Bir şeyi aklım almıyor. 13 yılda ülkeyi tepetaklak eden, Anayasa ve yasaları devamlı çiğneyen, terörü azdırıp şehit cenazelerinin peş peşe gelmesine seyirci kalan, milli eğitimimizi tanınmaz hale getiren, dini devamlı politikaya alet eden, aklına eseni yapmakta engel tanımayan bir iktidar, nasıl olur da milletten hala oy isteyebiliyor?
AKP’nin, eğer yapılabilirse iki ay sonraki seçimde, yüzde 38-39 oranında oy alacağı tahmin ediliyor. İnanılır gibi değil, bunca kusura, kabahate ve suça rağmen, bu millet nasıl oluyor da böyle bir sorumsuz kadroya oy veriyor?Düşünün,düne kadar elele, gönül gönüle yürüdükleri ve (ne istediniz de vermedik) dedikleri kişileri paralel devlet kurmakla suçlayarak, bunlara adeta savaş açtılar. Yahu bugün paralelci diye suçladıklarınızla birlikte, değiştirmeye çalışmadınız mı devleti? Tüm devlet kadrolarını beraber dağıtmadınız, yerlerine kendi adamlarınızı getirmediniz mi?? Tayinlerin altında kimin imzası vardı acaba?
Bugün kalkmışlar, ’’bizi kandırdılar’’ diyorlar. Siz çocuk musunuz, biz koca devleti kolayca kandırılacak kişilere mi teslim ettik? Teröristlerle masaya oturdunuz, çözüm süreci deyip durdunuz, PKK eylemlerine devam edince de yine ‘’bizi kandırdılar’’ dediniz. Barzani’yi baş tacı ettiniz, peşmergelere resmi geçit yaptırdınız, Şivan Perver’e şarkılar söylettiniz. İşler bozulunca da, yine kandırıldığınızı söylediniz. Suriye meselesinde de böyle oldu, yolsuzluk ve usulsüzlüklerde de böyle oldu, hep kandırıldınız yani. Böyle devamlı kandırılan bir kadroyla yola devam edilebilir mi, Türkiye aldatılmaya müsait böyle bir iktidarın eline daha fazla bırakılabilir mi?
Tek bir adamın ağzına ve diline bakıyoruz. İster kabul edin ister etmeyin, Türkiye’de sistem değişmiştir diyor da, kimsenin kılı bile kıpırdamıyor. Bizim bir Anayasa Mahkememiz yok mu? Eğer varsa ve o ülkede Anayasa her fırsatta ihlal ediliyorsa, bu yüce mahkeme nasıl olur da sessiz sedasız seyreder bu ihlalleri? Adli yılın açılışında Yargıtay Başkanını dinliyorum. Çok güzel konuşuyor da, söylediklerinin hiçbiri yapılmıyor bu ülkede. Hukuk var diyor, bana göre yok. Var dediği hukuk, günahsız insanları zindana tıkıp, ölümlerine sebep olduktan ve çoğunun hayatını allak bullak ettikten sonra, ’’pardon’’ diyor. Balyoz davalarını, Ergenekon iddialarını, günahsız yere yıllarca hapis yatanları düşünün bir… Bu mu var dediğimiz hukuk?
Seçimler yapıldı, herkes oyalandı, hükümetin kurulmaması için tüm senaryolar düşünüldü, sonuçta ülke erken seçime zorlandı. Davutoğlu hükümeti kuramadı tamam. Peki görev Kılıçdaroğlu’na niye verilmedi? Benim sarayımı tanımayanı ben hiç tanımam deme hakkı var mı kimsenin? Şahsi tasarruflar, (ben yaptım oldu) mantığı geçerli olabilir mi hiç? Türkiye’de oluyor işte ve hukuk, yasaların gereğinin yerine getirilmesini sağlayamıyor.
Türkiye’de bir parti dini göstere göstere, engel filan tanımadan politikaya, hem de 13 yıldır alet ediyor. Bir başka parti, bölücülük yaparak (tavşana kaç-tazıya tut ) politikasıyla,memleketin altını üstüne getiriyor. Yasalara baktığımızda, her iki partinin de hemen kapatılması, idarecilerinin yargı önüne çıkarılması gerekirken, biz çoğunu mebus yapıp Meclis’e sokuyoruz. Bu durumda ya yasaları değiştirip, (partilerin dini politikaya alet etmesi, bölücülük yapıp terörü desteklemesi serbesttir) diyelim, ya da mevcut yasaların gereğini yerine getirerek, kargaları bile güldüren bu oyuna bir son verelim.
Son verebiliyorsak eğer, Türkiye bir hukuk devletidir. Veremiyorsak, hukuka inancı iyice sarsılmış olan bu milleti, hukukun varlığına artık inandıramayız.
Şimdi sonucu üç aşağı-beş yukarı belli bir seçime gidiyoruz. İki ayı kampanyalarda geçirip, havanda su döğeceğiz. İşimiz rast gider de, hadisesiz bir seçim yapabilirsek, sandıklar açıldığında göreceğiz ki, eski hamam eski tas… Yine koalisyon turları, yine senaryolar,yine iktidarla muhalefetin ayak oyunları.. Dünyanın vaktini kaybedeceğiz. Hani önümüzü görebilsek, bu seçimden bir mucizeyi çıkarabilsek mesele yok. Ama kazın ayağı öyle değil. İktidarı kaybetmemek için her şeyi göze alanlar, Türkiye’yi huzura ve güvene yine hasret bırakacaklar. Parti menfaatleri ülke menfaatlerinin üstünde tutuldukça, ekonomimiz de sarsılır, iç ve dış güvenliğimiz de ciddi zararlar görür. Dileriz böyle olmasın ama, görünen köy de kılavuz istemiyor işte…