Hahhh işte tam biz de bunu söylüyorduk ki, AKP’nin yeni seçim marşı ortaya çıktı…
-Nereden nereye Türkiye…?
Bu marşı 31 Mart yerel seçimlerine kadar, 2-3 kanal hariç, iktidara yaslanan tüm kanallarda dinleyeceğiz artık.
İnanılacak gibi değil ama, gerçekten Türkiye 16 yılda nereden nereye geldi? Bu gelişi gösteren fotoğrafa arkalı önlü bakmak lazım.Bir yönüyle Türkiye gökdelenleriyle, alışveriş merkezleriyle,havaalanları,yollar,köprüler,altüst geçitler, tüneller,adliye sarayları,yenilenen hastaneler, şık ve modern devlet daireleri ve günlük yaşamı kolaylaştıran bürokratik yeniliklerle hayli mesafe aldı,görüntü değişimi sağladı.
Ancak bu değişikliğin bedeli çok ağır oldu.Elimizde neyimiz var neyimiz yoksa sattık,paramızı hovardaca sarfettik.Çoğumuzun geçmediği köprülerin,tünellerin ve Avrasya gibi altgeçitlerin parasını bile yıllarca hazineden ödeyeceğiz.Yanlış yatırımlar nedeniyle,yanlış yönetim kararları yüzünden şimdi ekonomik kriz içinde bocalıyoruz. Üzülmemek mümkün değil,nihayetinde bu ülke hepimizin ama,yanlış yapmamamız,(benim dediğim doğrudur) ısrar ve inatçılığından vazgeçmemiz de şart.
Söz konusu vatansa gerisi teferruattır der,ekonomik zorlukları aşmak için ne mümkünse yaparız.Biz kuru ekmeği de bölüşüp,umutlarını ona katık eden bir milletiz.Nasıl yaptık İstiklal harbimizi,nasıl döktük düşmanı denize,nasıl yoktan var ettik bu güzel vatanı?Gerekirse aynısını yine yaparız.Fedakarlıksa sonuna kadar fedakarlık, kuru ekmekse bir dilimi bile yeter bize ama,bizi yönetenlerin de milleti kucaklayıcı bir politika izlemeleri gerekiyor.
Domatesin,patlıcanın,biberin lafı mı olur?Bu millet bilmiyor mu merminin ne kadar pahalı olduğunu?Biliyor ama,ülkeyi yönetenlerin de kendisini adam gibi idare etmesini istiyor. Milleti karpuz gibi ikiye bölen, dindar ve kindar bir nesil yetiştireceğiz diyen, Osmanlı rüyasıyla yatıp kalkan, Cumhuriyetin kurumlarını kendi kafasına göre şekillendiren, dünün saygın Türkiye’sini herkesle kavgalı hale getiren bir yönetimin,nereden nereye geldik derken,bütün bunları da gözünün önünden geçirmesi gerekmez mi?
İnsanların hafızası var. Her şey öyle kolay unutulmuyor. 16 yıl önce terörü neredeyse sıfır noktasında teslim alan bir yönetim, hainlerle ve alçak düşmanlarla savaştırıyorsa ordumuzu ve polisimizi, bunun günahını millette aramayacağız herhalde. Türkiye’yi kim bu duruma getirdiyse ve kim yönettiyse o hesap verecek.Terörü nasıl tırmandırdık, Suriye’yi nasıl bela ettik başımıza,4 milyon Suriye’liyi nasıl soktuk topraklarımıza ve milyarlarca doları nasıl harcadık onlara?PKK’lı teröristleri ve hainleri bu millet mi törenle ağırladı sınır kapılarında?
