Bu iktidarın söylediği hiçbir şeye inanmıyorum. Ne ekonomik durumla ilgili açıklamalarına,ne güvenlikle ilgili bilgilerine ve ne yaptıklarıyla ilgili beyanlarına hiç aldırmıyorum.Çünkü doğruyu anlatmıyorlar, işlerine geldiği gibi eveleyip geveliyorlar.
Her şeyi gizli kapaklı yapıyorlar. Yaptıklarını ve masraflarını sır gibi saklıyorlar. Kimseye doğru dürüst hesap vermiyorlar. Sayıştay bile görevini yapamaz hale geldi. Ele geçirilebilen evraklardan ortaya çıkan skandalların raporları bile, Meclis’in denetiminden kaçırıldı.
Maliye Bakanının telaffuz etmek zorunda kaldığı bazı harcamaların detayını kimse öğrenemiyor. Neyi kaça aldılar, nereye ne harcadılar, faturaları görmek ve incelemek imkanı yok ki.. İhalelerin keşif bedeli doğru mu, ödenekler ne şekilde veriliyor, avans takipleri yapılıyor mu? Bazı işlere çift ödeme yapıldığı iddia ediliyor da, doğrusunu çıkıp anlatan, kamuoyunu aydınlatan yok.
Demokrasilerde şeffaf yönetim dediğimiz normal model, çoktan tarihe karıştı. AKP şeffaflığın da başına bir türban geçiriverdi. Memlekette neler oluyor, neler bitiyor, doğru dürüst takip edilemiyor artık. Ordumuz ne ölçüde küçüldü, polisimiz ne ölçüde büyüdü, yargıdaki her gün arttırılan mahkemelerin sayısı kaça çıktı? Polise alınan ağır silahlar nelerdir, miktarını öğrenebilen yok. Ordu varken, bu silahlar niye alınır ki emniyete?Bu sorunun cevabını kimse bilemiyor,soramıyor,merak etmekten bile ürküyor insanlar.
Memur sayımız kaça çıktı, AKP döneminde işe alınanların sayısı ve nitelikleri nedir? 12 yıl önce Başbakanlıkta kaç kişi çalışıyordu, bugün kaç kişi çalışıyor? Cumhurbaşkanlığı personelinin sayısı Abdullah Gül döneminde ne kadar artmıştı, şimdiki mevcudu nedir? 12 yılda tüm memurların kaçı emekli oldu, yerlerine kaç kişi alındı? Bunları kimse bilemiyor.
Muhalefet yazılı ve sözlü önergeler veriyor, medya sorup araştırıyor, fakat gerçeği öğrenebilen yok. İstatistik Kurumuna, içinde çalışanlar bile güvenemiyor artık. Arada bir verilen komik bilgilere
inananları bulsak, hatıra olsun diye fotoğraf çektireceğiz. Devletin tamamı gizlilik denilen hastalığın etkisi altında. Bir bilgi dışarıya sızacak, basının ve muhalefetin eline geçecek diye ödleri kopuyor. Her şeyi saklıyorlar ama nereye kadar? Gün gelecek herşey açığa çıkacak. Hep karanlıkta yaşamayacağız ki,birgün aydınlığa da kavuşacak Türkiye. Bakalım o zaman ne yapacaklar?
Recep Tayyip Başbakanken,kızını danışman yapmıştı. Doğru yalan bilemiyoruz,medyaya yansıdığına göre 52 bin liraya yakın da maaş veriliyormuş. Doğruysa şimdi ne oldu kızı? Cumhurbaşkanlığı danışmanı da yaptılar mı?Koruma sayısı kaça çıktı? Cumhuriyet tarihinin en büyük koruma ordusuyla karşı karşıyayız. Ülkeyi yönetenler,korkudan sokağa korumasız çıkamıyorlar. Halk çok kızıyor bu korumalarla gezenlere. Kendilerini korutan yöneticilerin ,halkı korumasız bıraktıklarını görüyorlar çünkü. Şöyle elini kolunu sallayarak, rahatça aramızda dolaşacak bir yiğide hasret kaldık. İktidarın da,muhalefetin de lider ve önde gelenleri, tek başlarına yürümeyi unuttular adeta. Korkudan kalabalıksız bir yere gidemiyorlar.
Altlarında son model arabalar, lüks cipler, analarından böyle mi doğdu bunlar? Çifter çifter uçaklar, helikopterler, milletin parasını hovardaca havaya savuruyorlar? Haydi Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar filan müsrif, yetimin hakkını filan hesaba katanı yok diyelim, peki devletin üst düzey bürokratlarına da ne oluyor? Onlar da aynı durumda, altlarında lüks araçlar, lojmanlar, misafirhaneler, devletin tüm imkanlarını milletin rahat ve huzuru için değil, kendi rahat ve huzurları için kullanıyorlar.
Demokrasilerde bunların hesabını soracak kurumlar var. Ama bizim demokrasimizde de var olmasına rağmen, bu kurumlar görevlerini yapmıyor ve devletin imkanlarını dibine kadar kullanmayı tercih ediyorlar.
Ama bir gün hesap, sadece siyasilere değil, görevini yapmayan, savsaklayan, ihmal eden korkak bürokratlara da sorulacak. Bunu unutmamak gerek…