Viyana’nın orta yeri sinema

1683’te Viyana’nın orta yeri kelimenin mecazi anlamıyla bir sinemaymış. ‘Türk’lerden Kalan’ kitabından, Osmanlı’nın Viyana kuşatmasının detaylarını okuduktan sonra, bunu daha iyi anladım desem yalan olmaz. Ama 3 hafta önce ziyaret ettiğimde, Viyana’nın ortası gerçekten tam bir sinemaydı.

“Viyana Açıkhava Müzik Film Festivali” 27 Haziran 30 Ağustos tarihleri arasında, her akşam 21.30’dan sonra, ünlü müzik filmleri gösterileri sunuluyordu. Giriş ücretsizdi. Nerede mi? Tarihi Belediye Sarayı önünde kurulmuş, 220 metrekare büyüklüğündeki dev perde ve koltuklarda, tribünlerde seyrediliyordu. Bu etkinliğin topu, topu 3 ana sponsoru vardı. T Mobile, Avusturya Bankası, Avusturya TV. Geçen yıl 640.000 kişi bu etkinliklere katılmış. Bu işin sanatsal yönü, bir de ticari yönü var. Meydana girişte sizi, birçok ülkenin mutfak kültürünü yansıtan, 10 adet lokanta karşılıyor. Avustralya Kanguru yemekleri mi istersiniz, Tayland Mutfağı mı, yoksa İran Mutfağı mı istersiniz? Buralarda yemek için sıraya girmeniz gerekiyor. Oturup yemek için bir yer bulmak ise film seyretmek için yer bulmaktan daha zor. Eminim bu lokantalardan aldıkları kira, bu etkinliğin önemli giderlerini karşılıyordur.

Açıkhava sinemaları bu festivalle kalmıyor. Bu etkinliğin dışında “Yıldızların Altında Sinema” başlığıyla Avusturya Filmleri, temmuz ayı boyunca İngilizce alt yazılı olarak ücretsiz gösteriliyor. Bir başka sinema etkinliği ise yine açık havada bir şato bahçesinde ücretli olarak “vizyon” filmler gösteriliyor. Haziran ayından, eylül ayına kadar bu etkinlik sürüyor. Dahası da var! Viyana Ana Kütüphanesi’nin çatı terasında, komedi filmleri gösteriliyor. Sessiz film gösterilerini de yazmazsam hata olur. Bunun da bir  parkta gösterimi yapılıyor. Bitmedi, benim gidemediğim ama tanıtımından okuduğum, hiç görülmemiş, farklı filmler ve Avusturya ilk gösterimleri de bir başka parkta. Şimdi siz de inandınız mı Viyana’nın orta yerinin gerçekten sinema olduğuna?

Viyana, yaz aylarında sıcak ülkelerden, özellikle Akdeniz ve Arap ülkelerinden farklı turist grupları alıyor. Amerikalı ve Japon turistler işin cabası… Viyana geçmişte de Avrupa’nın turistik cazibeye sahip kentlerinin başında geliyordu. Bu cazibe sadece meşhur müzik etkinlikleri ve valslerinden değil,1897 yılında 60 metre çapında 15 vagonluk 430 ton çelikten yapılma, o zamanki dünyanın en büyük dönme dolabından kaynaklanmaktadır. Bugün dünyanın en eski dönme dolabı ünvanına sahiptir. Sıkı durun, bu dönme dolaba binmeden önce, bir salondan geçiyorsunuz. Eski dönme dolap vagonları var, içlerinde dönme dolap hakkında çeşitli objeler sergileniyor. “O ne! Yine mi!” dedirtecek bir olay. Bir vagonun içinde kurşun askerlerden Türklerin Viyana Kuşatması canlandırılmış. Hem de mekanik olarak uygulama yapılmış, Avusturya Ordusu saldırıyor, Osmanlı Ordusu geri kaçıyor… Biz, İstanbul’un Fethini, İstanbul’a gelen turistin gözüne her ortamda sokmamakla çok doğru yapıyoruz. Bu bir derstir.

Başka bir ders çıkarılacak konu da, Viyana’nın yaptığı Twin City uygulamasıdır. Viyana ziyaretçilerine günübirlik tur olarak, Slovakya Bratislava kentini sunuyor. Tuna Nehri üzerinde 120 kişilik  katamaranla günde 4 kez seferler düzenleniyor. İzmir, Muğla, Antalya “İkiz Kent- Twin City” uygulamasından ders çıkartmalıdır. Tıpkı 46 yıldır Altın Portakal Film Festivali düzenleyen Antalya’nın, Viyana Film Festivali ve etkinliklerinden ders alması gerektiği gibi….

Haftaya “İkiz Kent-Twin City” uygulamaları konusunda görüşlerimi sizinle paylaşacağım, kuşkusuz sizlerden gelecek bilgi ve önerilere açığım.

        

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
19.08.2009
Bu makale 1884 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Anlatın yeter...

Mukadder Kavas 26.08.2009

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!