Petrol, korku, para, endişe, refah ve zenginlikle içiçe yaşayan bir ülke olur mu? Oluyor işte, Küveyt böyle bir yer.
İnşaat için kazmayı vurduğunuzda çıkan petrolle, bedava ev sahibi oluyorsunuz. Eğer Küveytliyseniz bizim parayla 8000 lira otomatik maaş alıyorsunuz. Tüm sağlık ve eğitim hizmetleri, su-elektrik, ev telefonu bedava. Evlenmek isterseniz devlet, 100 bin lira yardım yapıyor. Faizsiz, çok uzun vadeli ev kredisi veriyor. Küveytli olmak büyük avantaj. İsteyen vatandaşlık alamıyor, evlense bile 5 yıl boşanmayacak ki, vatandaşlığa aday olabilsin. Yabancılara tapu vermiyorlar, sağlık ve eğitim için para alıyorlar. Az ama alıyorlar yine de..
Nüfusu 4 milyonu biraz geçiyor. Bu nüfusun yarısından azı Küveytli. Gerisi hizmet sektöründe çalışan yabancı personel. Hintli, Pakistanlı, Nepalli, Filipinli, Mısırlı, Suriyeli 2,5 milyon insan… 6000 de Türk var. Şöförlük, berberlik, aşçılık yapıyorlar. Az miktarda da, şirketlerin yönetim kadrosunda görevli olanlar var. Örneğin ülkenin en güzel oteli olan Jumeirah’ta Genel Müdür de, yardımcısı hanım da Türk. Ahçılar da Bodrum’daki otelden gitme, muhtemelen Bolulular.
Yapı fuarı için Küveyt’teyim. 20-25 yıl önce 3 kez gelmiştim. Ama bunca aradan sonra gördüğüm Küveyt, müthiş güzel bir yer olmuş. Üç misli büyümüş adeta. Eski mimarisini iyi korumuş, gökdelenleri ve modern yüksek binaları eski kentin devamına yapmış. Gözü okşayan, düzenli, dört şeritli yolları, parkları, peyzajı, marinaları, lüks restoran ve kafeleri, dünyanın en büyük alışveriş merkezleri ve gece ışıklandırması ile mükemmel bir ülke olmuş Küveyt. Paranın hakkını vermiş anlayacağınız.
Sadece Havaalanı, böylesine bir zenginliğin gerisinde kalmış. Her şeyin yenilendiği bu ülkede, havaalanı hayli eski. Ama şimdi ihale etmişler, bizim Limak firması kazanmış. Ne var ki, bir türlü işe başlatmıyorlar. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gitmiş ricaya. Küveyt Emiri hatır gönül sayarsa, Nihat Özdemir kazmayı vurup temeli atacak.
Allah’ın çölünde soğuk olur mu? Bizim gibi Aralık ayında giderseniz, zaman zaman üşür, titrer ve şaşırırsınız. Nisan ayına kadar olurmuş böyle soğuklar. Sonra cehennemi sıcaklar başlıyor, ısı 52-55 dereceye kadar çıkıyor. Bir de kum fırtınaları var ki, insanı doğduğuna pişman ediyor. Günlerce göz gözü görmüyor. halk mecbur kalmadıkça sokaklara çıkmıyor.
Şehrin 80 katlı en yüksek binasını da bizim Türkler yapmış. Burada bizim inşaatçılara iş var ama, şu IŞID meselesi yüzünden bize kızmaya başlamışlar. Onlara para ve silah yardımı yapıyormuşuz. Doğru değil dedim ama, bütün televizyonlar öyle diyor diye ısrar ediyorlar. İşi gücü bırakıp, bizim de IŞID’la mücadele ettiğimizi, her yere operasyonlar yaptığımızı, IŞID’ın Ankara’da patlattığı bomba yüzünden 120 kişinin öldüğünü anlatmaya çalıştım.
