Golf
turizmine karşı çıkanları anlamak mümkün değil.
Bodrum’da
golfün gelişmesini engellemek isteyenler var.Üstelik fanatik çevreciler,bu
konuda direniyorlar adeta. Yok su kaynakları zarar görürmüş, yok toprak kimyevi
ilaçlarla zehirlenirmiş, doğal örtü hırpalanırmış filan.Bilen de konuşuyor bu
konuda, ama bilmeyen daha fazla sesini yükseltiyor.
Turizmden
iyi para kazanan ülkelerin hepsi,golfün üstüne titriyorlar,saha sayılarını
arttırmaya çalışıyorlar. Bunların doğaya kasıtları mı var?İspanya’da 400’ün
üzerinde saha mevcut. İtalya’da 285, Fransa’da 270, İngiltere’de 700’den fazla. Bir o kadarına da İskoçya ve Galler sahip. Amerika’da büyük
sitelerin çoğunda golf saha ve kulüpleri var. Mevcudun 2000’i aştığı
söyleniyor. Japonya’yı da yabana atmamak lazım.Arazileri olsa, her mahalleye
birer saha konduracaklar.
Türkiye’deki
saha sayısı ne yazık ki 20’yi geçmiyor. Buna rağmen, Antalya’nın Belek bölgesindeki
golf tesislerimiz dünyaya parmak ısırtıyor. Burada bir golf cenneti yaratıldı. 30’u
tatil köyü olmak üzere, 70’in üzerinde beş yıldızlı mükemmel oteller, kulüpler
ve sahalar var. Golf tek sahada değil, birkaç sahada oynanırsa daha zevk ve
heyecan veriyor.Turizmi 12 aya yayan,zengin turiste hitap eden, bulunduğu
bölgeye büyük değerler katan ve çok iyi
para bırakan bir spordur golf.
Bodrum’da
sezon çok kısa.Üstelik de yerli turist ağırlıklı.. 3 ay verimli çalışan güzelim tesisler, geri kalan 9 ay bomboş
yatıyor. Ucuz turizm yapılıyor Bodrum’da. Yataklar neredeyse bedavaya
veriliyor. Günde 50-60 liraya, yemek-içmek dahil tatil yapıldığı nerede
görülmüş? Buna turizm değil, kuru kalabalığın ağırlanması denir.
İşte
burada golf turizmi devreye girerse, şimdilik sahip olduğumuz iki saha sayısı
10’a çıkarılırsa, gelecek zengin turistler Bodrum’u uçurur ve turizm gelirini
zirveye çıkarır. Gidin bakın Maya Tatil köyü sapağına, 18 delikli mükemmel bir
golf sahası var. İkincisi de yapılıyor şimdi. Her yer yemyeşil, pırıl pırıl, ortam
müthiş huzur veriyor insana. Hele Ortakent’teki 9 delikli kulüp, görmeye ve
gezmeye, alkışlanmaya değer doğrusu. Çorak, bakımsız ve verimsiz bir alan
böylesine mi güzelleşir ve değerlenir? Bütün yıl golf oynanıyor
orada, turnuvalar tertipleniyor, yerli-yabancı zengin turistler her mevsimde boş
bırakmıyorlar sahayı. Üstelik 5 mükemmel tenis kortu da yapmışlar, iyi de bir
kulüp kurmuşlar, iki spor başarıyla yapılıyor burada. Türk’ün aklı gözüdür. Gidin
görün güzelliği, yeşilliği, hareketi ve sporun faydalarını…
Golf
tesisleri doğaya zarar vermek bir yana, hepsi de mükemmel arıtmalara sahip, Su
sıkıntısı olan bölgelerde, deniz suyu arıtılarak sulanıyor çimler. Çimleri
güçlendirici takviyeler, insan sağlığına aykırı değil. Tarım alanlarında
kullanılan ilaçların zehirlediği topraklarda yetişen sebze ve meyveleri
afiyetle yiyenler, buna ses çıkarmıyorlar da, kafayı golfe takıp, yatırımları
geciktirmeye çalışıyorlar. Anlaşılır gibi değil..
Kim ne
derse desin, Bodrum çok yakın bir gelecekte
golf turizmiyle tanışacak ve bölgede yapılacak 10’a yakın sahayla turizm
nasıl yapılırmış, gelir nasıl birkaç misline katlanırmış, sezon nasıl
uzatılırmış görülecek.
Doğaya
zarar verecek her şeye hayır, ama golfe evet, evet, evet…..