Süleyman Demirel Türk siyasi hayatına damgasını vurmuş başarılı bir siyasi şahsiyettir.
Cumhuriyetimizle yaşıt olan Demirel,pırıl pırıl bir hafızaya sahip olup, geçmişi iyi tahlil ederek şimdi geleceğimize yol gösteriyor. Yaşayan en tecrübeli siyasetçimiz ve seçkin bir devlet adamımız olduğu için,herhalde buna hakkı olan tek kişidir.
Demirel’in İslamköy'deki "demokrasi ve kalkınma" müzesinin açılışında yaptığı konuşmayı iyi değerlendirmek ve söylediklerine kulak vermek lazım. Çok büyük bir tecrübenin, yine çok büyük bir birikimin toplamıdır sözleri.
Kim ne derse desin Demirel, bir demokrasi mücahiti ve kalkınma profesörüdür. Köyden şehire yürüyüşün ve oradan başarılı bir tırmanışla zirveye çıkışın bir sembolüdür o. Geçmişin çoban Sülü’sü, ülkenin su mühendisi, barajlar kralı, Başbakan’ı ve Cumhurbaşkanı olan Demirel, her şeyini Cumhuriyet’in nimetlerine borçlu olduğunu, örnekler vererek anlatıyor. O kadar güzel anlatıyor, kelimeleri o kadar özenle seçiyor ki, ders almamak mümkün değil.
Demirel, demokrasimizin 6 defa gidip, 7 defa gelen tek siyasetçisidir. Darbe yaşamış, Zincirbozan’a sürgüne gitmiş, bir süre siyaset dışında kalmış olmasına rağmen, üzüntüsünü ve kırgınlığını kimseye belli etmeyerek, mücadelesine bıraktığı yerden aynı azim ve kararlılıkla devam etmiştir. Ona göre, siyasette küslük olmazdı.
Demirel tüm siyasi hayatı boyunca Cumhuriyete, Atatürk ilke ve inkilaplarına, laikliğe sahip çıkmış, çağdaş uygarlık anlayışına toz kondurmamış, geçmişin yoksul Türkiye’sini zenginleştirmek için ne mümkünse yapmıştır. Ona göre şehirde ne varsa, köyde de o olacaktır. Nitekim olmuştur da…
Türk siyasetinin köklü çınarı Demirel’in, ülkeye ve ülkeyi yöneteceklere vasiyet sayılması gereken önemli nasihatları var. En önemlisi Cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkılması… Oyla gelenin oyla gönderilmesi… Peki oyla gelen saçma sapan işler yaparsa ne olacak? Onun da kırmızı çizgileri var. Bu çizgilere dikkat edilmezse, millet o iktidarı oylarıyla alaşağı eder.
Nedir o kırmızı çizgiler..? Demirel bu çizgilerin Anayasa’mızda açık ve net bir şekilde yer aldığını söylüyor. Türkiye bir hukuk devletidir. Din siyasete alet edilemez. Laik bir ülkeyiz. Sosyal devlet karakteri değiştirilemez…
Demirel’in şu önemli teşhisleri de hepimizin kulağına küpe olmalıdır…
Halk Cumhuriyet’ten memnundur ve Türk İslam Devletini istemiyor. Bu gerçeği herkesin görmesi ve kabul etmesi lazım.