Giderek kangren halini alan şu Suriye meselesi başımıza iş açacak gibime geliyor.
Başbakan’ın ve Dışişleri Bakanının yanlış politikası, ülkemize maddi ve manevi zararlar vermekle kalmıyor, devam lı bir harp tehlikesini de gündemimizde tutuyor.
Cumhurbaşkanı bile,Suriye’nin elindeki kimyasal silahları hatırlatmak zorunda kaldı ve önlem alınması zaruretine işaret etti.Ama Başbakan hala oralı değil.Hala Esat’a muhalif güçleri besliyor,para ve silah yardımı yapıyor.Dünyanın bütün gazete ve televizyonları,bu desteğin üzerinde dururken ve ‘’Türkiye ateşle oynuyor’’yorumunu yaparken,bizim Başbakanımız kulaklarını tıkıyor adeta.
Herkes görüyor ki,tıpkı Kürt meselesinde olduğu gibi, Suriye sorununda da yanlışta ısrar ediyoruz.Kimse Başbakana bu yanlışı anlatamıyor,kimse onu durduramıyor. Kürt konusunu yardımcısı Beşir Atalay’la çıkmaza soktu.Suriye konusunu ise Dışişleri Bakanı Davutoğlu’yla birlikte duvara doğru koşturuyor.
Yaptığı her yanlışı,Salı toplantılarında reform diye anlatıyor milletvekillerine.Şimdi de ana dilde savunmayı getireceğini söyleyerek,meraklıların ağzına bir parmak bal çalıyor.Başbakan bilmiyor mu,Türkçe konuşamayanlara mahkemelerde tercüman verildiğini?Öyleyse reform diye kime yutturuyor yıllardır yapılan bu uygulamayı?
Kürtleri kim şımarttı,yüzüne gözüne bulaştırdığı açılımları, kim bela etti bu ülkenin başına? Terörle mücadeleyi kim terörle müzakereye çevirdi?10 yıldır iktidarda,terörü bitireceğine daha da beslemedi mi Başbakan?
Hem terör uzmanlarını hapse atacaksın,yetişmiş onca vatanseveri zindanlarda tutmaya devam edeceksin,sonra da elindeki amatör kadroyla terörle boğuşur gibi yapacaksın. Kim inanır böyle bir mücadeleye.Kadir İnanır belki…
İktidarın yanlış politikası yüzünden gencecik yavrularımız şehit oluyor.Koskoca ordu,bir avuç serserinin hakkından gelemiyor.Tankımızla,topumuzla,tüfeğimizle,bombamızla,füzemizle,uçaklarımızla oradayız.Müthiş bir masraf yapıyoruz, milletin parasını su gibi harcıyoruz,bütçemizi mahvediyoruz.Sonra da bunun acısını,vergilerle zamlarla halktan çıkarıyoruz.
Böyle iktidar olur mu?Hesap sorulamayan,aklına eseni yapan,milletinin uykularını kaçıran bu iktidara kim dur diyecek?Bir millet düşünün ki,her dakika yüreği ağzında yaşıyor.Bu Başbakan harp mi çıkaracak,bu Başbakan ülkeyi mi bölecek,bu Başbakan başımıza nasıl bir çorap örecek?Artık kendi partilileri de sormaya başladılar bunu.
Muhalefetin gensorularını eleştiriyor.Aslında varlığını borçlu olduğu,teşekkür etmesi gereken cılız bir muhalefeti, yerden yere vuruyor.Türkiye’de eğer ciddi bir muhalefet olsaydı,Başbakan meydanları böyle boş bulabilirmiydi? İstediğini kolayca yapabilirmiydi acaba?Gensorular hafifmiş,ciddi değilmiş,onun için reddediliyormuş hep.
Ciddi olsaydı sanki,AKP’nin oy üstünlüğü karşısında kabul şansı olurmuydu?Muhalefet neyi denetlemek istese,iktidar anında reddediyor girişimi.Sözlü sorulara bile yarım yamalak cevap veriyorlar.
Allahın her günü,savaştan kaçan Suriye’liler bize sığınıyor.Sayıları 150 bini geçti.Böyle giderse,yarım milyona yakın mültecimiz olur.Bunları yediriyoruz,içiriyoruz,bir de kaprisleriyle uğraşıyoruz.İnsani yardım iyi de,yardım ettiklerimiz askerimize,polisimize saldırıyor,gösteriler filan yapıyor.Buna ne diyeceğiz?
Aynı yardımı geçmişte Saddam’dan kaçan Kürt’lere de yapmıştık.Onlara da kamplar açmış,yedirip içirmiş,bağrımıza basmıştık.Sonra onları PKK’lı olarak dağlarda,eroin-afyon ve silah üçgeninin içinde görmüştük.Şimdi aynı tehlikeyi, Suriye’den gelenlerde de yaşayabiliriz.Bu konuda önlem alınıyor mu acaba,alınıyorsa neler yapılıyor,bunları bilmek hakkımızdır.
Hükümetin başına buyruk politikasının faturası hem genel bütçeden ve hem de örtülü ödenekten karşılanıyor.Genel bütçeyi kısmen izleyebiliyoruz ama,örtülü ödeneği takip edebilmek mümkün değil.Yasa Başbakana imkan tanımış,dilediği parayı belgesiz,faturasız harcayabiliyor.Ama hiçbir Başbakan,Recep Tayyip’in harcadığını rüyasında bile göremedi.Dünyanın en müsrif Parlamentosunun(TBMM) bütçesinden daha fazla örtülü ödenek olur mu?Savunma ve Milli Eğitim bütçesinden daha fazla ödeneği,bir Başbakan nereye harcayabilir?
Millet nereye harcadığını biliyor,en azından tahmin ediyor.
Kürt ve Suriye masraflarına gidiyor paralar.Tıpkı Libya’lılara bavulla gönderilen paralar gibi,tıpkı Somali ve Filistin’lilere yapılan yardımlar gibi…Eğer doğruysa,kalkınsın diye Mısır’a da bir milyar dolar verecekmişiz.Ayranımız yok içmeye,atla gidiyoruz gezmeye.Sağa sola böyle savrulursa paralar, iğneden ipliğe her şeye zam yapılır elbette.Vergi diye milletin boğazına yapışmaya devam ederler.
Kimse kimseyi kandırmasın,Türkiye kan kaybediyor, bölünme tehlikesi yaşıyor.Yapılan icraatlara,yollara.köprü ve metrolara fazla kulak asmayın.Dışardan baktığınızda memleket şık ve güzel görünebilir.Ama içine baktığınızda, kanser sarmış her yanını.
Dileriz bu kanser,memleketi yiyip bitirmesin.