Kuzey Irak’taki Kürtlerle ilgili çok şeyler duyuyoruz.
Bir Kürdistan lafıdır gidiyor.Yok devlet kurmuşlar da bizim haberimiz yokmuş. Bayrağı, Parlamentosu, Hükümeti varmış da, Bağdat’a kafa bile tutuyorlarmış. Petrolün üzerine oturmuşlar da, büyük paralar kazanıyorlarmış.
Doğrusu merak ediyordum, duyduklarımız gerçek mi yoksa dedikodu mu diye..
Bir fırsat çıkınca, tüm dünyanın dikkatle izlediği bölgeye gittim. Erbil’de yapı fuarı vardı. Türk firmalarının katılacağı bu fuara gidip, bir taşla birkaç kuş vurabildim. Hem Kuzey Irak’ta neler oluyor bunları araştırdım. Hem sokaktaki Kürtlerle, para kazanmak için buraya gelen yabancı yatırımcılarla, öğrencilerle, sivil askerlerle filan konuştum. En önemlisi geleceğe yönelik yoklamalar yapabildim.
Kuzey Irak’ta Erbil, Dohuk ve Süleymaniye’den oluşan üç şehirde 4,5 milyon kürt yaşıyor. İşte burası resmen Kürdistan. Saklısı yok, gizlisi yok, tüm dünyaya açılmışlar. Dünyanın en büyük firmaları burada. Sayısı 50’yi aşan petrol şirketleri, yeni kuyular açmak için yarışıyor. Çıkan petrolün yüzde 83’ü Bağdat hükümetinin, yüzde 17’si ise Kürtlerin. Petrol Irak’ın neresinde çıkarsa çıksın, Araplarla Kürtler arasında böyle paylaşılıyor. Gerçi Bağdat’ın paranın tamamını vermediğinden şikayet ediyorlar ama, önümüzdeki ay durum düzeliyormuş.
3 vilayette kurulan Kürdistan’ın ayrı Parlamentosu, ayrı Hükümeti, ayrı bayrağı, ayrı parası, ayrı askeri var. Sokakta polis ve asker görülmüyor ama, sivil olarak hepsi görev başında. Kürdistan’da az sayıda Türkmen de yaşıyor. Ancak sürekli yaşayabilmeleri için, Kürtleri rahatsız etmemeleri şart.
Peki Kerkük ve Musul ne oluyor? Kürtler oraya hakim değil mi? Bu iki şehir Kürdistan sınırlarına girmiyor mu? Hayır oraları Bağdat’ın kontrolünde, iki şehirde yaşayan hayli kürt var ama, Kürdistan sınırları şimdilik burayı kapsamıyor. Neden mi, kimine göre Bağdat, kimine göre de Amerika engel.
Kürdistan’dan Kerkük ve Süleymaniye’ye gitmeye çalıştım. Yasak değil ama, yollarda Bağdat’ın çok kontrolü varmış ve can güvenliğimiz tehlikeye düşermiş. Onun için gitmemenizi tavsiye ediyorlar.
Kürdistan’ın Başkenti Erbil, gerçekten çok şaşırtıcı bir yer. Sahip olduğu modern havaalanını biz Türkler yapmışız. Şehre giden tüm yollar asfalt, yollarda trafik çizgileri ve trafik ışıkları var. Gidilecek yönleri gösteren tabelalar, uluslararası kalite ve ölçülere uygun. Modern binalara,lüks otellere ve ciddi alışveriş merkezlerine sahipler.
Müthiş bir kalkınma içindeler. Zaten ilk bakışta zengin bir şehri fark ediyorsunuz. 2000’den fazla Türk firması burada iş yapıyor. Petrol ve otomotiv dışındaki işlerin çoğuna biz hakimiz. Petrolde sadece Amerika ve İngiltere değil, Rus firmaları da 49 yıllık sondaj izinlerini almışlar. Yani Rus’lar da var piyasada. AVM’lerdeki dükkan ve firmaların tamamına yakın bir çoğunluğu bize ait. Çok ülkeden yatırımcı var ama, Türk işadamları el üstünde tutuluyor. Kürtler pek çalışmayı sevmiyor. Onun için işçiliği Türkler, Lübnan’lılar, Suriye, İran ve Bengladeşliler 20 dolar yevmiyeye yapıyorlar.
Kürdistan’ın yıllık bütçesi 25 milyar dolar civarında.Bunun 12 milyar doları petrolden geliyor ki,bu rakamın yakında ikiye katlanacağını söylüyorlar. Halen 30 milyar dolarlık yatırımları devam ediyor. Bir de bizden kaçak mazot yoluyla iyi para kazanıyorlar. Ancak miktarı saklıyorlar. Sadece binlerce tankerin gidip geldiğini hatırlatıyorlar.
İlk defa düzenlenen Erbil yapı fuarına 30’a yakın Türk firması katıldı. Aslında tam profesyonel bir fuar değildi bu, fuarcık demek daha doğru olacak. Buna rağmen bizim firmalar işi ciddiye almışlar ve oranın ölçülerine göre iyi de temsil edilmişler. En büyüğü yine Ağaoğlu idi ve tüm yatırımlarının dev maketleri, Kürtlerin büyük beğenisini kazandı.Bir başka ilgi gören Pavyon da İbrahim Tatlıses’indi. Kürtler Tatlıses’i görmek için birbirlerini iteklemekten, yapmak istediği sitenin maketlerine bakmadılar bile.
Fuara katılacağı bilinen firmaların bazıları pavyonlarını yetiştiremediler. Bu yüzden resmi açılış sabah yerine akşam saat 18.00’de yapılabildi. Peki fuar işe yaradı mı, daireler satılabildi mi, ya da sipariş alınabildi mi? Belki birkaç adet ama, gelecek yıllarda iyi satışlar yapılabilir. Çünkü Kürtler Türkiye’de ev almayı, bir statü olarak görüyorlar ve övünç vesilesi sayıyorlar.
İKİNCİ YAZI: PARAYA VE ABD’YE GÜVEN