DUAYEN

Sel felaketinin ardından

CAN PULAK

Afet geliyorum demez.Aniden geldiğinde yapacak bir şey yoktur.Eğer can kaybı yoksa,ucuz atlattık demek ve yaraları hep birlikte sarmak gerek.Herşeyi devletten, belediyeden beklemekte belki haklıyız ama,afet geçiren kentte yaşayanların da taşın altına ellerini koymaları lazım.

Selden zarar görmeyenler,felaketi maddi ve manevi yaşayan hemşehrilerimizin yardımına koştular mı? Dükkanların temizlenmesine,malların kurtulmasına yardım ettiler mi? Gençlerimiz destek verdiler mi esnafımıza,suların boşaltılmasında,çevrenin çamurdan arınmasında görev aldılar mı?Felaketlerin tümünde yaşlısıyla genciyle,çiftçisiyle işçisiyle,kadınıyla erkeğiyle hepimiz görev yapmalı,çaresiz insanlarımızın yanında yerlerimizi almalıyız.

Bunu böylece belirttikten sonra,suçlu arama gayretlerine de bir nebze değinmek istiyorum.Suçlu sadece yönetimler değil,siz ve biz, yani hepimiziz.Afetleri durduracak gücümüz yok ama,ihtiraslarımızı ve kazanç hırslarımızı frenleyebiliriz.Su yollarına,dere yataklarına evleri yapmasak,peynir kalıpları gibi konutları yanyana dizmesek, ağaçları kesip yeni kooperatiflere alan üretmesek,belki afetlerin faturasını bu kadar ağır ödemeyiz.Ama artık iş işten geçti.Birbirimizi suçlamaya devam edeceğimize,artık bundan sonra neler yapmalıyız, onları konuşalım,tartışalım ve çareler üretelim.

Yeri gelmişken bir hakkı da teslim etmeli ve bayramda bile geceli-gündüzlü,dur-durak bilmeden,uykusuz ve yorgun çalışan kamu personeline,belediye hizmetlilerine şükranlarımızı sunmalıyız.Bu kadro hala mazgalları temizlemeye,şehri kaplayan taş ve kayalarla inşaat hafriyatlarını toplamaya,yolları onarmaya devam ediyor. Aslında bu işi,hafriyatları ortada bırakan inşaat şirketlerine yaptırmak ve kendilerine şöyle okkalı cezalar yazmak lazım.Öyle ya, belediye hala devam eden inşaatların hafriyatlarını,dar kadrolar ve

imkansızlıklar içinde temizlemeye uğraşıyor.Oysa Bodrum’dan para kazanan inşaatçılar ve hafriyatı ortalık yerde bırakanlar,1000 kişilik bir işçi kadrosunu Belediyenin emrine verselerdi,ortalık çok daha kolay temizlenir,yaralar çok daha kolay sarılırdı.

Herneyse,Bodrum’a çok büyük geçmiş olsun.Hiç değilse can kaybımız yok.Bakın Fransa’nın film festivaliyle ünlü Cannes sahil şehrinde,geçen haftaki sel felaketi bizden çok daha büyük zararlar verdi ve 16 kişi hayatını kaybetti.Anlaşılan bundan sonraki yağışlar, daha şiddetli ve farklı olacak.İklimler değişiyor,fırtınalar artıyor, zelzeleler birbirini izliyor.Doğa intikamını alıyor bizden.Böyle giderse almaya da devam edecek.

Hoş Bodrum selden önce,Büyükşehir yasası felaketini yaşadı. Halen de yaşamaya devam ediyor.Bu akılalmaz yanlışlık süratle düzeltilmez,sahil ve turizm kentlerinde eski düzene dönülmezse,afetlere hemen müdahele daha da zorlaşacak.Onun için büyükşehir belediyesi,aldığı araç ve gereçleri hemen yerlerine yollamanın yolunu bulmalıdır.Ankara ise yaptığı kasıtlı yanlışlıktan hemen dönmeli,oy için büyükşehir şemsiyesinin altına aldığı tüm belediyeleri,aynı yetkilerle yerlerine iade etmelidir.

Bir kentin afetlere karşı A-B-C planları olmalıdır.Bodrum’un böyle planlara sahip olmadığını,son sel felaketinde gördük.Aynı şiddette bir yağmur daha yağarsa,ne yapacağız hiç düşünüldü mü?Ayrıca felaket olduğunda,tüm çevre belediyelerin tüm imkanlarıyla afet bölgelerine koşmaları gerekir.Örneğin İzmir-Aydın-Muğla-Denizli hatta Antalya belediyesinin bile devreye girmesi lazım.Maalesef Muğla geç kaldı,İzmir ise birkaç gün sonra göstermelik bir-iki araç gönderdi.Diğerleri seyirci konumundan çıkmadılar bile.Oysa afetlerde herkes görev almalı,eldeki imkanların tümü afet bölgelerinde kullanılmalıdır.

Şimdi oturup bunları konuşmanın,eksikleri tamamlamanın tam zamanıdır.Sel tekrar gelirse ne yapacağız?Deprem olursa nasıl hareket edeceğiz?Allah göstermesin ülkemize bir saldırı olursa,nerede toplanacağız,nasıl davranacağız?Suriye’liler yüzünden tetikteyiz ama bir salgın hastalık yayılırsa,nasıl önlem alacağız? İdarecilerin biran önce bu kararları almaları,gerekli planları yapmaları ve bunları gizlilik bölümü hariç Bodrum’lularla paylaşmaları şart.

Bodrum’a tekrar geçmiş olsun dileklerimizi iletirken,Allah’ın ülkemizi ve bizleri afet ve felaketlerden korumasına dua edelim.