DUAYEN

Şu Bahçeli Meselesi

      Türkiye’nin bunca sorunu varken, devletin çatırdadığını, ülkemizin içten ve dıştan kemirildiğini üzüntü ve hüzünle seyrederken, yangını suyla söndürmek yerine seçimle geçiştirmeye çalışırken, biz kalkmış MHP meselesiyle uğraşıyoruz.

     AKP meselesi yetmedi, şimdi bir de MHP problemi çıktı başımıza. Tıpkı Recep Tayyip Erdoğan gibi, bir başka ‘tek adam’la daha çatışacağız. Vatanımızın bu acıklı hale düşmesinde, daha doğrusu ‘’kurtuluş’’ fırsatlarının kaçırılmasında yetersiz ve tutarsız politikalarıyla Devlet Bahçeli önemli bir rol oynamasaydı, bugün seçim oylamasıyla kaybedeceğimiz  zamanın üzerinde duracaktık. Ama artık şu MHP meselesini, daha doğrusu Bahçeli problemini tartışmakta fayda var.

     Konuya girmeden önce, Tuğrul Türkeş’in babasının kemiklerini sızlatan ve koltuğu davaya tercih eden kararını ayıpladığımızı, zaten Bahçeli’nin elinde daha da hırpalanan milliyetçiliğe ve davaya büyük zarar verdiğini belirtmeliyiz. Ama bu ihanet sarsıntısı, Bahçeli’nin siyasi kusurlarını örtemez.için iki konuyu birbirinden ayırmak lazım. Tuğrul Türkeş kendisine ve MHP’ye zarar vermiştir. Ama Bahçeli’nin zararı, tüm Türkiye’yi ve geleceğini etkilemiştir.

     Öncelikle şu tespiti yapmakta fayda var. Eski demokratlar diye adlandırdığımız (DP-AP-DYP-ANAP) dörtlüsünün ortada kalan oylarının önemli bir bölümü 3-4 seçimdir MHP’de toplanmıştır. Evet bir kısmı AKP’ye kaymıştır ama, milli menfaatleri siyasetin ötesinde değerlendiren çok önemli bir kesim, MHP’yi desteklemiştir. Ama artık şunun bilinmesinde kesin yarar var. Bu oylar Kasım seçimlerinde, AKP’nin stepnesi haline gelen Bahçeli’nin MHP’sine asla gitmeyecektir. Peki nereye kayacak bu oylar? Bunun cevabını şimdiden verebilmek belki pek kolay değil ama, eğer Kılıçdaroğlu büyük bir hata yapmazsa bir kısmı ‘’hayatta ilk defa’’ CHP’ye gidebilir. O da geriye başka çare kalmadığından…

     Devlet Bahçeli’yi tartışırken, onun şu özelliklerini de dikkate almamız gerekiyor. Bir kere Bahçeli namuslu, dürüst, seviyeli bir politikacıdır. Ayrıca MHP’nin kavgacı-vurucu-kırıcı görünümünü frenlemiş, yumruğun yerine fikri ve davanın düşünsel mücadelesini  öne geçirmiş, rahmetli Türkeş’ten devraldığı bayrağı yakın bir zamana kadar,yere düşürmemeye çalışmıştır.Ama şurası bir gerçektir ki, Türkeş bir liderdi, Bahçeli Genel Başkanlıktan öteye geçemedi. Türkeş derinliği olan, vizyonu geniş, ne istediğini yandaşlarına iyi anlatan, kitlesini büyük bir sadakatle peşinden sürükleyen bir dava adamıydı. Bahçeli için aynı şey söylenemez. Söylense söylense, davayı bir metre ileriye taşıyamamış klasik bir emanetçiydi denilebilir.

     Bahçeli siyasi geçmişinde zaman zaman hatalar yaptı, MHP’ye gönül verenleri küstürdü, ülkücüleri taşkınlığa kapalı bir emniyet şeridinin içinde tutmaya gayret sarfetti. Yerine geçebilecek çok değerli insanların önünü kesti. Hatta bazılarını partiden ihraç yada istifa noktasına getirdi. Bunun bedelini de, bir dönemde barajın altında kalmak ve partisini Meclis’e sokamamakla ödedi. Ama eski demokrat kökenlilerin oylarından bir bölümü  MHP’ye eklenince, kurtuluş ve yeniden yapılanıp güçlenme dönemine geçildi.

     Bahçeli eğer partisini “Emekliler kahvesine” döndürmeseydi, gülmeyi unutan yüzünü sempatik hale getirebilseydi, son yıllardaki emanet oy desteğini AKP’ye stepne olarak kullanmasaydı, bugün MHP bambaşka bir çizgide ve konumda olacaktı ki, belki de geleceğin Türkiye’sinin ümidi olarak görülecekti. Ama Bahçeli eline geçirdiği fırsatları öylesine kötü ve hovardaca harcadı ki, hem kendisinin, hem  partisinin, hem de ülkesinin geleceğini tehlikeye attı. Bu büyük hata ve yanlışların ağır bedelini MHP, üzülerek söylemek zorundayım ki çok kötü bir şekilde ödeyecek ve yine üzülerek söylemek zorundayım ki, barajın altında kalarak Meclis’e giremeyecektir.

     Böylesine kötü ve ağır bir sonuçtan kurtulmanın bir yolu yok mu? Elbette var, eğer akıllar duyguların yerine geçirilirse, mantık ezberin yerini alırsa ve henüz vakit geçmemişken MHP yeni bir liderle kamuoyunun ve seçmenin önüne çıkarsa, Türkiye’de çok şey değişebilir. MHP’nin bugünkü lideri ve ağır yaralanmış “AKP stepnesi” suçuna ortak kadrosu, partinin yönetiminden hemen çekilme gibi bir küçük fedakarlığı yaparlarsa,MHP tarihinde yaşanmamış  bir oy patlamasına sahip olunur ki, böylesine bir sonuç Türkiye’ye büyük faydalar sağlar.

     Mesele Bahçeli ve emekli kadrosunun başarısı mı, yoksa Türkiye’nin esenliği ve mutluluğu mu? Türkiye’nin esenliği ve mutluluğuna giden yol, Bahçeli ve arkadaşlarının yönetimden çekilmesine bağlıdır. Yeni bir MHP lider ve kadrosuyla gidilecek bir seçim,belki de Türkiye’nin kötü kaderini değiştirecek ve yüzen-gezen oyların bir yere toplanmasıyla da, AKP’nin 13 yıllık saltanatı frenlenecektir.

 

 

Yayın Tarihi
27.08.2015
Bu makale 982 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!