DUAYEN

Komşu Turizmi

Bizim tarafta turizm iyi gitmiyor. İnşallah düzelir. Peki komşuda işler nasıl, onlar memnun mu acaba? Oteller dolu mu, esnafın yüzü gülüyor mu?

     Durumu yerinde görmek için, Kos ve Kalimnos adalarına gittim. İlk bakışta onların da bizden pek farklı olmadıklarını anladım. Liman dolu sayılmazdı. Türk tekneleri de olmasa, geçen yıla oranla ortalık sakin gibiydi.Her zaman görmeye alıştığımız o mega yatlar yoktu. Kordonboyu, kafe ve restoranlar hayli tenhaydı.

     Belli ki, orada da bir sıkıntı var. Konuştuğum seyahat acentası yetkilileri, restoran ve dükkan sahipleri, şöförler hallerinden şikayetçiler. Eski yılları arıyorlarmış ve her geçen yıl turistin kalitesi daha da düşüyormuş.İskandinav turisti artık gelmez olmuş. Paralı turist pek uğramıyormuş. Rus sayısı iyice azalmış. Bu yıl Polonyalı ve Hollandalılar çoğunluktaymış ama, onlarda pek harcama yapmıyorlar, hayli tasarruflu davranıyorlarmış.

     Türk turisti adalarda bu yıl da çok gözde. Yemeyi, içmeyi, eğlenmeyi seviyorlar, iyi de para bırakıyorlarmış. Bu yüzden esnaf, Türkçe bilen personel bulundurmaya çalışıyor. Lokantalardaki menülerde İtalyan, Alman veya Fransızlara ait bölüm yok ama, hepsinde Türkçe listeler var. Yetmemiş çoğu kapılarına Türkçe ‘’Hoşgeldiniz’’ bile yazmışlar.

     Kos’ta şehir turu yapan yeşil renkli bir mini tren vardı. Binebilmek için turistler kuyruk olurlardı önünde. Bu yıl yeşil tren nedense çalışmıyor. Yerine kırmızı bir tren koymuşlar, durağının yerini de değiştirmişler, ama eski kalabalık trende de yoktu. Böyle bir treni Bodrum bir türlü koyamadı. Bu yüzden gelen turist, şehri doğru dürüst gezemiyor, bir fikir sahibi olamıyor,çay-kahve içip  dönüyordu. O kadar anlattık, söyledik, rica ettik. Ama olmadı işte. Aydın’daki küçücük Şirince köyü bile böyle bir treni yaptırdı ama, Bodrum nedense inatla yapmıyor. Herhalde taksicinin, minibüscünün mahalle baskısı var.

     Şu Yunan adalarını gezerken çok üzülüyorum. Tertibi, düzeni, disiplini,kentin bakımı, temizliği, çiçek ve ağaçlarla süslü hali, her şeyin fiyatının dükkan girişlerine yazılması beni çok etkiliyor. Niye biz yapamıyoruz bunları? Suyun iki yakasındaki iki millet. Biri turizmi kurallarına göre yapıyor, diğeri aklına estiği gibi… Oysa bizim ülkemiz Yunan adalarından çok daha güzel, imkanlarımız çok daha fazla. Ama gel gör ki, turizmin hakkını vermemek için direniyoruz sanki…

     Kos’ta da, Kalimnos’ta da çöpler modern şekilde dağlarda yakılıyor. Ne koku var, ne pislik var ortalıkta. Çöp yakma istasyonları öyle pahalı tesisler değil, dünya çok basit şekilde halletmiş bu

işi. Ama biz yapamıyoruz, bizim çöplükteki kokuya mani olamıyoruz, yangınları önleyemiyoruz bir türlü. Bizde laf çok, mazeret fazla. Elalem pratik şekilde yaklaşıyor soruna ve süratle çözüyor. Biz hala nasıl çözüleceğini tartışıyoruz, konuşuyoruz…

     Adaların kaldırımlarında rahat yürüyoruz.Bizdeki gibi motosiklet ve bisikletler rahatsız etmiyor insanı. Çünkü kaldırımlar sadece yayalar için ve diğer araçlara kesinlikle yasak.Bodrum’u düşünüyorum, motosikletlerin altında kalmamak için kaçıştığımız geliyor aklıma. Çöp ve servis kamyonlarının altında kalmayalım diye duvarlara yapıştığımız anlar…

     Hizmetlerin iyi yürümesi, eksiklerin tamamlanması için, bu işlerin başına idarecileri koymuşuz. Demek ki, bu yetmiyor. Önce yönetim modelini ve sistemini kurmak ve oturtmak gerek. Ayrıca bu sistemin kalıcı olması ve her gelen idareci tarafından da değiştirilmemesi şart.

     Bunları düşünürken, bindiğim taksinin radyosunda  Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması başlamaz mı? Şaşırdım ve hemen kapattırdım. Yahu biz Türkiye’de dinlemiyoruz, artık sesini bile duymak istemiyoruz, adam gelmiş dalga geçer gibi Yunan adasında bile kafamızı şişiriyor. Recep Tayyip de nereden çıktı demeyin. Rum şöförleri araçlarında devamlı Türk radyolarını dinliyorlar.Müzik bitti mi,haberlere geçtiğinde neredeyse her kanalda Türk Başbakanı var. Rumlar da, anlamasalar bile dinliyorlar ve gelecek müzik programını bekliyorlar. Merak ettim, adalarda en çok Bodrum FM, radyo Halikarnas , NTV radyo, CNN Türk ve benzerlerinin dinlendiğini öğrendim. Şu hale bakın, Akdeniz ve Ege sahillerinde yıllarca biz, istasyonları kuvvetli diye  Rum radyolarını dinlemek zorunda kalırdık. Şimdi ise Rum’lar bizi dinliyorlar. Ne günlere geldik…?

Yayın Tarihi
25.08.2014
Bu makale 5683 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!