İktidarın pembe gözlükleri,ülkenin içine düştüğü açmazı göstermiyor maalesef.
Koca Türk Devleti,üçbuçuk serserinin oyuncağı haline geldi.İçerdeki vatan hainlerinin desteği,teröristlerin cesaretini arttırıyor.Sınırlarımız yıllardır yol geçen hanına döndü.Elini kolunu sallayan gelip geçiyor.
Güvenlik güçleri görevlerini rahatça yapamıyorlar.Sınırdan geçene açılan ateşin hesabınını soruyor siyasiler. Kaçakçıların ardından gözyaşı dökenler,ailelerine başsağlığı için koşturanlar,sınırlarımızı paspas haline getirenlere mani olmak isteyen komutanlarımızı görevden alıyor,mahkemeye sevkediyor,hatta tutuklatıyor.
Günümüzün siyaseti ülke menfaatlerini esir aldı adeta.Oy kaygısı,yanlış üstüne yanlış yaptırdı hepsine.Ülkesini seven bir politikacı çıkamadı ortaya,Meclis kürsüsünde ettiği yemine sadık davranarak,şu soruları soramadı cesaretle…
-Burası Türkiye,bu topraklarda yaşayanlara Türk Milleti denir.Bir eksiğimiz ve sorunumuz varsa,hepimizin var.Kürt’ün, Lazın, Çerkes’in, Boşnak’ın,Arnavut’un, hatta tüm göçmenlerin sorunları ayrı ayrı ele alınamaz.Niye Kürt’lere bu tavizler veriliyor?Neden bu ayrıcalıklar tanınıp,Anayasa ihlal ediliyor?Ülkenin her yerinde Kürt egemenliği var. Parlamento üyelerinin kimliğini araştırın,çoğu Kürt.Kürt bakanlarımız yok mu?Bürokrasinin çoğu Kürt,işadamlarının en güçlüleri Kürt’lerden oluşuyor.Kürt mafyası kırıp geçiyor ülkeyi.Özerklik istiyorlar,özgürlük istiyorlar,bunlara bir dur diyen çıkmayacak mı?Kendilerinin bile aralarında anlaşamadıkları dilleri, devlet dairelerinde geçerli hale getiriliyor.Kürtçe okullarda seçmeli ders oluyor.Televizyonlar açılıyor,gazeteler serbest bırakılıyor.Nedir bu rezalet?Kim verdi bu yetkiyi siyasilere?’’
Bunu soramıyor hiç kimse.Ödleri kopuyor geleceklerinden. Aman mebusluklarına bir şey olmasın,aman menfaatleri zarar görmesin.Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyerek bu günlere gelindi.Mebus maaşları dediniz mi,bir gecede anlaşıyor partiler.Hepsi bir anda canciğer kuzu sarması oluyor.Ama iş Türkiye’nin menfaatlerine geldi mi,kimse cesaretle kullanamıyor dilini.Suspus oluyorlar hemen.
Bu kafalarla nasıl çıkacağız bu işlerin içinden?Türkiye’nin bölünmesi için kullanılan ‘’kürt sorunu’’rüzgarı,bu sorumsuz siyaset bezirganlarının elinde fırtınaya dönüşüyor.Kim halledecek bu işi,yere düşürülen Türk Devletinin itibarını kim ayağa kaldıracak?Raydan çıkan güzelim ülkeyi,kim rayına oturtacak tekrar?
Ortada böyle bir kadro görülmüyor.Öyle olunca,mevcut iktidar meydanı daha da boş buluyor ve ‘’ben yaptım oldu’’icraatına dilediği gibi devam ediyor.Şurası bir gerçek ki,mevcut muhalefetimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın gücünü daha da arttırıyor.Bu işler, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin oturdukları yerden salladıkları nutuklarla düzelmez. Türkiye’nin ihtiyacı olan ciddi ve etkili muhalefeti,CHP ve MHP yapamıyor.Bunu artık kabul etmek lazım.