Bütün bunları Türkiye’ye kötülük olsun diye yapmadılar. Hiçbir yönetim böyle bir şeyi aklına bile getirmez. Ama devlet yönetimi çok ciddi bir iştir ve tarihin tecrübelerini ve birikimini dikkate almayı gerektirir.Devletin iyi yetişmiş kadrolarını kapının önüne koyar ve eşi, dostu, siyasi yakını devlete yerleştirirsek, işte o tecrübesiz, beceriksiz ve bilgisiz yandaşlar da bu sonuçları yaratırlar maalesef.Öyle domatese,patlıcana,bibere laf etmekle olmuyor bu işler. Hovardaca harcanan paralarla neredeyse tüm gıda maddelerini ithal eder hale geldik. Tarımımızı öldürdük, tüm Avrupa’ya yetecek imkanlarımız varken, çiftçimizi süründürdük. Hem bu hataları yapalım,hem de enflasyon tırmanırken,müthiş artan gıda maddelerinin fiyatlarından yakınanları,merminin fiyatını bilmemekle suçlayalım.Bu olmaz işte…
AKP Genel Başkanı, nereden nereye getirdikleri Türkiye’yi, bir de madalyonun diğer yüzünden seyretmeli. Anayasayı devamlı ihlal ettik, laiklik anlayışıyla dalga geçtik, Cumhuriyetimizin kurucularına dil uzattık, Ergenekon-Kumpas-Balyoz senaryolarıyla Ordumuza, polisimize zarar verdik. Hepsinden önemlisi dini devlete alet ettik. Yargıyı, adalet anlayışımızı inanılmaz ölçülerde zedeledik. Türk Milli Eğitimini, okullarımızı, Üniversitelerimizi rayından çıkardık.Yandaş profesörleri musallat ettik pırıl pırıl kafalara.Yeni Türkiye yaratıyoruz diyerek,aklımıza esenle yasalarımıza yer değiştirdik. Torba yasalar diye bir metnin içine dilediğimizi koyduk,böylece pirincin taşını ayıklamayacak hale getirdik.İnanılmaz israflarla bütçemizi perişan ettik.Lüks makamlar,lüks araçlar yarattık,saraylar yaptık kendimize.Büyük devlet böyle olur sandık. Oysa en büyük devletlerde, örneğin Çin ve Amerika’da böyle şeyler yok. Oralarda Devlet, mütevazi binaları kullanıyor, küçük yerlerde büyük işler yapıyor,dünyayı yönetiyorlar. Bizdeki gibi büyüklük anlayışı ancak Arap ülkelerinde var.Gösteriş, ihtişam filan hep oralarda..
Yeni Türkiye anlayışı, iyice kan kaybettirdi dünün mütevazı, efendi, ayağını yorganına göre uzatmaya çalışan ve Anayasasına saygısızlığa izin vermeyen devletine. Dünün Türkiye’sinde de vardı yanlışlıklar, sakatlıklar,çarpıklıklar ama böylesi,yani günümüzde yaşadıklarımız görülmedi hiç. Bırakın görülmesini, akla bile getirilmezdi böyle şeyler. Tarikatlar dün de vardı ama bugünkü gibi pervasız, devleti hiçe sayan davranışlar içinde olamadılar. Yasalar hep enselerindeydi çünkü. Ama bugün,tarikatlar cirit atıyor ortalıkta.Hem ortalıkta hem de yönetimin içinde. FETÖ hainleriyle boğuşuyoruz ama,yarın onların yerini rahatlıkla alacak pek çok tarikata da göz yumuyoruz. Buna ne demeli peki?
Aslında yazacak ve soracak çok şey var. Üç maymunu oynayan medyamız,Bay Kemal’ler,bay Devletler,bay ve bayan diğerleri seçim işleriyle meşgul olduklarından,bu işlere bakamıyorlar.Parlamento da işlevini önemli çapta yitirdiği
için,sokağın sesi iktidarı, iyice rahatsız hale getirdi.Domatesin, patlıcanın, biberin gündeme gelmesinin asıl sebebi o işte..
Nereden nereye gelen Türkiye’ye bakıp da üzülmemek mümkün değil. Yerel seçim üzüntümüzü bir nebze giderir ve sorunlara çare olur mu acaba? Hiç sanmam, kafalarımızı değiştirmedikçe, yaptığımız yanlışları görmedikçe ve kabul etmedikçe, hele hele milletçe kucaklaşmadıkça,nereden nereye gelen Türkiye’yi iyi bir yere taşımamız giderek zorlaşıyor. Allahtan ümit kesilmez,inşallah zoru becerir ve güzel vatanımızı sağlıklı ve güçlü bir rotaya doğru yönlendirebiliriz.