DUAYEN

İşimiz Duaya Kaldı

     Akşamları televizyon haberlerinde seyrettiğimiz yer Türkiye ise eğer, vay benim ülkemin haline…

     Güneydoğu’da olaylar bitmek bilmiyor. Cenazeler gelmiyor ama, devletimiz de oralarda pek hakim görünmüyor. Sınırlarımızda da durum böyle, il ve ilçe merkezlerinde de… Gelen haberlere bakılırsa, Kürtler ve teröristler iyice azmış durumda. Kutlamalar yapıyorlar, güvenlik güçlerine saldırıyorlar, cadde ve sokaklarda kimlik kontrolü yapıyorlar, vergi ve haraç topluyorlar.

     Peki, devlet nerede..? Taksim’de düşmana saldırır gibi gençleri püskürten, yaralayan, yakaladığını karga tulumba götüren o çevik kuvvet, emniyet güçleri, asker, jandarma filan yok mu terör bölgelerinde? Hepsi var ama, göründüğü kadarıyla Ankara tarafından pasifize edilmiş durumdalar. Aman Kürtlere dokunmayalım, sürece zarar vermeyelim, bırakın ne isterlerse yapsınlar…

     Dostlar alışverişte görsün kabilinden teröristlerin üzerine biraz su sıkılıyor, en hafifinden havaya biraz biber gazı püskürtülüyor, hepsi o kadar. Devletimiz terörist Kürte böyle, demokratik hakkını kullanmaya çalışan gençlerimize de işte böyle farklı davranıyor.

     Bu nasıl devlet anlayışı,bu nasıl bir yönetim demeyin. Bizim ülkemiz 11 yıldan beridir bu şekilde idare ediliyor. Bir adamın aklından ve ağzından çıkan emirlerle, demokrasiyi ters ve çarpık anlayan bir mantıkla yönetiliyoruz. Sandıktan çıktım,ne istersem yaparım... Bunun adı demokrasi filan olamaz, sandıktan da çıksan kurallara ve demokrasi geleneğine bağlı kalmak zorundasın. Buna aldıran yok.

     11 yıl önceki güçlü, kudretli, sözüne güvenilir ve saygın Türkiye’nin yerinde şimdi yeller esiyor. Bugün tüm komşularıyla kavgalı, bizimle zerre kadar ilgisi olmayan işlere burnunu sokan, neye el attıysa berbat eden ve uluslararası saygınlığını ve itibarını zedeleyen bir ülke haline geldik.

     İktidar bunun aksini söylüyor. Güçlü Türkiye’den filan bahsediyor. Televizyonda onları hayretle dinliyorum. Öyle şeyler söylüyorlar ki, ya ben bu ülkede yaşamıyorum yada onlar Türkiye’yi değil  başka bir ülkeyi yönetiyorlar. Oysa her şey gözlerimizin önünde cereyan ediyor. Türkiye günden güne eriyor, kan kaybediyor.Bunu görmemek için ya kör olmak yada iktidar tarafından beslenmek, yandaş olmak lazım.

     Türkiye’de yangın var, bizi yönetenler Mısır’a ağlıyorlar, Suriye’yi kan gölüne çevirenlerle işbirliği yapıyorlar. Milletin parası Mısır’a, Suriyeli muhaliflere gidiyor. Bunu denetleyebilmek bile mümkün değil. Sayıştay denetiminden kaçmanın yolunu açtılar, yasaları değiştirdiler.

     Yargının hali yürekler acısı, ordunun eli kolu bağlandı, polisin yarı kadrosu yandaşlarla yenilendi, şimdi polise ağır silahlar alınıyor. Aslında ordunun kullanması gereken silahlara şimdi polis sahip oluyor.

     Türkiye’nin her şeyi satıldı. Öylesine müsrif ve savurgan bir idareye sahibiz ki, artık paraları tükettiklerinden yeni vergilerle gırtlağımıza sarılıyorlar. Milletin tahammül gücünü zorluyorlar.

     Böyle bir tabloda Sonbahara giriyoruz. Yapacak bir şey yok. İşimiz duaya kaldı. Allah bu memleketi kötü ve karanlık günlerden korusun. Devleti ve milleti bu iktidarın elinden kurtarsın.

Yayın Tarihi
23.08.2013
Bu makale 4458 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!