DUAYEN

Öyle Bir Ülke Ki…

Bir ülke düşünün,geçmişin güçlü ve saygın o ülkesinde rezaletin son perdeleri oynanıyor.

 Terörü bastırmakla görevli yönetim teröristle anlaşıyor,açılım-süreç hikayeleriyle halkı oyalıyor, çocukların dağlara kaçırılmasına seyirci kalıyor, eşkıyanın kapattığı yolları açmaya uğraşıyor. Tankıyla,topuyla,tüfeğiyle,uçağıyla,bombasıyla bir avuç eşkıyayla baş edemeyen bir görüntü veriyor dünyaya.

 O ülkede,halkın paralarıyla oluşan devletin bütçesiyle, yönetime destek olacak herkese menfaatler dağıtılıyor,önüne gelen maaşa bağlanıyor,evlere yiyecek ve kömür gönderiliyor,bedava eğitim ve bedava sağlık masallarıyla tüm sistemler alabora ediliyor,oy alabilmek için akla hayale gelmeyen her yola başvuruluyor.

 Torba kanunlarla o ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar.Ne bulurlarsa atıyorlar o torbaya. Çoğunluk onlarda ya, akıllarına eseni torbalar içinde geçiriyorlar Parlamento’dan.Usule uygun değilmiş, Anayasa’ya aykırıymış,umurlarında bile değil. Parmak hesabıyla olmuyor mu bu işler? Yeterli parmağa sahip olduklarına göre kime ne? O ülkede demokrasi varsa,(ben yaptım oldu)sistemi de var demektir.

 Peki yaptığını kabul etmeyen ve karşı çıkan, yönetimin o ülkeyi felakete götürdüğünü gören milyonlarca insana kulak asan var mı?Ne kulak asması..?Yönetime göre onlar yok sayılıyor,daha doğrusu adamdan bile sayılmıyorlar. O ülkede insanlar ikiye bölünmüş,biri iktidarı destekleyenler, diğeri ise karşı çıkanlar.Düşman bile böylesine güçlü kamplara bölemezdi o ülkeyi.Ama yönetim istediği gibi bölüyor işte…

Anayasa laiklikliği emrediyor.Dinle devlet işlerini kesinlikle birbirinden ayırıyor. Ama yönetim Müslümanlığı tüm işlerine alet ediyor,milleti dindar-dinsiz diye ayrıştırıyor,durup dururken günahsız insanları birbiriyle kapıştırıyor.Camileri parti teşkilatına çeviriyor,bazı hocaları vaaz diye siyasi nutuklar atıyorlar halka.Kimse sesini çıkaramıyor, (bu nasıl Müslümanlık?) diye bir Allah’ın kulu soramıyor. Korkudan sinmiş herkes, ağzını açanı içeri tıkıyorlar,sokağa çıkanın üzerine biber gazı sıkıyorlar, tazyikli su püskürtüyorlar, plastik mermilerle ateş ediyorlar insanların üstüne.Bazen ölçüyü kaçırıp silahla adam vuruyorlar,olmazsa yaralı bırakıyorlar.Böyle can vermiş, yaralanmış çok kişi olmasına rağmen,hesabını doğru dürüst soran yok.

 O ülkede, yetişmiş bürokratları evlerine yolluyorlar.Yerlerine deneyimsiz,donanımsız insanları büyük yetkilerle getiriyorlar.Ordusunu, yargısını,eğitimini adeta çökertiyorlar.Komutanları iftiralar ve sahte belgelerle zindana atıyorlar.Sonra da,(bu paralel devletin işi)diye timsah gözyaşı döküyorlar.O (paralel devlet) dedikleri,düne kadar işbirliği yaptıkları kişiler.Dün el üzerinde tutuluyorlardı,bugün yerden yere çalıyorlar,ne kötülük varsa onlara yüklüyorlar.

 Böyle bir ülkede muhalefet partileri yok mu?Basın görevini yapmıyor mu? Partiler var ama,güçleri yok.Zaten o güçsüz muhalefet yüzünden yönetim, ülkeyi tanınmaz hale getirdi ya.. Basına gelince,gazete ve televizyonların çoğunu ya satın aldılar yada gözlerini korkutup susturdular. Muhalif gazetecileri hapsettiler,haklarında sayısız davalar açtılar,mahkeme kapılarında koşturmaktan yazılarını yazamaz hale getirdiler çoğunu.Peki aleyhte yazan birkaç kişiye dokunmadılar ama.. Evet dokunmadılar ama,onları da Avrupa’ya (bakın bizde basın hürriyeti var ki aleyhimizde yazabiliyorlar) diye örnek gösteriyorlar.Bunun için dokunmuyorlar onlara..

İç ve dış güvenliği tehlikede olan böyle bir ülkede ,yönetimi inşaat yapmaktan ibaret sayan bir zihniyet, akıl almaz yolsuzluk ve suiistimal iddialarına rağmen ayakta kalabiliyor. Pes doğrusu.. Allahtan ilerde ne olacağı belli olmayan böyle bir ülkede yaşamıyoruz.

Şimdilik çok şanslı sayılırız.

Yayın Tarihi
12.07.2014
Bu makale 5481 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!