Muhalefet olmayacak duaya amin demeye devam etmemelidir.
Şunu herkesin bilmesinde yarar var. Bu dağınık haliyle muhalefet, belki AKP’den fazla oy alabilir ama, fazla milletvekili çıkaramaz.Çıkarabilmesi için, tüm solcuların CHP’ye, tüm sağcıların ise MHP’ye oy vermesi lazım. Tarafsızlar, yani ortadaki seçmenler ise AKP’ye ve CHP’yi daha da dağıtacak küçük partilere vermesinler de, nereye verirlerse versinler.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde sandığa gitmeyen 13 milyon seçmenin hiç değilse yarısına oy kullandırılırsa, muhalefet partileri milli menfatlerde birleşir ve bir ittifaka giderlerse, kızgınlık ve kırgınlıklar bir köşeye atılırsa, önümüzdeki seçimde AKP’ye büyük darbe indirilebilir. Ancak o darbe dahi, 13 yıllık iktidarı bitirmez ve ülkeyi 2-3’lü koalisyona götürür.
Böyle bir sonuç, AKP’nin yarattığı tahribatı kolay önlemez ama, hiç değilse Cumhuriyetimiz, Anayasa ve kurumları emniyet altına alınmış olur. Dikkat edin, Başkanlık sisteminden hiç bahsetmiyorum çünkü, bunun gerçekleşme ihtimalı sıfırın altında bile yoktur. Kimse endişe etmesin, Türkiye’nin büyük sorunu Başkanlık sistemi değil, Recep Tayyip’ten yasal yoldan kurtulma mecburiyetidir. Bu nasıl olabilir, AKP hele bir seçimden yaralı çıksın, o zaman görülür, konuşulur ve bir yolu mutlaka bulunur.
Ülkesini seven ve Recep Tayyip zihniyetinin ülkeyi sürüklediği noktadan şikayetçi olan herkes, tek merkezde toplanmak zorundadır. Emine Hanımın partisi, Doğu beyin tabelası değişen siyasi atağı, Masum beyin pazarlıkları filan,Türkiye’nin kurtuluşuna zarar vermemeli ve ortak noktada buluşmayı tehlikeye düşürmemelidir. Eğer muhalefet, sandıkta firesiz buluşur ve AKP aleyhindeki oyları bir noktada toplarsa, seçimden sonra Türkiye aydınlık sabahlara uyanabilir.Bunun için büyük-küçük,ana-yavru tüm muhalefet parti başkanlarının bir araya gelmesi ve vakit kaybetmeden ‘’ittifak’’ karar ve açıklamasını yapması gerekir. Böyle bir karar, seçimden önce bile ülkeyi beklenen umutla tanıştırır ve herkesin rahat bir nefes almasını sağlar.
Maksat üzümü mü yemek,yoksa bağcıyı mı dövmek? Türkiye’nin kurtulmasını mı istiyoruz, yoksa bölünüp ötekileştirilen toplumların birbirine girmesini mi? Daha açık söyleyeyim, AKP’nin iflas etmiş ve ülkeye büyük zararlar vermiş olan politikasını durduramazsak, ülkede dökülecek kanı durdurmak, kardeşi kardeşe kırdırmayı engellemek kolay olmaz. Bunu daha açmakta fayda yok. Çünkü ne demek istediğimi sokakta çelik çomak oynayan çocuklar bile artık anlıyor.
Her seçim mühimdir ama Haziran seçimi şimdiye kadar yapılanların en önemlisi haline gelmiştir. Bu seçimde muhalefet tek yumruk olmayı beceremezse, Türkiye tek adamdan ve onun zararlı rejiminden kurtulamaz. Evet Anayasa değişmez, Başkanlık sistemi gelmez ama, Türkiye’nin karanlığa vedası iyice gecikir.
Şimdi top Kılıçdaroğlu’nda, Devlet Bahçeli’de, Emine Ülker’de, Doğu Perinçek’te ve daha adını ve başkanlarını tanımadığımız pek çok partinin yöneticilerinde… Eğer onlar milli menfaatimizi, kendi kişisel ve siyasi menfatlerinin önünde görmezlerse, biran önce seçim ittifakında birleşmezlerse, ellerimiz artık Recep Tayyip’in yakasından çok, onların yakasına sarılacaktır. Bunun böyle bilinmesinde fayda var.
Efendim, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin bey de birleştik de ne oldu? Kimse kimseyi kandırmasın, Ekmeleddin beyi doğru dürüst desteklemedik. Çoğumuz sandığa bile gitmedi, (CHP ve MHP’de aday yok muydu sanki?) söylemine sığındı. Bu samimiyetsiz tutumun sonucunu gördük. 13 milyon kişi sandığa gitmeyince, Recep Tayyip bey de Cumhurbaşkanlığına zahmetsiz çıkıverdi. Şimdi yine aynı hatayı yaparsak,muhalif oyları CHP ve MHP yerine HDP ve küçük partilere verirsek, belki Kürtlerin barajı aşmalarını kolaylaştırır, diğer küçüklere verilecek oylarla da AKP’nin milletvekili sayısını iyice arttırırız. Biliyorsunuz barajı aşamayan partilere verilecek oyların hepsi, en fazla oy alacak olan AKP’nin hesabına yazılır ki, bu yolla en az 40-50 milletvekili fazla çıkarır.
İç ve dış politikadaki ağır yanlışlar ve devlet yönetimindeki 13 yıllık büyük acemilikler ve keyfilikler sonucu, Türkiye’yi yoğun bakımlık hale getirdik.Kurtarmak istiyorsak, yol ve yöntem bellidir. Muhalefet tek bir oyu bile heder etmeyecek biçimde derhal birleşip bir ittifaka gitmelidir. Bunu başarırsak, daha büyük başarılara hazırız demektir.