Neredeyse artık herkesin cebinde silah var. 30 yıl önce yasa değişip silah satışı kısmi serbest kalınca, parayı veren tabancayı beline taktı. Devlet ruhsattan büyük para kazandı ama, Türkiye’nin asayişinin de canına okundu.
Teksas’ı geçmiş durumdayız. Artık yan bakanlar, yolda efelik yapanlar, trafik magandaları filan en küçük bir bahaneyle silahlarını ateşliyorlar. Gazetelere ve televizyonlara bakın, adam yaralama ve cinayet haberlerinden geçilmiyor. Karısını öldürenler, aileyi kurşuna dizenler, kafalara sıkanlar, soygunlara karışanlar.. Hangi birini sayalım..?
Bugün Ordunun ve polisin elindeki silahın fazlası sivil insanlarda var. Ruhsat almak ve süresi dolanları yenilemek çok zorlaşınca, millet ruhsatsız kullanmayı, evde saklayıp işe yarayacağı zaman çıkarıp ateşlemeyi uygun görüyor. Artık sokakta yürümek bile zorlaştı. Bir serseri kurşuna kurban gitmeyeceğimizi kim garanti edebilir ki..?
Bu silah işini bu hale getirmek, Türkiye’nin yaptığı en büyük yanlışlardan biri oldu. Şimdi düzeltebilmek mümkün değil. Öyle olunca, herkes silahına gözü gibi bakıyor,onu kaybetmemek için ne mümkünse yapıyor.
1975-1980 terör döneminde yazdığım yazılarla, tüm örgütlerin ölüm listelerine girmiştim. Bu nedenle devlet bana, kendimi korumam için ruhsatlı bir Kırıkkale verdi. Yıllar sonra rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Amerika’daki kalp ameliyatında bulunduğum için, bir Smith Wesson hediye etti. Böylece, karıncayı incitmeyen ben, ruhsatlı iki silaha sahip oldum. İşte bu silahların geçmiş ruhsatlarını yenilemeyi unutmuşum. Bodrum polisinden bir tebliğ gelince karakola gittim ve ne gibi işlemlerin yapılacağını sordum.
Bana verdikleri listeyi görünce, ruhsattan filan vazgeçip, silahları hibe etmeyi denedim. Olmuyorsa denize atıp kurtulayım diye düşündüm. Mümkün değilmiş, denize atarsam başım belaya girermiş. Peki ne yapacağız, ruhsat yenilemekten başka seçenek yok. Tamam ama, bir de rahmetli kayınpederimden kalan antika bir aile yadigarı var. O ne olacak, işte ona çare bulunamadı. Veraset ilanı gerekmiş, orada yer alanların hepsinin rızasını almam lazımmış. Tamamı ölmüş, kimi bulacağım da evrakı imzalatacağım.
Her neyse, bakalım ruhsat nasıl yenilenirmiş diyerek, işlemlere Bodrum Kaymakamlığına verdiğim bir dilekçeyle başladım. Dilekçeyi kaydedecek memur yandaki binadaymış. Üst kata çıktım, masada memur filan yok. Bekledim, 20 dakika sonra bir hanım geldi, derdimi, anlatıp evrakı imzalattım. Oradan doğru ‘’vergi borcu yoktur’’ yazısını almak üzere Vergi Müdürlüğüne gittim. Orada öyle kalabalık bir memur kadrosu gördüm ki, toplanan vergilerle bunların maaşı kolay ödenmez.
Ne yapacağımı sormak için yanaştığım bir görevli, ne istediğimi öğrenmeden eliyle beni bir yere yönlendirdi. Oraya gittiğimde, yanlış geldiğim söylenerek, karşı masaya yollandım. Buradaki yazılı bir evrakı doldurmam gerekmiş, aldım ve doldurdum. Yine aynı memurun karşısına gittim, ’’yine mi sen’’ dercesine suratıma baktı ve evraka bir imza çaktı. O da eliyle yan taraftaki mesai arkadaşını gösterdi, oradan da bir imza aldım. Sora sora bu evrakı bir kat aşağı götürmem gerektiğini öğrendim. Aşağı indim, yine sondaj yaparak ilgili memuru buldum, ama bilgisayarlar çalışmıyormuş. Beklememi söylediler, neyse yarım saatten fazla beklemedim, işim görüldü. Borcum yokmuş yazısını ‘’üst kata götür imzalat’’ dediler. Haydi yine üst kata, yine imzalat, tekrar aşağı in, belgeyi veren hanım paraf edecek. Etti, yine yukarı koşup müdür muavinine imzalat. İmzalattım ama, ben de bittim. Spor salonuna dünyanın parasını verip ter dökenlere, vergi dairesini öneriyorum. Merdivenleri ine çıka kilo verir, forma girerler. Yahu bir memurun 3 dakikada halledeceği bir işi, iki saatte bir sürü memur ancak çözebiliyor. Şimdi anlıyorum, vergi dairesindeki o memur bolluğunun sebebini.O kadar adama nasıl iş bulunacak?
Sıra sabıka kaydını almaya gelmişti. Bodrum Adliyesini kutluyorum, bir dakika içinde bilgisayara bakarak, hem de ücretsiz istediğiniz belgeyi hemen veriyorlar. Gerçekten tebrikler… Peki Sağlık Raporunu almak kolay mı? Onu hiç sormayın işte.Yazıp da moralinizi bozmayayım. Önce 250 liranızı alıyorlar, yasaya uygun değil ama, alıyorlar işte. Sağlık Bakanlığı ‘’alınacak’’ deyince ne yapsın vezne? Bu parayı ödeyince, çok kişinin zaten sağlığı orada bozuluyor, biraz dirense rapor tehlikeye düşecek. Neyse ki, 72 yaş işe yarıyor da, bir haftada tamamlanacak işlemleri ben, birkaç saat içinde tamamlıyorum. Ne ilgisi varsa, pasaport fotokopisini de ekleyince, 4 de fotoğraf koyunca evraklar tamam…
Bunları niye yazdım, siz siz olun sakın ruhsatlı silaha sahip olmayın. Yenileme sırasında başınıza gelecekler, pişmiş tavuğun başına gelmeyebilir. Hem silahlara veda zamanı geldi. İnşallah yakında akıllı bir yönetime sahip oluruz da, hepimizin silahlarını toplayıp, ülkeyi Teksas görüntüsünden kurtarır.