DUAYEN

Denizi Geçip Çayda Boğulmak

Koylarla çevrili Gökova’nın çok güzel köyleri vardır.Mavi yolculukta tekneler bu köylere uğrar, turistleri gezdirir,ikmal yapar,sonra tekrar denize açılırlar.

 Son yıllarda bu köylerin denizlerinde bazı tatsızlıklar oluyor.En fazla birkaç günlük bağlamaya müsait köy iskeleleri,marina gibi kullanılıyor.Artık Bodrum’dan gelen mavi tur tekneleri,eskiden olduğu gibi buralara yanaşamıyorlar.Çünkü yıllık kira ödeyen teknelerden hiç boş yer kalmıyor.

 Köy iskeleleri marina gibi kullanılırsa,deniz iyice kirlenir ve Haliç’ten beter hale gelir.Çünkü bu köylerin çoğu açık denizde değildir.Su sirküle etmez ve onca kirliliği kaldırmaz.Kaldı ki,köy iskelelerinin altyapısı,arıtması filan yoktur.Öyle olunca kirlilik kaçınılmaz hale geliyor.

 Gökova’nın Karacasöğüt köyü buna en güzel örnektir.Kapalı denize sahip olan bu güzelim köyde, 80-100 civarında tekne bağlıdır.Yeni yapılan köy iskelesinde 70,sağındaki tahta iskelede 15,yelken kulübünde ise 20’nin üzerinde tekne mevcuttur.Bu rakamlara kulüp ile köy iskelesi arasında ağaçlara bağlananlar ve denizin ortasına demirleyenler dahil değildir.

 38 yıldır oturduğum bu köyün kırık dökük bir iskelesi vardı.Muhtarlığın işlettiği bu eski ve köhne iskele,tehlikeli bir durum arzedince,oraya bağlı bazı tekne sahiplerinin de maddi yardımıyla devlet tarafından yeniden yapıldı.Çok da iyi oldu.Ama denizleri geçip çayda boğulan kafalara sahip olduğumuz için,bu güzelim iskele sahipsiz kaldı.

Önce kaymakamlık devreye girdi.Bunun sahibi Ankara Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruludur denildi.O sırada Belediye yasası değişip,köy muhtarlığı mahalle muhtarlığına dönüşünce, Marmaris Belediyesi (bana ait olmalıdır)dedi.CHP’li Belediyeye Vilayet,(dur bakalım)itirazını yapıp,iskelenin ihaleye çıkabileceğini belirtti.Ama kimsenin ne olacağı,ne yapılacağı konusunda sağlıklı bir bilgisi yoktu.Bu yüzden iskelenin yönetimi bir süre ortada kaldı.

Geçenlerde gittiğimde bazı teknelerin düzensiz bağlandığını,yönetimi iskelenin yapımına katkıda bulunan bazı kişilerin üstlendiğini,tuvaletlerin kilitli olduğunu gördüm.İskelenin yapımına beş yıl bağlanma garantisiyle maddi destek verenler,kendi teknelerinin bağlı olduğu bölümü kapatmışlar,fiili bir durum yaratmışlardı.Bu yasalara açıkça aykırı bir durumdu ve bu aykırılığa kimse bir şey diyemiyordu.Muhtarlık durumu Jandarmaya, Kaymakamlığa iletmiş,makbuzsuz para alındığını Maliyeye duyurmuş,ancak herhangi bir sonuç alamamış.

Karacasöğüt’te köylüleri de huzursuz eden bu çekişme sürerken,son dakikada iskelenin Muğla’da bir vakfa ihale ile verildiği duyurulmuş.Ancak ihaleden kimsenin haberi olmamış.Yakında kimlere nasıl ve ne şekilde verildiği ortaya çıkar.Bu iskelenin akıllıca yönetilmesi ve sağlanan gelirden köye de bir miktar pay ayrılması gerekir.Aksi takdirde bu kavgaların,itişme ve çekişmelerin sonu gelmez.

 Meşhur İngiliz limanında da (Okluk koyu)bir sahipsizlik var.Buraya da çok tekne bağlanıyor ve restoranların önüyle karşı kıyıya bağlanan bu teknelerin yarattığı kirlilik,koyun geleceğini tehlikeye düşürüyor.Ayrıca buraya devamlı bağlanan teknelerden alınan bir ücret var ki,bunun kimlerin cebine girdiği de araştırılmalıdır.Ohh ne ala memleket,devletin denizine sahip çık,tekneleri istediğin gibi bağlat,bağlama ücretini makbuzsuz al ve bir kuruş vergi ödeme.Bunlar nasıl işlerdir, memleket bu kadar sahipsiz midir?

 Bunlar sadece Karacasöğüt’de olmuyor. Gökova ve Hisarönü koy ve köylerinin çoğu, Bozburun ve Datça civarı da aynı sorunlarla boğuşuyor.Bunlara sahip çıkacak bir yetkili yok mu?Denizciyi de, turizmciyi de, köylüyü de memnun edecek bir formül bulunamıyor mu? Bu kadar basit bir meseleyi çözemeyecek miyiz yani…?

Yayın Tarihi
04.07.2014
Bu makale 5928 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!