Milletvekillerine hala dokunamıyoruz maalesef.
Bunca rezalete,bunca suça rağmen kılımızı bile kıpırdatmıyoruz.MHP laf olsun diye bir teklif verdi ama, göreceksiniz ondan da bir sonuç çıkmayacak.MHP’nin de 35 dosyası var çünkü.
Bir Meclis düşününüz,suç makinası haline gelmiş. Konuşma özgürlüğü zedelenmesin,milletin tüm sorunlarını rahatça kürsüye getirebilsin diye konulan ‘’dokunulmazlık’’ zırhı,milletvekilleri tarafından kötüye kullanılmış.Her cins adi suçu işlemişler,sonra da dokunulmazlığa sığınıp,hesap vermekten kaçmışlar.
Yıllardır sürüyor bu rezalet.Milletvekilleri milletin gözünün içine baka baka suç işliyorlar.Aynı suçu normal bir vatandaş işlese,ömür boyu hapisten çıkamaz.Ama mebuslar ellerini kollarını sallayarak ortalıkta pişkince dolaşıyorlar.
Yüzkızartıcı pek çok dosya komisyonda uyuyup duruyor. Bu nasıl Meclis Başkanlığıdır,bu nasıl Anayasa ve Adalet komisyonudur?O yüzlerce suç dosyası bunca zaman niye bekletilir,niye işleme konmaz,niye genel kurula indirilmez ve oya sunulmaz ki?Bu durumda görevini yerine getirmeyen Meclis Başkanı ile Komisyon Başkanı da suça ortak olmuş sayılmazlar mı?
Şu hale bakın,milletvekillerine ait 768 suç dosyası, komisyonun tozlu raflarında öylece bekliyor.Ayrıca üzerine hergün yenileri ekleniyor.Kalpazanlık,suistimal,hile,ihaleye fesat karıştırma,yaralama,memura hakaret ve tokatlama, güvenlik güçlerine fiili müdahele,yasak yürüyüş ve gösterilere katılma,aklınıza ne gelirse her suçu işlemişler. Hele son zamanlarda milletin değil,teröristlerin vekili gibi davranmışlar.Ama bunlara dur diyebilecek bir güç,hala ortalıkta görülmüyor maalesef.Haydutlukla milletvekilliğini birbirine karıştıranlara ses bile çıkaramıyoruz.Öylesine korkak,öylesine ödlek bir millet haline geldik ki,pes doğrusu..
Milletvekillerinin içinde düzgün,efendi,milleti layıkıyla temsil etmeye çalışanlar yok değil.Ama onlar da olup bitenlere seyirci.Onca suçlu ile yan yana oturmaya,sırt sırta çalışmaya devam ediyor,seslerini bile çıkarmıyorlar.Öyle olunca aynı kefenin içinde değerlendiriliyorlar.Al birini vur ötekine hesabı işte…
Meclis Başkanlığına verilen binlerce önergeye bir göz atın.İçlerinde ‘’beni bu suçlu mebuslarla aynı seviyede tutamazsınız.Bunların dokunulmazlık dosyalarını kaldırın.Meclisi temizleyin’’diyen bir önerge var mı?.Ne acı değil mi?Mebusluğu ballı meslek haline getirmişiz.Bolca maaş,ofis,sekreter,araba,sanki danışıyorlarmış gibi ikişer de danışman vermişiz.Ohh ne ala memleket…Böyle imkanlar dünyanın hiçbir Parlamento’sunda yok.O yüzden ses çıkarmıyor bizimkiler,o yüzden göz yumuyorlar bunca rezalete.
Dokunulmazlık dosyaları rekora koşuyor.Geçen dönem 800 dosya vardı.Bu dönemi daha yarılamadan sayı 768’e çıkmış. Bunlardan 560’ı BDP’lilerin,208’i ise diğer partilere mensup olanların.Başbakan seçime girerken,yapacağı ilk işin dokunulmazlıkları kaldırmak olacağını söylemişti.Siyasi kirliliği önleyecek,pislikten tıkanan siyasetin önünü açacaktı.
Bu vaadini yıllar önce seçim beyannamesine de koymuş, millete söz vermişti.Bugüne kadar sözlerden hangisi tutuldu ki,dokunulmazlık sözü tutulsun.Bütün iş seçimi kazanana kadar,kazandıktan sonra tüm vaadler unutuluyor.Açın bakın AKP’nin seçim beyannamelerini,söz verdiklerinin çoğunu yerine getirmemiş,vermediklerini ise aklına estiğince yapmış.O yüzden Recep Tayyip dönemine ‘’Ben yaptım oldu’’dönemi deniliyor ya..
Hafızası güçlü olanlar hatırlarlar.Kendisine konuyu açanlara Başbakan,unutulmayacak bir cevap vermiş ve bu cevabı geçmişte yazılı basında da yer almıştı.Ne demişti Başbakan…?
-Yahu dokunulmazlıkları kaldırsak Meclis’in yarısı gider…
Keşke gitseydi de,ara seçimle temiz mebuslar gelseydi Meclis’e.Keşke…
Bu dokunulmazlık işi yeni değil.Suçu sadece AKP’ye ve günümüzün partilerine yüklemek haksızlık olur.Cumhuriyet tarihi boyunca mebuslarımız suç işlemişler.Ama son 30-40 yıl içinde suç oranında patlama olmuş.Hele BDP’liler Meclis’e girdikten sonra,dosya sayısı zirveye tırmanmış.TBMM’ye 89 yılda 3000 civarında dokunulmazlık dosyası gelmiş.Aynı sürede dokunulmazlığı kalkan mebus sayısı ise 47’de kalmış.
Rakamlar gösteriyor ki,suçlu mebus devamlı korunmuş Meclis’te.Ama şunu bilmenizde yarar var.Bu dönemin kirliliği hiçbir dönemde yaşanmamış.Bu dönem öyle suçlar işlemişler ve haklarında öyle dosyalar düzenlenmiş ki,artık ben yazmaya utanıyorum.
Şimdi diyorlar ki,dokunulmazlık işini yeni Anayasa ile halledeceğiz.Ölme eşeğim ölme.Niye şimdi halletmiyorsunuz da,çıkmaz ayın son Çarşamba’sına bırakıyorsunuz?Yeni Anayasa’da bir mutabakat sağlandı mi ki,dokunulmazlıkta sağlansın?Milleti kandırmaya devam ediyorlar hep. Kandırmanın,millete verdiğin sözü tutmamanın bir cezası,bir yaptırımı yok ki…Sözünü tutmasan da,milleti enayi yerine koysan da,bu ülkede yine oyları alıp seçimi kazanıyorsun.
Bu işte bir çarpıklık var ama,çarpıklık siyasetçide mi yoksa millette mi henüz çözemedim.