Kuveytliler Işıd’dan çok korkuyorlar. 3 ay önce bir şii camiini bombalamışlar, 37 kişi ölmüş, 100 den fazla insan yaralanmış. Gerçi bombacıları yakalamışlar, onlarla ilişkisi olduğu sanılan 175 kişiyi gözaltına almışlar, 12 kişiyi suçlu bulup idama mahkum etmişler. Ama yine de korkuyorlar. Ülke içinde teşkilatları var diye düşünüyorlar. Ayrıca yakaladıklarının içinde iki de Küveyt polisi çıkmış. Şimdi hayli tedbir almışlar yada öyle görünüyorlar. İŞİD’e göre Şiilerin hepsi kafir. Amerikan hapishanelerinden IŞID’a katılma şartıyla serbest bırakılan müebbet mahkumlar ile dünyanın bütün profesyonel katil ve teröristleri, İslam ülkelerinde yaptıkları vahşetlerle, gözleri korkutmaya devam ediyorlar. Küveytlilerin çoğu böyle düşünüyor. Bir 1990’daki Irak işgalinden korkmuşlar. Bir de şimdi IŞID’dan. Halk bu yüzden korku, endişe ve tedirginlik yaşıyor.
Küveyt, Suudi Arabistan ile Türkiye arasına sıkışmış bir İslami model ve çizgiye sahip.Dindarlar ama,modern yaşamı da seviyorlar. Ortalarda pek türbanlı yok, başı örtülüler çok, hayli de çarşaflı var. Ama modern giyinmeye başlamış genç kızlar, hanımlar ve gençler de caddelerde rahatça geziyorlar, kafe ve alışveriş merkezlerinde serbestçe dolaşıyorlar. Gelenek ve göreneklere bağlılar ama, özellikle gençler modern hayattan ve yaşamdan geri kalmayı da asla düşünmüyorlar.
Enteresan, Küveyt şeriat ülkesi ama, batılı bir ülke görünümüne sahip. Şeriatta 4 evlilik serbest ama, Küveytli pek ilgi göstermiyor buna. Hatta genelde tek evliliğe odaklanmışlar. Gençler ise daha temkinli davranıyor ve evlenmeyi çok geciktiriyorlar. Küveyt’te en çok Filipinli yabancı gelin var. Sebebi kocalarına çok iyi davranıyorlar, masaj yapıyorlar, hatta ayaklarını yıkıyorlarmış. Kadınlar çok rahat ve serbest yaşıyorlar. Cadde ve sokaklarda, kafe ve alışveriş merkezlerinde yüzde 60’dan fazla kadın görüyorsunuz. Kafelerde nargile içiyorlar, çoğu araba kullanıyorlar. İş hayatında da varlar, sosyal hayatta da. Hatta erkeklerden fazla diyebilirim. Bir de çok süslü ve makyajlı olduklarını, çok iyi giyindiklerini, çok pahalı parfümler kullandıklarını söyleyebilirim.
Yolları çok bakımlı, dört şeritli ve mükemmel. Buna rağmen sabah ve akşam saatlerinde trafik tıkanıyor, kilitleniyor adeta. Otomobil ve benzin çok ucuz. Bu yüzden herkes otomobil alıyor. Kuveyt pahalı bir ülke. Herşey Türkiye’den 9 misli pahalı. Sadece ekmek aynı fiyata satılıyor. Ev kiraları ucuz semtlerde 4000 TL’den başlıyor. İyi yerlerde 40-50 bin liraya kadar çıkıyor. Küveytli yerli memur çok iyi para alıyor. Pasaport polislerinin çoğu hanım ve ellerine 25 bin lira geçiyor. Vasıfsız işçilerin ücretleri ise düşük, 2000-4000 lira arasında alıyorlar. Et ve sebze fiyatları ise, bize nazaran hayli pahalı. İyi et 100-120 lira, bir kilo domates 20, patlıcan 15, elmanın kilosu 25, portakalın ise 15 lira civarında. Yiyeceklerin çoğu ithal çünkü. Bizden de epeyce gıda maddesi alıyorlar ve başı zeytin-zeytinyağı çekiyor. Balık çok çeşitli ve çok ucuz. Harika bir balıkhaneleri var ki, tertemiz ve müze gibi gezebilirsiniz. Burada 47 cins balık, mavi-beyaz yengeç, istakoz, bol karides var. Ahtapotu pek yemiyorlar.