DUAYEN

Şikayetler Giderek Artıyor

CAN PULAK

Sıcak bir yaz geçirdik, hala da devam ediyor. Sezon henüz çok canlı ve hareketli değil. Okullar kapandı ama, arkasından gelen Ramazan otel, motel, apart, restoran ve dükkanlarla teknelerin işini oldukça etkiledi. Şimdi herkes bayramı bekliyor. Bayramla birlikte Bodrum yükünü iyice alır, işler tam manasıyla açılır, böylece esnafın da yüzü güler.

Büyükşehir yasası tam da turizm sezonunda, ister istemez aksamalara sebep oluyor. Muğla ile Bodrum arasındaki hizmet köprüsü henüz kusursuz çalışamıyor. Bunun için biraz zamana ihtiyaç var ama, turizm ve turist zamanı beklemiyor ki…

Evet 11 belediye Bodrum’a çoktu. Bunun sayısı 3 veya 4’e indirilebilirdi. Ama böyle yapmak yerine, hepsini toptan kaldırıp işi yalnız Bodrum merkez belediyesine bırakmak, akıllıca bir iş olmadı. Olmayacağı da baştan belliydi zaten. Eskiden küçük belediyeler, iyi kötü işlerini yaparlar, halkın ihtiyaçlarını elden geldiğince karşılamaya çalışırlardı. Şimdi bu imkan kayboldu. Herkes en küçük bir sorun için Bodrum Belediyesine başvuruyor. Bodrum belediyesi hangi soruna yetişsin, hangi probleme çare bulsun? Şikayetler arttıkça, tepkiler de büyümeye başladı. Zaten sabırsız bir milletiz, hizmetler aksayınca hemen topa tutuyoruz sorumluları. Kocadon eskisi gibi pek halkın arasına karışmıyor. Şikayetçilerle yüz yüze gelmemeye, tepkilere muhatap olmamaya çalışıyor. Öyle olunca da, işler sürüncemede kalıyor.

Şu çöplük işi Bodrum’un başına tam manasıyla bir bela oldu. Her yıl yangın çıkıyor, metangazı yürekleri ağza getiriyor. Pis bir koku, özellikle otellerin olduğu bölgeyi zorluyor. The Marmara ve Grand Yazıcı otelleri, leş kokusundan bizar olmuş durumdalar. Şimdi oraya bir de Swiss Otel ve rezidansları da yapılıyor… Rüzgar tersine esti mi, koku zaman zaman Torba’ya iniyor, bazen de Mümtaz Ataman caddesine yöneliyor. Bu büyük soruna süratle çare ve çözüm bulunamazsa, yakın bir gelecekte turizm çok olumsuz şekilde etkilenir.

Koku dedim de, bir şikayet de Gündoğan’dan yükseliyor. Buranın arıtması yok. Her bina foseptiğini vidanjörle çektiriyor. Büyükşehir Belediyesi vidanjör ücretine tam 4 misli zam yapınca, üstelik de belediye vidanjörü taleplere yetişemeyince, millet ya özel vidanjör bulmaya çalışıyor ya da pisliğini traktörlere takılan pompalarla çektiriyor. İşte bunların topladığı atıklar, sahipsiz arazilere ve arsalara dökülünce ortalık leş gibi kokuyor. Bu durum sadece Gündoğan’da değil, Turgutreis ve Gümüşlük’te de aynı, oraları da rahatsız ediyor. Ünlü bir meslekdaşım, sadece kokudan değil, Bodrum sahillerindeki şezlong ve şemsiye teröründen de şikayetçi. Parayı vermeden denize girmenin çok yerde, adeta mümkün olmadığını söylüyor. Örneğin Gündoğan’da, eski belediye dönemindeki ‘’ücretsiz’’ levhalarının da söküldüğünü belirtiyor ve ‘’bunlarla ilgilenecek kimse yok mu’’ diye soruyor.

Durun daha bitmedi. Yeni yapılan binalara, evlere, dairelere su saati bağlanamıyor. Bodrum suçu Muğla Belediyesine atıyor, fiyatın ve saatlerin oradan çıktığını, bunun kendileriyle bir ilgisinin olmadığını söylüyor. Madem sudan bahsettik, Bodrum’a gelen içme suyu borularının da sık sık patladığını ve oradaki dükkan ve evlerin ağır hasarlar ve ciddi zararlarla karşılaştıklarını anlatmalıyız. DSİ işi ihale etmiş, müteahhit ucuz ve elverişsiz boru kullanmış, su verilmeye başlayınca da borular dayanamayıp patlamış. Bir değil, iki değil, üç değil, beş patlama… Her defasında ortalığı seller götürüyor, dükkanlar ve evler sular altında kalıyor. Halk DSİ’yi mahkemeye verip, zararının karşılanmasını istiyor ama, DSİ öyle pişkin ki, (bana ne, siz müteahhiti mahkemeye verin) diyebiliyor. Halk müteahhidi ne tanır, ihaleyi ona halk vermedi ki.. Kim verdiyse cezasını o çekecek, hem de misliyle…

Son bir haber, hani Güvercinlik’te tepkilere sebep olan ve kat fazlalığı nedeniyle durdurulan otel var ya, işi çözmüş olmalı ki, iki katı yıkma kararına rağmen, boyaya bile başlamış. Bu sezona yetişmez ama, gelecek sezona mutlaka hazır olur. Ne diyelim, haydi hayırlısı…