecek ve yeni projeler üretecek dinamik, çalışkan, becerekli insanlar... Nerede bunlar, nasıl bulacağız demeyin. Öyle değerlere sahibiz ki, şu siyasete gölge yapan liderlerden bir kurtulabilsek var ya, hepsinin önü açılır, yıpranmamış seçkin ve saygın yeni insanlar geçerler partilerin başına. Bakın AKP lider sıkıntısı çekmiyor, yedeğini hazırlıyor çünkü. Ama muhalefet partileri yedeğe düşman…
Geçirin partilerin başına Mehmet Haberal’ı, Yılmaz Büyükerşen’i, Ümit Özat’ı, Meral Akşener’i, Abdüllatif Şener’i, İlhan Kesici’yi ve daha pek çok değerli insanımızı. Bakın neler oluyor Türkiye’ye, nasıl düzeliyor bir çırpıda. Ama bunların gelmemesi için her türlü önlem alınmış. Muhalefetin mevcut liderlerini, çakıldıkları o koltuklardan kaldırmak kolay değil. Evet kolay değil ama, imkansız da değil… İmkansız olmadığını inşallah yakında göreceğiz…
Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’ye hayret ediyorum. Bunca seçimi kaybetmelerine rağmen, hala koltuklarında nasıl oturabiliyorlar? Seçim sonuçlarının belli olmasından hemen sonra istifa ederler sanmıştım. Avrupa ülkelerine bakın, böyle bir tabloya sebep olanlar hemen çekiliyorlar görevlerinden. Bizimkilerin umurunda değil, çünkü meslek haline getirmişler genel başkanlık ve politikacılığı. Yok yetkili kurulları toplanacakmış, yok iki ay sonra kurultaya gideceklermiş, koltuğu terk etmemek için sığındıkları bahanelere bakın… Milletin haklarında söylediklerini duydukça, onların adına ben üzülüyorum…
Şimdi gelelim, bu iktidara muhalif bizlerin durumuna. Önce şunu bilelim, yıkılmadık ayaktayız, hala biz çoğunluktayız. Moral bozmak, öfkelenmek, kızmak, korkuya kapılmak yok. Çuvaldızı kendimize batırarak yola çıkalım, yaptığımız hataları görelim ve tembelliği bir yana bırakarak, hemen kolları sıvayıp çalışmaya başlayalım. Yılmak yok, yola devam diyeceğiz. Bu memleket bizim, gidecek başka yerimiz yok. Biz Türkiye sevdalısıyız, Atatürk’ün neferiyiz, ilke ve inkilaplarını son nefesimize kadar koruruz. Allah’tan başka kimseden korkmayız. Bu ülkede güzel şeyler, yasalara uygun şekilde yapılıyorsa alkışlarız, destekleriz. Ama ben yaptım oldulara, eskisi gibi seyirci kalmayız, yasaların bize verdiği imkanları, yine yasalara uyarak, sonuna kadar kullanırız.
Biliyorum üzüleceğimiz günleri, olayları, gelişmeleri yine yaşayacağız. İnşallah olmaz ama, olsa da alıştık bir kere.. Hayat devam ediyor, birlikte yaşamayı ve mücadeleyi akılla sürdürürsek, sorunların çoğunun üstesinden gelebiliriz. Yeter ki, kötümser olmayalım ve her karanlığın bir aydınlığı olduğunu unutmayalım.
Bir Atatürk milliyetçisi olarak, güzel ülkemin mutlaka birgün sıkıntılardan ve tehlikelerden kurtulacağına inanıyorum. Bu yüzden moralimi hiç bozmuyorum. Seçimler kaybedilebilir ama, Türkiye’nin kaybına hem göz yummayız, hem de izin vermeyiz. Gelecek güzel olacak dostlar, buna inanalım ve bu inançla yürüyelim.
Özetle biz de durmayalım ve yolumuza Türkiye sevdalıları olarak devam edelim.