Peki,bir oluru yok mu bu işin,çözümü kolaylaştıracak bir formül gelemez mi akla?AKP’yi sallayacak,aklını başına getirecek bir oluşum,akıllı bir senaryo üretilemez mi yani..?Neden olmasın,demokrasilerde çare tükenmez. Demirel’in bu meşhur lafı yanlış değil,karanlıktan çıkış kapısını gösteren bir tabela adeta.
MHP,Bahçeli’yi sevenler kulübü haline geldi.O, geçmişin güçlü ve etkili muhafeletinden eser kalmadı.Zaman zaman ve en önemli konularda AKP’nin koltuk değneği görevini yaptığı için,gerçek milliyetçileri ve kendisine oy veren ANAP-DYP tabanını da kaybetti.Ülkenin geleceğinden kaygı duyanlar, MHP’yi ‘’kurtarıcı adres’’defterinden çıkardı.
Geriye bir CHP kaldı.Bugünkü yorgun CHP,mevcut hali ve görüntüsüyle bu işlerin altından kalkamaz.Kılıçdaroğlu çok beyefendi,çok dürüst,çok iyi kalpli bir politikacı.Ama omuzuna aldığı ağır yükü kaldıracak tecrübesi,donanımı, enerjisi yok.Üstelik siyasetin ayak oyunlarına da yabancı..
Öyle olunca,ülke meselerinden önce partiiçi sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyor.Sakin kişiliği,efendi yapısı,partinin ihtiyacı olan otoritenin ortaya çıkışını da engelliyor.
Bu durumda,CHP liderliğine bir ‘’taze kan’’takviyesi yapılabilir.Kılıçdaroğlu böyle bir imkanı tanıyabilir partisine.Onursal Başkan sıfatını alarak,makamını boşaltabilir ve yerine CHP’yi koşturacak genç ve enerjik birinin gelmesini sağlayabilir.Böyle bir karar Kılıçdaroğlu’nu, bugün bulunduğu konumdan çok daha saygın bir noktaya oturtabilir.
İşte size bir formül…Böyle bir formülün gerçekleşmesi halinde,CHP’nin direksiyonuna kim oturabilir?Mustafa Sarıgül niye olmasın ki?Genç,deneyimli,Parlamento tecrübesine sahip,sempatik,karizmatik bir kişilik.Şişli’nin neredeyse tamamının oyunu alarak Belediye Başkanı seçiliyor.Gidin bakın Şişli’ye,Avrupa’ya dönmüş adeta…
Kendisini tanımam,elini sıkmış değilim.Ama benim gibi hayatında CHP’ye oy vermemiş olanları bile etkileyecek bir isim..Sahipsiz ANAP ve DYP’lileri de yanına çekerek,AKP’nin üzerine korkusuzca yürür.CHP yarın bu kararı uygulasın ve ülkenin geleceğinin önünü açsın,hiç şüpheniz olmasın ki,ertesi günü oylarını ikiye katlar.
Üzümün sapı,armutun çöpü var deme lüksüne sahip değiliz.Mustafa Sarıgül olmazsa,yıpranmamış ve arkasından gidilecek bir başka aday da bulunabilir.Yeter ki,Türkiye’nin kaderinin CHP’nin elinde olduğu fark edilebilsin.
Yeni bir lider,CHP’yi kemiren iç hesapları altüst edebilir,kurtarıcı bekleyen büyük bir topluluğu heyecanla peşine takabilir,Türkiye’yi özlediği havaya kavuşturabilir.Öyle bir hava,mevcut iktidarın gazını iyice alır ve ülkeyi belki de bir erken seçim ortamına taşır.
Yeter ki,Kılıçdaroğlu ve kadrosu böyle bir fedakarlığı vakit kaybetmeden ve Türkiye’ye de vakit kaybettirmeden hemen yapsın.