Türkiye’nin
tehlikeli gidişi hepimizi ürpertiyor.
İç ve dış
sorunlar belimizi iyice bükmeye başladı.Sınırlarımızdaki rezaletler yenilir
yutulur, sineye çekilir gibi değil. Bir avuç hain Türk devletiyle dalga
geçiyor. Açıkça tehdit ediyor, ne söz verildiyse biran önce yerine
getirilmesini istiyor. PKK çekilmiyor, çekilmiş gibi gösterdiği 500-600
militanın yerine dağ kadrosuna 2000 kişi daha ekliyor. Gücünün bir kısmını
Suriye sınırımıza kaydırıyor.Böylece karşımızdaki cephe genişliyor, hükümetin
acemi ve başarısız dış politikası Türkiye’nin başına ciddi bir bela olup
çıkıyor.
Doğu ve
Güneydoğu’da terör yangını devam ediyor. Süreç hikayeleri, anlaşma ve uzlaşma
masalları hedefine gitmek bir yana, devletimizin aleyhine gelişiyor. Ordumuzun
eli kolu bağlandı,ne içerdeki nede dışarıdaki teröristlerle gereği şekilde
boğuşamıyor.Başbakan bölgeye havaalanları yaptıklarını söylüyor, teröristler iş
makinalarını yakıyor. Havaalanı ihale bedelinin yüzde 10’unu haraç olarak
istiyor.
Hala
Suriye’ye çatıyoruz. Hala Mısır’daki gelişmelere tepki gösteriyoruz. Boyumuzun
ölçüsünü aldık ama, Başbakanla Dışişleri Bakanı
farkında bile değiller ya da öyle davranıyorlar. Güçlü Türkiye’den bahsedip
duruyorlar ama kendilerinden başka inanan kalmadı çevrede. Dış politikamız
iflas etti. Yabancı gazeteler çok ağır şeyler yazıyorlar hakkımızda. Üzülmemek
mümkün değil.
Hükümetin
bu kafayla memleketi seçimlere kadar götürebilmesi zor. Sonbaharda okullar
açılıyor, ekonomik krizin alarm çanları şimdiden çalmaya başladı. Partisinin
içindeki homurdanmalar ayyuka yükseliyor. Bizimki farkında değil, hayalindeki
masalları anlatmaya devam ediyor millete.
Onu televizyonda
izlerken, hepimizi aptal yerine koyduğunu görüyorum. Öyle şeyler söylüyor ki, ya
ben bu memlekette yaşamıyorum yada o bu ülkeyi yönetmiyor. Gözümüzün içine baka
baka,gerçekleri tersyüz ediyor. Meğer biz ne mutlu, ne güçlü bir ülkede
yaşıyormuşuz da, haberimiz yokmuş.
Oldu olacak,
gerçekleri bir de biz anlatalım Başbakana. Güzelim Türkiye’yi berbat edin diye
ihaleye çıkarsaydık,onun gösterdiği başarıyı kimse gösteremezdi. Belki
eksiklerimiz, aksaklılarımız
vardı ama, kurumlarımız tıkır tıkır çalışıyordu
eskiden. Siyasetin değil, devletin memurları işbaşındaydı. Yargıya
güveniyorduk,orduya güveniyorduk, polise güveniyorduk. Şimdi bu güvenimizin
yerinde yeller esiyor.
Koskoca Türk
devleti, günden güne eriyor. Bu gidişe dur diyememek de, bizleri kahrediyor.
Anlatabildim mi acaba?